İzmir’de 1989 yılından beri hizmet veren Mon Jardin’in Genel Müdürü ve EGİAD Üyesi Yeşil Deniz, çiçekçilik sektörünü bacasız sanayi olarak ifade etti.
Çocuklara çiçek sevgisini aşılamanın önemine vurgu yapan Deniz, “Hollanda’da her pencerenin önünde bir saksı çiçeği var. Bu kültürün Türk toplumunda da gelişmesi gerekiyor” dedi
İzmir’de 1989 yılından beri hizmet veren Mon Jardin’in Genel Müdürü ve EGİAD Üyesi Yeşil Deniz, çiçekçilik sektörünün tek başına bırakıldığını söyledi. Deniz, “Ben bu işe gireyim, bu işi yapayım’ diyen yeni yatırımcı yok. Babasından işi devralanlar sektörde faaliyet gösteriyor. Dolayısıyla üretim anlamında da sektör nereye gider bilmiyoruz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde ithal ürün bağımlılığı devam edecek” dedi.
Genç kuşağın sektörde yetişmediğini anlatan Deniz, “Eleman yetişmiyor. Çünkü bu iş bir meslek konumuna gelemiyor. İleriki yıllarda belki de eleman olmayacağı için online uygulamaya dönülecek, al-koy-gönder sistemi olacak. Bu şekilde sektörün markalaşması, firmaların markalaşması çok zor” dedi.
PANDEMİ SONRASI DEĞİŞİM
Pandemi sonrası sektördeki değişime dikkat çeken Deniz, internet üzerinden siparişin ön plana çıktığını kaydetti. İnternet üzerindeki online çiçek alışveriş uygulamasının ise sektöre zarar verdiğine vurgu yapan Deniz, “Bu sistem çiçekçiyi de zor durumda bırakıyor. Sadece kendi kazanıyor. Bu uygulama sektörü aşağı çekiyor. Tasarım yok.
Sadece çiçek göndermiş olmak için yapılan bir hizmet. Ürünün hiçbir kalitesi yok. Dolayısıyla sektörün imajını kötülüyor. Ama talep neden çok fazla; çünkü müşteri portföyünü sürekli sistem içine alıyor. Bir de aslında bizim kültürümüz de pek buna müsait değil. Bu işe değer verilmiyor. Çiçek göndermek diye algılanıyor. Ülkenin yüzde 70’i bu şekilde düşünüyor. Bu kültür bizim toplumumuzda maalesef oturmuş değil” dedi.
Pandemi döneminde gerek çiçek gerekse organizasyon ayağında sıkıntılı bir süreç yaşandığını anlatan Deniz, “Özellikle organizasyon kısmında iki yaz dönemi üst üste çok zorlanıldı. Çiçek olarak yasaklar kalkınca bir iki ay sonra kendini toparladı ama organizasyon kısmını toparlamak yorucu oldu. Orada da yavaş yavaş toparlanma yaşanıyor” dedi.
İTHAL ÜRÜN ÖN PLANDA…
Son dönemde ithal ürünün ön plana çıktığına değinen Deniz, “On senedir artık ithal ürüne çok fazla ilgi var. Kesme çiçeği Hollanda üzerinden alıyoruz. Biz çiçek ihtiyacımızın yüzde 80’ini Hollanda’dan karşılıyoruz. İthal ürünsüz olmuyor. Müşteri de son beş-altı senedir bunun farkında. Tercihler daha kaliteli olduğu için ithal ürünler doğrultusunda oluyor. Yerli üretim ürün kalitesi itibariyle yetersiz kalıyor. Maalesef devletten teşvik yok. KDV oranı pandemide yüzde 8’e indirilmişti, tekrar yüzde 18’e yükseldi. Hâlâ lüks tüketim olarak görülüyor. En başta aslında KDV tekrar yüzde 8’e çekilmeli, çiçek bir lüks değil. Üreticiye bu konuda bir teşvik yok. Teşvik olmayınca üretici farklı alanlara yöneliyor” diye konuştu.
EN ÇOK ORKİDE ALIYORUZ!
Türk toplumunun çiçek alımında en çok orkideyi tercih ettiğini anlatan Deniz, ayrıca son dönemde kutu aranjmanlar ile kuruyabilecek çiçeklere ilginin arttığını kaydetti. İzmir’in Türkiye’deki kesme çiçek üretiminden yüzde 60 pay aldığına değinen Deniz, “Antalya, Yalova ve İzmir en büyük üç üretici şehir konumunda. Bu yüzden bu bölgede yerli üretimde pilot bölge uygulaması ile potansiyelimiz test edilebilir. Bu alandaki çalışmalara ağırlık verilmeli” dedi.
MON JARDİN MARKASI BÜYÜYOR
Firma olarak hedefleri hakkında bilgi veren Deniz, “Sektörde 34. yılımız. Kendi içimizde sürekli büyüyoruz. Bu yüzden kendi içimizde birçok yatırımımız var. Dışarıya dönük yatırımlarımızda da online satışla alakalı son bir senedir deneme sürecindeyiz.
Bu süreci önümüzdeki dönemde hızlandıracağız. Farklı bir projemiz var bu konuyla alakalı. Yurt dışına yapay çiçek aranjmanı göndereceğiz” dedi.
“SOKAK TEZGÂHLARI KALDIRILMALI”
Sektör olarak sokaktaki çiçek tezgahlarının kaldırılmasını talep ettiklerini anlatan Deniz, konuyu yerel yönetimlerle paylaştıklarını ancak çözüm bulunamadığını kaydetti.
Deniz, “Başta bu alanlar tahsis edilirken sadece belli ürünlerin konulabileceği ve verilen alan ölçüsünde kullanabilecekleri söylenmiş. Ama gelip denetleyen yok. Verilen alanın üç katına çıkıp sokağı kapatanlar var. Defalarca söyledik, yazdık, kimse ilgilenmiyor. Esnaf olarak bu durumdan rahatsızım. Çünkü ben istihdam sağlamak, sigorta ödemesi yapmak ve vergimi vermek zorundayım. Niye başkasının bunları yapmama gibi bir imtiyazı olduğunu anlamıyorum. Haksız rekabete yol açıyor. Bunun önüne geçilsin istiyoruz” diye konuştu.