Atatürk’ün, Cumhuriyet’in 10’uncu yılında, Bursa’da yaptığı konuşmada, “Az zamanda çok büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir.
Bu yıl güzel ülkemiz adına çok özel bir yıl. Cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz.
100. yılda geçmişten bugüne neler yaşadık? 100 yıl sonra neredeyiz? Gelin öyküyü başa saralım ve nereden nereye geldiğimize hep birlikte bakalım. 1923 yılında nüfusumuz 13,4 milyon, okuma yazma oranı yüzde 8-9, kişi başına düşen milli gelir yaklaşık 710 dolardı. Nüfusun yüzde 75’i köylerde yaşıyordu. Çoğu yaşlı, kadın, çocuk ve gazilerden oluşuyordu.
Ağır sanayi, hatta küçük sanayi bile pek yoktu. Tarım ilkel koşullarda yapılıyordu. Hiçbir hakka sahip olmayan, yüzlerce yıldır bir millet olarak değil tebaa olarak alışmış bir halk söz konusuydu. Özetle Cumhuriyetin yolculuğu sıfır noktasından başladı.
Ve 100 yılda özgüvenli, her ülkenin olduğu gibi sorunlarımız olsa da geleceğe umutla bakan bir ulus yaratıldı. Geldiğimiz noktada dünyanın en büyük 19’uncu ekonomisine sahibiz, tarımda ise en büyük ilk 10 ülkeden birisiyiz. 250 milyar doları aşan ihracat ile dünyanın hemen her noktasına satış yapıyoruz.
Ülke olarak elimizdekinin kıymetini iyi bilmeliyiz. Bundan 100 yıl önce, hem de pek çok batılı ülkeden daha önce, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bize nasıl bir miras bıraktığının farkında olmalıyız. Mesela kadınlara tanınan haklar… Türk kadını 1930’da belediye başkanı, 1934’te de milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip oldu. Kadınlar, Fransa’da 1944’te, İtalya’da 1945’te, Belçika’da 1948’de, Yunanistan’da 1952’de, İsviçre’de ise 1971’te seçme ve seçilme hakkına kavuştu. Suudi Arabistan’da ise ancak 2015’te seçme hakkı elde edebildi.
Dolayısıyla 100’üncü yılda şikâyet etmekten çok çalışmaya, elde ettiğimiz hakları daha ileri taşımaya ihtiyacımız var. 100 yıl öncesinden bugüne taşımamız gereken en değerli haslet ise hep birlikte daha iyisini başarma arzusu olmalı.
Atatürk’ün, Cumhuriyetin 10’uncu yılında, Bursa’da yaptığı konuşmada, “Az zamanda çok büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.” demişti.
Evet; Cumhuriyet kutlu bir yolculuk. 100’üncü yıl bir hedef değil, önemli bir durak. Daha iyisini başarmak ve muasır medeniyetler seviyesini aşmak için millet olarak mücadelemiz sürecek ve sürmeli.
Cumhuriyetimizi bizlere emanet eden Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimizi şükranla ve minnetle anıyoruz.
Yaşasın Cumhuriyet