EUROFER Genel Direktörü Axel Eggert, “Geçtiğimiz aylarda uyarıda bulunduğumuz şeylere tanık oluyoruz: enerji krizi, enflasyon, tedarik zinciri sorunları, üçüncü ülkelerden yapılan son derece düşük fiyatlı ithalatla birleşen benzersiz dekarbonizasyon maliyetleri, çelik sanayii için adeta zehirli bir kokteyl gibi” dedi.
AB’nin ihracat hedefleri arasındaki en büyük azalmaların yüzde 63 ile Rusya’da görüldüğü, Çin’e gerçekleştirilen ihracatta yüzde 34, Birleşik Krallık’a gerçekleştirilen ihracatta yüzde 22, Türkiye’ye gerçekleştirilen ihracatta yüzde 9, Hindistan’a gerçekleştirilen ihracatta yüzde 8, Mısır’a gerçekleştirilen ihracatta yüzde 4 ve İsviçre’ye gerçekleştirilen ihracatta yüzde 1 oranlarında azalma kaydedildiği belirtiliyor.
Avrupa Çelik Derneği’nin (EUROFER) yayımladığı Ekonomi ve Çelik Piyasası Görünümü 2023-2024 İlk Çeyrek Raporu’nda, geçen yılın ilk yarısında gerçekleşen tüm aşağı yönlü faktörlerin Avrupa çelik piyasasını etkilemeye devam ettiği belirtiliyor. Görünür çelik tüketiminin 2022 yılında yüzde 4,6 oranı ile beklenenden daha keskin bir düşüş göstereceği tahmin ediliyor. 2023 yılı görünümünün de olumsuz kalmaya devam ettiği ve beş yıl içinde dördüncü çelik talebi durgunluğunun yolunu açtığı belirtilen raporda, yüksek belirsizliğe tabi olsa da 2024’te yüzde 1,6 oranında ılımlı bir toparlanma görüleceğinin tahmin edildiği aktarılıyor. AB ekonomisinin genel direncine rağmen, 2022’nin üçüncü çeyreğinde görünür çelik tüketiminin pandemiden sonraki en düşük seviyesine indiği kaydediliyor.
EUROFER Genel Direktörü Axel Eggert “Geçtiğimiz aylarda uyarıda bulunduğumuz şeylere tanık oluyoruz: enerji krizi, enflasyon, tedarik zinciri sorunları, üçüncü ülkelerden yapılan son derece düşük fiyatlı ithalatla birleşen benzersiz dekarbonizasyon maliyetleri, çelik sanayii için adeta zehirli bir kokteyl gibi.
Çelik sektörünün sağlığı, merkezinde çelik bulunan çok sayıda değer zinciri göz önüne alındığında, tüm AB sanayisi için bir turnusol kağıdıdır. Bu durum, Avrupa›nın temiz teknoloji ekonomisinin gelişme umutları için alarm zilini çalmalı ve başarılı olması için temellerinin AB yeşil çelik talebine ve artırmasına dayalı olması gerekiyor. Enflasyon Azaltma Yasası›nın açıkça gösterdiği gibi, ABD bu konuyu çoktan ele aldı” ifadesinde bulundu.
AB ÇELİK PAZARINA GENEL BAKIŞ
Rapora göre, 2022’nin üçüncü çeyreğinde görünür çelik tüketiminin yüzde 11,2 düşüş gösterdiği ve 32,2 milyon ton ile pandemiden bu yana görülen en düşük hacmin gerçekleştiği aktarılıyor. 2022’nin son çeyreğinde ve en azından 2023’ün ilk yarısına kadar daha fazla düşüş bekleniyor ve bu durumun büyük olasılıkla 2022’de yüzde 4,6, 2023’te yüzde 1,9 düşüş görülmesine yol açacağı tahmin ediliyor. EUROFER, 2024›te yüzde 1,6 artış beklendiğini, ancak bunun, enerji fiyatlarının gelişimi, Ukrayna’daki savaş ve bunların enflasyon ve küresel tedarik zincirleri üzerindeki etkisine bağlı kalacağını belirtiyor.
Durgun talebe paralel olarak yurt içi teslimatların da üst üste üçüncü çeyrekte yüzde 10,5 daraldığını belirten raporda, ithalatın da yüzde 17,2 oranında keskin bir düşüş göstererek, 2021’den bu yana kesintisiz olan artış eğiliminin tersine döndüğü ifade ediliyor.
AB ÇELİK TÜKETİCİSİ SEKTÖRLER
Çelik kullanıcısı sektörlerin beklenenden daha güçlü olan dayanıklılığının, pandemiden sonra başlayan istikrarlı büyüme trendinin devam etmesine izin verdiği görülüyor. İnşaat, makine mühendisliği ve ulaştırma sektörlerinin iyi performansının, özellikle belirgin bir toparlanma yaşayan otomotivin, ev aletlerinin olumsuz dinamiğini dengeleyebildiği bildiriliyor. Çelik kullanan sektörlerin büyümesinin 2022’de yüzde 2,1 oranında üretim artışı göstermesi bekleniyor. Yüksek enerji fiyatlarının, Ukrayna’daki savaşın devam etmesinin ve buna bağlı üretim kesintilerinin, 2023’ün ilk yarısında daha ağır bir şekilde devam edeceği ve baskı oluşturacağı tahmin ediliyor.
İTHALAT
AB’nin yarı ürünler dahil çelik ithalatının, 2022 yılının birinci çeyreğinde görülen yüzde 28,5 artış sonrasında, ikinci çeyrekte yıllık bazda yüzde 1,6 gibi sınırlı bir artış gösterdiği belirtiliyor.
2022 yılının ilk sekiz ayında nihai mamul ithalatının, yüzde 8 artış gösterdiği, benzer bir eğilimle yassı ürün ithalatında yüzde 6 ve uzun ürün ithalatında yüzde 16 oranlarında artış gerçekleştiği ifade ediliyor.
2020, 2021 yıllarında ve 2022 yılının ilk yarısında ithalatın 2019 yılından beri görülen bir trendin devamı olarak dalgalı bir seyir izlediği, bu gelişme, çelik talebinin sürekli iyileşmesinin yansıması olarak değerlendirilse de, 2021 yılının dördüncü çeyreği ve 2022 yılının ilk yarısında dalgalanmanın devam ettiği ve ithalat hacimlerinin yüksek seviyelerde kaldığı bildiriliyor.
ÜLKELERE GÖRE İTHALAT
2022 yılının ilk sekiz ayında, AB pazarına nihai mamul ithalatlarının ana ülke kaynaklarının; Türkiye, Hindistan, Güney Kore, Çin ve Tayvan olduğu, AB yaptırımları ve savaşın olumsuz etkileri sonucu Rusya Federasyonu’nun dan yapılan ithalatta yüzde 59, Ukrayna’dan yapılan ithalatta yüzde 79 oranlarında düşüşler kaydedildiği ve her iki ülkenin de, AB’nin en fazla ithalat yaptığı ilk beş ülke arasında yer almadıkları vurgulanıyor.
AB nihai mamul ithalatının toplamının yüzde 51’ini temsil eden ilk 5 ülkenin; yüzde 15,4 pay ile Türkiye, yüzde 10,6 pay ile Hindistan, yüzde 9,5 pay ile Güney Kore, yüzde 8,5 pay ile Çin ve yüzde 6,9 pay ile Tayvan olduğu bildiriliyor. 2022 yılının ilk sekiz ayında, üçüncü ülkelerden yapılan nihai mamul ithalatının yüzde 8 artış gösterdiği, özellikle Çin’den yapılan ithalat yüzde 109 oranında artış gösterirken, Güney Kore’den yüzde 42, Tayvan’dan yüzde 41 ve Türkiye’den yüzde 7 oranlarında ithalat artışı kaydedildiği, bununla birlikte, Hindistan’dan gerçekleştirilen ithalatın yüzde 6 azaldığı ifade ediliyor.
ÜRÜNLERE GÖRE İTHALAT
Gümrük verilerine göre 2022 yılının ilk sekiz ayında, yassı ürün ithalatının yüzde 6 ve uzun ürün ithalatının yüzde 16 artış gösterdiği bildiriliyor. Uzun ürünlerin