Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök: Şu anda YEKDEM, PTF’den daha ucuz, yeni proje planlanamıyor
Enerji ve elektrik ticaretinin baz fiyatı olarak değerlendirilen piyasa takas fiyatı (PTF)’nın son dönemde çok büyük artış gösterdiğini belirten Özkök, “YEKDEM’den yararlanan sayısız yenilenebilir enerji santrali için geçerli olan 7,3 $cent/kWh’lik enerji satış fiyatının çok üstüne çıktı.
Enerji Yatırımcıları Derneği(GÜYAD) Başkanı Cem Özkök, özellikle enerji fiyatlarındaki son artışlar ve piyasada hala devam etmekte olan hem kur hem enerji fiyatlarındaki volatilite nedeniyle yenilenebilir enerji sektörünün zora girdiğini söyledi. Özkök, “YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması), dolar bazlı 20 yıl alım garantili olmalı. Sektörün bugünlere gelmesinde daha önce uygulanan ve başarısı kanıtlanmış YEKDEM modelinin büyük payı vardı. Ülkemiz büyümeye devam ediyor, aynı paralelde enerji ihtiyacı da artıyor. Bir enerji dar boğazına girmemek adına biz sektör olarak tekrar bu başarılı modele geri dönülmesini talep ediyoruz” dedi.
Yeni YEKDEM ile henüz bir santral yatırımı yapılmadığına dikkat çeken GÜYAD Başkanı Özkök, bu durumun yeni mekanizmadaki fiyatların doğru olmadığının en büyük göstergesi olduğunun, eğer uygulanabilir bir YEKDEM mekanizması belirlenmezse enerji yatırımlarının duracağının altını çizdi.
Özkök, doğalgaz ve kömür fiyatlarındaki artış sebebiyle piyasa takas fiyatının 1.225 TL/ MWh (91,5 ABD Doları/Mwh) seviyesi ile YEKDEM fiyatlarının çok üstüne çıktığını, YEKDEM’den yararlanan sayısız yenilenebilir enerji projesinin bugün sisteme ucuz elektrik sağlayan üreticiler konumuna geldiğini ve bu durumun önümüzdeki dönemde de devam etmesini beklediklerini, ancak artan enerji ihtiyacına karşın lisansa derç edilen elektrik kapasitesi ile sınırlı santrallerin atıl mekanik kapasitelerinin halen lisansa dercedilmediğini ve RES’lere geçmiş döneme ilişkin verilen cezaların gözden geçirilmesini talep ettiklerini de vurguladı. Özkök, bu tip ‘mesnetsiz’ cezaların yabancı kreditör ve finans şirketleri tarafından yakından ve ‘endişe ile’ takip edildiğini hatırlattı. Bir grup gazeteci ile online ortamda bir araya gelen Özkök, sektörün son dönemde ciddi sıkıntılar yaşadığını belirtti. Özkök, “Başarıyla uygulanarak yenilenebilir enerji sektörünün büyümesini ve bugünlere gelmesini sağlayan YEKDEM, ülkemizin enerji arz güvenliğini artıran ve enerjide dışa bağımlılığımızı azaltan gerçekten örnek bir uygulama oldu. Bugün rüzgarda 10 bin MW kurulu güç aşılmış, güneşte 10 bin MW’a doğru gidişat sağlanmışsa bunun ana dinamosu başarısı ispatlanmış bu YEKDEM mekanizması olmuştur. Yatırımın birinci kuralı hepimizin bildiği üzere öngörülebilirliktir. Geçmişte uygulanan YEKDEM mekanizması projeleri finanse eden banka ve finansal kurumlara 10 yıllık gelir öngörülebilirliği sağlayarak yatırımların başarı ile gerçekleştirlimesini sağlamıştır” dedi.
Enerji ve elektrik ticaretinin baz fiyatı olarak değerlendirilen piyasa takas fiyatı (PTF)nın son dönemde çok büyük artış gösterdiğini belirten Özkök, “YEKDEM’den yararlanan sayısız yenilenebilir enerji santrali için geçerli olan 7,3 $cent/kWh’lik enerji satış fiyatının çok üstüne çıktı. Yalnızca GÜYAD üyeleri bile Türkiye’deki 100 bin MW’lık kurulu gücün yaklaşık 40 bin MW’ını temsil ediyor. Şu anda öngörülen YEKA ihale metodu ile ve 400 TL/MWh tavan fiyat uygulaması ile yeni proje yapmayı planlayan yatırımcı ne yazık ki yok denecek kadar az. Bu, büyük hızla yol alan ve başka ülkelerce örnek gösterilen bir sektöre ciddi darbe vurulması demektir. Türk enerji yatırımcıları yurtdışında yatırım fırsatları arıyor. Bizlerin YEKDEM’i tekrar canlandırarak bu yatırımları, arz güvenliğinin yakın gelecekte tehlikeye düşebileceği ülkemize yönlendirmemiz lazım” dedi.
Atıl kapasitelerin bir an önce lisansa derç edilmesini öneren Özkök, “Ülkemizin artan enerji ihtiyacı için büyük önem arz eden atıl kapasiteler sektörün yakından ilgilendiği bir diğer önemli konu başlığı. Halen; inşası ve kabulü tamamlanmış ve sisteme bağlı olduğu halde bağlantı kapasitesinde yer almayan 1.700 MW’ı aşkın rüzgar ve güneş gücümüz mevcut.
Bu yatırımlar tamamlanmış olmalarına rağmen kapasite artışı kendileri için söz konusu olamıyor, neden? Bu durum özellikle enerji ihtiyacının arttığı bugünlerde ülkemizi elektrik üretimi açısından zora sokabilecek bir durumdur. Kapasite artışları ülkemize ancak olumlu katkı sağlayacak bir uygulamadır. Hal böyleyken mevcut kurulu santrallere kapasite artışı verilmemesi yerli ve mili kaynağımızdan yararlanılmaması, bunun sonucu olarak da ülkemizin cari açık sorununun büyümesi anlamına gelecektir. Büyümeye devam eden bir ülke olan Türkiye’de enerji ihtiyacı da artmaya devam edecektir. Bu sebeple 1kWh elektrik üretimi dahi olsa yenilenebilir enerjide tüm üretim imkanlarının yolu sonuna kadar açılmalı” diye konuştu.
Yenilenebilir enerji sektörü olarak beklentilerinin mevcut uygulama ve düzenlemelerin günün gerekliliklerine göre revize edilmesi olduğunu anlatan Özkök, “Yatırımcının önündeki engellerin kaldırılması ve dünya genelinde de devam eden böylesi dalgalı bir dönemde yenilenebilir enerjinin büyümesinin durdurulmamasıdır.
“ENERJİ İHTİYACI ARTIYOR”
Özkök, enerji ihtiyacındaki artışın doğru yönetilmesi gerektiğinin belirterek, sürece ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Enerji üretimimizi zora sokarsak ülkemizin büyümesine ket vurmuş oluruz. Elektrikte bozulan arz- talep dengesini yeniden normale getirmeli ve elektrik kesintilerinin önüne geçmeliyiz. Emisyon hedefleri de düşünülünce burada yenilenebilir enerjinin önünü açmak elzem. Pek çok gelişmiş ekonominin ‘sıfır karbon emisyon taahhüdü’ verdiği dönemde bizim bundan geri kalmamız mümkün olamaz. Ülke olarak planlamayı bugünden yapmamız gerek. AB Komisyonu’nun en geç 2026 yılında sınırda karbon uygulamalarını da devreye sokacağı düşünülürse sadece enerji sektörünü değil Türkiye’nin ihracat kapasitesini koruyabilmek adına da acilen harekete geçmemiz gerekiyor. En pahalı enerji olmayan enerjidir. Sanayimiz durur ya da yavaşlarsa bunun bedeli hepimiz için ağır olur.”
“GÜNÜN GEREKLERİNE UYGUN REVİZYONLARDAN KAÇINILMAMALI”
Yenilenebilir enerji sektörü olarak beklentilerinin mevcut uygulama ve düzenlemelerin günün gerekliliklerine göre revize edilmesi olduğunu anlatan Özkök, “Yatırımcının önündeki engellerin kaldırılması ve dünya genelinde de devam eden böylesi dalgalı bir dönemde yenilenebilir enerjinin büyümesinin durdurulmamasıdır. Bunun için mevcut YEKDEM fiyatlarının revizyonu dahil her konunun gözden geçirilebilir olması gerektiğine inanıyoruz.
Kısa vadede ucuz elektrik kullanmanın önünü açmak adına 20 yıl alım garantisi verilmesini ve fiyatların dolar bazlı olmasını öneriyoruz. Ayrıca ekipman ve hammadde fiyatları arttığı ve piyasa şartları değiştiği için bu şekilde planlanmış YEKDEM modelinin daha uygun olduğunu düşünüyoruz. YEKA modeli ise düşen ekipman fiyatları varsa uygulanabilir çünkü mevcut YEKA modelinde ihale edilmiş olan projelerin ekipman fiyatlarının artışı sebebiyle yapılamayacağını öngörüyoruz. Bizler bu ülkenin yatırımcısıyız, yapabileceğimiz her yatırım bu ülkeye katma değer sağlayacaktır. Bu noktada esneklik ve dinamikliğin sağlanması adına tüm bilgi birikimimizle katkı sağlamaya da hazırız” dedi.