2010 ve 2018 yılları arasında işsizlik oranlarının bir şekilde hızla artması engellenmiş olmasına rağmen 2019 yılında bu görünüm hızla kötüleşmeye başlamıştır. Belli ki ekonomimiz örtük veya açık olarak desteklenen hızlı nüfus artışının kötü etkilerini savuşturacak kadar istihdam imkanı yaratamamaktadır
İşsizlik, toplumsal düzeni kökünden sarsan ve geniş kitleleri etkileyen ekonomik bir değişkendir. İstihdam yapısının iyileştirilmesi kısa vadeli cözümlerle geçiştilemeyecek kadar acil ve önemli bir sorundur. 2020 yılında umarım bu konuda kalıcı çözümler üretmek için daha yoğun ve güvenilir çalışmalar yapılır.
2019 yılı ekonomik açıdan hiç de kolay geçen bir yıl olmadı. Birçok açıdan sancılı geçen yıl kaçınılmaz olarak bazı değişkenler üzerindeki olumsuz etkisini 2020 yılına da taşıyacaktır. Genel olarak bitirdiğimiz yıla göre daha olumlu beklentilere sahip sahip olsak da 2020 yılı tebbiri elden bırakmadan dikkatli hareket etmemiz gereken bir yıl olarak karşımızda durmaktadır.
Türkiye ekonomisi sadece ekonomik değişkenler aracılığıyla analiz edilemeyecek bir duruma gelmiştir. Sınır komşularımız ile olan ilişkilerimiz, ticaret ortağımız olan ülkelerle olan ilişkilerimiz ve dünya ekonomisine yön veren güçlerle olan ilişkilerimiz ekonomimizdeki kısa vadeli dalgalanmalara sebep olabilmekte ve kurumsal yapımızdaki bazı zayıflıklardan dolayı bu kısa vadeli etkiler kalıcı hasarlar bırakmaktadır. İşte tam bu noktada bir grup iktisatçının sürekli vurguladığı ve eşitsizliklerden tutun da enflasyon hesaplamasına kadar birçok farklı değişkeni içine koyabildiğimiz “yapısal reformlar” kavramı karşımıza çıkmaktadır. Ekonomimiz açısından, bu yapısal değişime en çok ihityaç duyulan alanlarından biri olarak da istihdam yapımız karşımıza çıkmaktadır.
İstihdam yapımız hızla kötüleşebilen ve kronik bir hastalıklı yapıya işaret etmektedir. Aşağıda verilen tabloda 2010, 2018 ve 2019 yıllarına ait işgücü istatistiklerinin bazıları görülmektedir. 2018 ile 2019 yılları arasında çalışmaya elverişli nüfusun 887 bin kişi arttığı görülürken işgücündeki artış sadece 193 bin kişidir. Aynı yıllara ait istihdam edilen kişi sayısının 623 bin kişi azaldığını görmekteyiz. İşsiz sayısının ise 817 bin kişi arttığı ortadadır. İşsizlik oranları ise bu yıllar arasında oldukça yüksek bir değişikliği işaret etmektedir.
2010 ve 2018 yılları arasında işsizlik oranlarının bir şekilde hızla artması engellenmiş olmasına rağmen 2019 yılında bu görünüm hızla kötüleşmeye başlamıştır. Belli ki ekonomimiz örtük veya açık olarak desteklenen hızlı nüfus artışının kötü etkilerini savuşturacak kadar istihdam imkanı yaratamamaktadır.
Bu etkinin birikimli olarak devam edeceği ortadadır ve bu durumda uygun bir istihdam politikası uygulanmaya başlanmaz ise işsizlik oranlarının yükseleceği görülmektedir. Ayrıca geçen yıllarda açıklanan istihdam paketlerinin de bu sorunun çözümüne bir katkıda bulunmadıkları tespiti rahatlıkla yapılabilir.
İşsizlik, toplumsal düzeni kökünden sarsan ve geniş kitleleri etkileyen ekonomik bir değişkendir. İstihdam yapısının iyileştirilmesi kısa vadeli cözümlerle geçiştilemeyecek kadar acil ve önemli bir sorundur. 2020 yılında umarım bu konuda kalıcı çözümler üretmek için daha yoğun ve güvenilir çalışmalar yapılır.