Gelecek beş yıl içinde yaklaşık 1 trilyon dolarlık oyunlar, reklamlar ve sanat eserlerinden oluşan bir ticaret hacminin hedeflendiği Metaverse dijital dünyası, internetin yerini almaya hazırlanıyor
Şimdilik oyun sektörü ağırlıklı bir pazar olarak görülmesine rağmen gelecekte pek çok alanın Metaverse teknolojileriyle yeniden şekillenmesi bekleniyor. Çünkü 2023 yılı itibarıyla 18 milyar dolarlık bir artırılmış gerçeklik pazarı ve 3.5 milyar kişinin artırılmış gerçeklik kullandığı bir pazarın oluşacağı tahmin ediliyor.
Basit anlatımıyla Metaverse; artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve karma gerçeklik ürünlerine ve hizmetlerine dayanan teknolojilerin birleşiminden oluşuyor.
Metaverse, ‘evren’ anlamına gelen verse ve ‘öte’ “evrenin ötesi” manasına geliyor. Fiziksel gerçeklikle arttırılmış sanal gerçekliğin birleştiği ortak online dünyalar topluluğu…
Bu kelime ilk kez 1992 yılında kullanılmış. Metaverse terimini icat eden Neal Stephenson, ‘Snow Crash’ (Parazit) romanında distopik bir gelecek tasvir etmiş. Kahramanların gerçek dünyanın tatsızlığından kaçmak için girdikleri üç boyutlu dijital dünyaya Metaverse adını veriyorlar. Bu pazarın 2021 sonu itibariyle 23 milyar dolar büyüklüğüne ulaştığı tahmin ediliyor. Burada sadece oyun oynanmıyor, konser de dinleniyor. Örneğin; iki yıl önce bir oyun içerisinde verilen rap konserini aynı anda 12 milyon kişi izledi. Çizgi roman olarak başlayan bu serüven, animasyonları yapılarak TV dünyasına sunuldu.
Oyunları yapılıp konsolda oynandı, filmleri yapılıp sinemalarda gösterildi. Bu da yetmedi. Birilerinin hikayesi içinde yer almaya başladılar. Kısacası ortaya ansiklopedi yazılabilecek büyüklük ve genişlikte bir Marvel Evreni çıktı.
PEKİ NASIL BİR YER?
Dijital gezegende tek ve uzun bir sokak…Metaverse, başlangıçta bu yolun etrafında inşa edilen kentsel bir ortam olarak hayal edilmişti. Daha sonra roman ve filmlerde tekrar karşımıza çıktı.
Bunu en güzel görselleştiren film, ‘Ready Player One’ filmiydi. Kullanıcılar, 1990’lardan itibaren romanlarda, sonra da filmlerde hayal edilmeye başlanan bu Metaverse’e, evrenlerin ötesine geçiş yapabilmek için sanal gerçeklik gözlüğünü kullanıyorlardı. Bugünkü Metaverse için de aynı şey kullanılıyor.
MOBİL İNTERNETTEN SONRA EN BÜYÜK YENİLİK
Facebook, bu kavram için 2014’te 2 milyar dolar vererek sanal gözlükle ilgili geliştirmeler yapan ‘Oculus’ firmasını satın almıştı. Bugüne kadar bu alanda çalışmalarını sürdürdü. Hala da bu konuda çalışmaları devam ediyor. Şu anda Facebook çalışanlarının 5’te 1’i bu işlerle uğraşıyor. Ve her yıl Metaverse için 5 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlıyorlar. Çünkü şirket kurucusu Mark Zuckerberg’e göre mobil internetten sonraki en büyük yenilik bu olacak. Böylesine büyük bir yenilik tek bir cihazla ya da tek bir şirketin çabalarıyla inşa edilemez. O yüzden tüm dijital endüstri, tüm şirketler, kullanıcılar, geliştiriciler, içerik üreticileri, tasarımcılarla birlikte çalışarak bunu inşa edecekler.
Eğer NFT, kripto para, blok zinciri gibi konularda bir şey yapmaya başladıysanız siz daha şimdiden metaversel bir deneyimin parçası haline gelmişsiniz demektir. Ya da bir konsere dijital avatarlarınızla katıldıysanız metaverse mahallesindeki ilk adımlarınızı da attınız demektir. Yani Metaverse, oyun ve çizgi romanlardaki hayali evrenlerden çok daha fazlası. Bu konuyla ilgilenenler de sadece oyuncular, oyun şirketleri, çizgi romancılar ve sosyal medya şirketleri değil.
AMAÇ TÜM BAĞIMSIZ TEKNOLOJİLERİ BİRBİRİNE BAĞLAMAK
Metaverse dünyası, verilerin tek elde toplanmasını istemediğimiz ve gizliliğin önemli olduğu her yere uygulanabiliyor. Dijital kimlikler, devlet yönetimi, sağlık, sigorta, hukuk blok zincir uygulamalarının belirmeye başladığı sahalardan sadece birkaçı olarak sıralanıyor. Bu dönüşümlerin teması hep aynı; fiziksel dünyadaki süreç ve dönüşümleri dijitalleştirmek. Metaverse artık bilim kurgudan çıkarak; bilime ve teknolojiye dönüşme yoluna girdi.
EPİC GAMES, 1 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM YAPACAK
2020 yılının Mayıs ayında Güney Kore Hükümeti Metaverse ittifakını duyurdu. Ulusal bir sanal ve arttırılmış gerçeklik platformunun geliştirilmesini teşvik etmek ve sanal ortamların etiğini çözmek için yerel şirketlerden oluşturulmuş bir inisiyatif. Uzakdoğu’da bunlar olurken batıda Fortnite’ı geliştiren Epic Games Apple’a karşı antitrust davası açıp mücadele vermeye çalışıyordu. Yakın zamanda sona eren bu davada ortaya çıkan belgelerden sadece Fortnite, 2018 ve 2019’da 9 milyar dolar gelir elde etmiş. Bu gelirin azımsanmayacak bir kısmı da metaversel davranışlardan elde edilmiş. Buna, karakterinize kıyafet almak gibi örnekler verebiliriz. Bu ve benzeri eğilimleri çoktan farkeden Epic Games, Fortnite’ı artık bir oyun olarak görmekten vazgeçti. Onlar da Metaverse kavramını kullanmaya başladı. Belirledikleri bu uzun vadeli vizyon için 1 milyar dolarlık yatırım yapacağını duyurdu.
TÜRKONFED ve Türkiye İş Bankası’nın KOBİ’lerin dijital dönüşüm süreçlerine katkıda bulunmak üzere hayata geçirdiği Dijital Anadolu Projesi’nin bu yılki ikinci etkinliği “Blok Zinciri, Metaverse, NFT” ana temasıyla geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Blok zincir kavramını, ‘internetin ulaştığı olgunluk seviyesi’ olarak tanımlayan Softtech Genel Müdürü M. Murat Ertem, blok zincir ile birlikte verilerin şeffaflaştığını, bu durumun da sınırları ortadan kaldırdığını söyledi.
ALT-ÜST YAPI İLİŞKİSİ
Web 3.0 Metaverse’nin altyapısını, Metaverse de web 3.0’ın üstyapısını oluşturacak. Nasıl ki mobil cihazlar, web 1.0’dan web 2.0’a geçişi hızlandırdıysa Metaverse araçları da yani VR kasklar, akıllı gözlükler ve diğer giyilebilir cihazlar da web 3.0’a geçmeyi kolaylaştırabilir. Blok zincirine dayalı böyle bir internet için şimdiden pek çok yeni start-up kuruldu.
Ve her geçen gün yenileri ortaya çıkmaya devam ediyor. Web 3.0 ilkeleri; açık kaynak kodlu sistem olması, bilginin semantik (anlam bilimi) olarak tasnif edilmesi, kişi mahremiyetine saygı duyulması, güvenli bir altyapı kurulması, iletişimin doğrulanabilir yöntemlerle gerçekleşmesi. Bu ilkeler, akıllı kontratlar ve benzeri teknik sistemlerle de desteklenirse internetteki veri monarşilerine son verip onları gerçekten bir demokrasiye dönüştürebilmek mümkün olabilir belki. Sonra da DAO (merkezi olmayan özerk organizasyon) evresine geçilebilir.
GERÇEK HAYATA NE KADAR ADAPTE EDİLEBİLİR?
Bir de işin gerçek ve ürkütücü bir tarafı var. Her şeyden önce teknoloji sorunu var. Hiperrealist bir evrene aynı anda birkaç bin kişinin bağlanması ayrı, birkaç milyon kişinin bağlanması çok başka bir şey. Bu, ciddi bir altyapı güncellemesi gerektirecek. Mesela, günümüzdeki sanal gerçeklik gözlüklerini düşünelim. Bunlar fazlasıyla büyük, ağır ve sıcak. Bunları uzun süreler kullanmak oldukça zor. İnsanlar bu aletlere para vermeyi kabul ederler mi, oyun dünyası dışındaki genel popülasyon, iş arkadaşlarıyla görüşmek için Metaverse’ü seçer mi bilemiyoruz. Bunun gibi bir dizi teknolojik problem sayılabilir.
DÜNYA BUNA HAZIR MI?
Metaverse, sizin sadece dışarıdan dahil olduğunuz bir internet değil. Bizzat içinde dijital bir fizikaliteyle bütün benliğinizle var olduğunuz bir interneti ifade ediyor. Sosyal medyanın doğumunda yaptığımız hatayı tekrar etmeyip Metaverse’yi potansiyel tehlikeleriyle akıl, mantık, bilim ve insani değerler etrafında şekillendirmemiz gerektiği ifade ediliyor.
Sosyal medyada bile gizlilik ve güvenlik sorunuyla karşı karşıyayken Metaverse’de bunu nasıl engelleyeceğiz ya da denetleyeceğiz? Örneğin, Metaverse’deki bir taciz skandalından kim sorumlu olacak, mağdur bunu kime şikâyet edecek? Metaverse’e eşit erişimi sağlayabilecek miyiz? En önemlisi; beynimiz, fizyolojimiz, psikolojimiz, toplumsal yapımız böylesi bir değişime gerçekten hazır mı?
WEB 1.0’IN TEMELLERİ NASIL ATILDI?
Metavarse dünyasının ana altyapısını elbette yine internet oluşturacak. Yalnız bu bildiğimiz internetten daha farklı. Bu teknolojiye Metaverse inşacıları ‘web 3.0’ diyor. Yani merkeziyetsiz internet. Bu kavramı anlayabilmek için internet teknolojisinin gelişim sürecini hatırlamakta yarar var.
İlk zamanlar internet, birbirine linklerle bağlanan bilgilerden oluşuyor. İşte bu çok basit bağlantı konsepti, web 1.0’ın özünü oluşturuyor. O zamana kadar birbirinden kopuk tekil bilgisayarlarda oluşturulan bilgiler, birbirine bağlandı. Web 1.0 elbette çok önemli ama yetersizdi. O zamanlar çok sayıda içerik üreticisi yoktu, statik sayfalar vardı. İnternete bağlanan kişiler bu sayfalara bakıp çoğunlukla okuyorlardı, tüketiyorlardı. Aradan 10 yıl geçti ve 1999’dan itibaren web 2.0 kısık sesle konuşulmaya başlandı. İnternete girenlerin pasif okuma yani tüketme eyleminin yanı sıra bir yandan da yazma, üretme eyleminin başladığı bir dönem başladı.
Statik web siteleri, yerini dinamik olanlara bıraktı. Bilgiye ulaşmak için kullandığımız indekslere benzeyen arama mekanizmaları, web siteleri büyük bir hızla ortadan kayboldu ve sadece küçük bir arama kutusundan oluşan yenilikçi, gelişmiş arama motorları ortaya çıktı.
VERİ MONARŞİLERİ KURULUYOR
İnternet, şartları eşitleyip, bilgiyi demokratize edecekken adeta veri monarşileri kurulmaya başlandı. Bir uygulama yaptınız ve bunu paylaşmak istiyorsunuz diyelim. İlgili monarşiye başvurmanız, bu başvurunun değerlendirilmesi sonra eğer uygun görülürse yayınlandıktan sonra yüzde 30’dan az olmayacak şekilde vergilerini ödemeniz bekleniyor. Verilen bir hizmetin karşılığında elbette bir bedel ödenmelidir. Fakat geldiğimiz noktada bunun kontrolü birkaç noktadaki karar vericilere gereğinden fazla bir yetki ve güç vermiş durumda. Bu yetkiyi onlara biz verdik farkında olmadan…
MERKEZİYETSİZ İNTERNET
Web 3.0 akımı eğer güçlenirse bilginin sahipliği el değiştiriyor olacak. Bunun kontrolü de artık bize geçmiş olacak. Web 2.0 dünyasında kullandığımız uygulamalar, web 3.0’da merkeziyetsiz uygulama olarak adlandırılıyor. Mesela internette dolaşmak için kullandığımız tarayıcılar, App’ler yerine cüzdan mantığıyla çalışan Daap’ler kullanılması öneriliyor. Her davranışınız, ilginiz, hatta bilginiz bir değere dönüştürülüyor. Eğer bir içerikten faydalanıyorsanız bunun karşılığını aracıya değil direk üreticiye ödüyorsunuz. Şarkıcı müziğini, gazeteci haberini hazırlayıp direk hedef kitlesine ulaştırıyor. Telifle ilgili bu faaliyetleri düzenleyebilmek için zaten NFT diye bir kavram ortaya çıktı. Maddi alışverişler için binlerce kripto para birimi de hazır. Yani blok zincirine dayalı teknolojiler, web 3.0 gemisinin yelkenlerini şişirmeye hazır.
BLOK ZİNCİR TEKNOLOJİSİNDEN WEB 3.0’A GEÇİLEBİLİR Mİ?
Finans dünyasında paradigma değişimi yaratan bir teknoloji, bu konuyu gündeme taşıdı. Bitcoin, Ethereum gibi kripto paraların yaslandığı blok zincir teknolojisi acaba interneti de tümüyle değiştirebilir mi? Web 2.0’a sınıf atlatıp web 3.0 yapabilir mi? Bunlar öyle basit ya da anlamsız sorular değil. Çünkü böyle bir değişim gerçekleşirse etkileri sadece internetle sınırlı kalmayacak. Metaverse kavramıyla da yolu kesişecek. Web dediğimiz; aslında ‘world wide web’ yani ‘dünyayı saran ağ’ demek. Bu kavramın, bu tanımın ilk kez yapıldığı yer, İsviçre’de bir laboratuvarda çalışan Tim Berners Lee’nin bilgisayarında açılan ilk web sayfası. Burada ilk dikkat çeken şey, world wide web kelimelerinin ilk kez bir yerlerde yazılmış olması. Bu da bize bir vizyonu gösteriyor. Hemen alt satırda yazan hypermedia kelimesi ise konunun yöntemini gösteriyor.
TEK BAŞINA BAĞLANTI YETERLİ DEĞİL GÜVENLİ BAĞLANTI OLMALI
Gerçek dünyada demokrasiden sonra algoritma destekli algokrasiler ortaya çıkmaya başlayabileceği öngörülüyor. Bu konuda atılmış birkaç adım ve gerçek dünyada kurulması planlanan bazı kentlerle ilgili tasarımlar ortaya çıktı.
Eğer web 3.0’a geçmek istiyorsak hypermedia kelimesine bir yenisini daha eklemek zorundayız. Çünkü tek başına bağlantı yeterli değil. Buna bir de güven kelimesinin eklenmesi gerektiği ifade ediliyor.
HANGİ ALANLAR METAVERSE İLE DEĞER KAZANACAK?
Şimdilik oyun sektörü ağırlıklı bir pazar olarak görülmesine rağmen gelecekte pek çok alanın Metaverse teknolojileriyle yeniden şekillenmesi bekleniyor. Çünkü 2023 yılı itibarıyla 18 milyar dolarlık bir artırılmış gerçeklik pazarı ve 3.5 milyar kişinin artırılmış gerçeklik kullandığı bir pazarın oluşacağı tahmin ediliyor. Öncelikle şirketin pazarlama stratejileri, ticaret yapış biçimleri Metaverse ile tekrar yapılanacak. Şirket kültürleri Metaverse üzerinde deneyimlere göre yeni bir hat çizecek.
Özellikle perakende, moda gibi e-ticaretin hakim olduğu alanlar yeniden yapılanacak. Bir diğer önemli alan eğitim sektörü olacak. Pandemiyle birlikte tamamen uzaktan eğitim modeline geçtiğimiz bu günlerde özellikle pratik derslerin ertelenmesi ya da iptalleri yaşandı, Metaverse teknolojilerine dayalı yeni sanal öğrenme deneyimi de mümkün olacak.
METAVERSE’E MİLYARLAR YAĞACAK!
Deloitte Kanada’nın Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Araştırma Direktörü Duncan Stewart, teknoloji şirketlerinin önümüzdeki dönemde Metaverse’te varolabilmek için milyarlarca dolarlık yatırımlar gerçekleştireceğini söyledi. Stewart, “Metaverse evreninde yer almak isteyen firmaların bu fırsatı değerlendirmek için 2025’e kadar pazara yatırım yapmaları gerekiyor” dedi.
Stewart, akıllı telefondan sonraki ‘yeni büyük şey’ olarak tanımlanan ‘Metaverse’ün vaat ettiği geleceği değerlendirdi.
Deloitte’un hazırladığı ‘TMT Öngörüleri 2022 Raporu’na ilişkin konuşan Stewart, yatırım bankalarının tahminlerine göre Metaverse’ün firmalar için 8 trilyon dolarlık fırsat barındırdığını söyledi. Metaverse’ün insanların aklındaki kavramdan henüz çok uzak olduğunu vurgulayan Stewart, halen birçok firmanın Metaverse’ün parçası olmak için iş birlikleri ve ortaklıklara gittiğini hatırlattı. Stewart, “Şu anda milyonlarca insanın avatarlarıyla yer aldığı, oyun oynadığı, yeni arkadaşlar edindiği, partilere ve konserlere gittiği, alışveriş ve ticaret yaptığı çok sayıda sanal dünya bulunuyor. Bunların büyük kısmını oyun uygulamaları oluşturuyor. Ancak satın alınan avatarlar, ürünler, hizmetler ve üye olunan sosyal gruplar bu oyun uygulamalarının ‘kapalı bahçelerinde’ hapis durumda” dedi.
‘BİRÇOK MİNİVERSE VAR’
Bu durumun, ABD’li yazar Neal Stephenson’ın 1992 tarihli ‘Snow Crash’ (Türkçeye ‘Parazit’ olarak çevrildi) kitabında ilk kez tarif ettiği ‘sanal evren = Metaverse’ kavramına uymadığını, zira bu evrende insanların bir noktadan başka bir noktaya, yanlarındaki her şeyle birlikte kolayca geçebildiklerini hatırlatan Duncan, “Dolayısıyla şu anda düşünülen anlamda bir Metaverse yerine bir grup ‘miniverse’ (ufak evren) mevcut” diye konuştu.
STEWART: 2025’İ BEKLEYEN TRENİ KAÇIRIR
Teknoloji firmalarının bu yıldan itibaren Metaverse’ü geliştirmek için milyarlarca dolarlık yatırım gerçekleştireceğini ifade eden Stewart, “Sadece Facebook, yeni adıyla ‘Meta’, AR ve VR donanımlarını üretmekle görevli Metaverse bölümünün bulunduğu Facebook Reality Labs’e bu yıl en az 10 milyar dolar harcamayı planlıyor” ifadelerini kullandı.
Stewart, ‘Metaverse’te yer almak isteyen firmaların öncelikle ‘sanal evren’deki fırsatları izleyip denemelerde bulunmaları gerektiğini, bu kapsamda çalışanlarını Metaverse’e hazırlamalarının da önemli olacağını belirtti.
Teknoloji, medya ve telekom firmaları bu yıldan itibaren Metaverse’te nelere yatırım yapacaklarına karar verip harekete geçmelerinin önemine değinen Stewart, “Şu an geç olmasa da 2025’e kadar harekete geçmeyenler çok geç kalmış olacak” dedi.
Stewart son olarak yasal otoritelerin Metaverse’ün başta 18 yaş altı grup olmak üzere herkes için daha güvenli hale getirilmesi için gereken tüm düzenlemeleri bir an önce hazırlaması gerektiğini söyledi. Stewart, para birimi, vergilendirme, kara para aklama, içerik düzenleme, sansür gibi pek çok konuda kapsamlı yasal düzenlemeler getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Metaverse evreninin insanların kimliklerini oluşturarak benzer uğraş ve beğenilere sahip olanların bir araya gelmesini sağladığını ifade eden Öztürk, “Metaverse’te iki alan var; ilki insanların dijital kimlikleri ile diğer insanlarla bir araya gelmesi sağlanıyor. İkincisi ise eğlence sektörünün yönü bu evrene kayacak. Özellikle oyun sektörü Metaverse evreninde aktif olacak” dedi.
ERTEM: DİJİTALLEŞMEDEN METAVERSE TRENİNE BİNMEK GERÇEKÇİ DEĞİL
TÜRKONFED ve Türkiye İş Bankası’nın KOBİ’lerin dijital dönüşüm süreçlerine katkıda bulunmak üzere hayata geçirdiği Dijital Anadolu Projesi’nin bu yılki ikinci etkinliği “Blok Zinciri, Metaverse, NFT” ana temasıyla geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Blok zincir kavramını, ‘internetin ulaştığı olgunluk seviyesi’ olarak tanımlayan Softtech Genel Müdürü M. Murat Ertem, blok zincir ile birlikte verilerin şeffaflaştığını, bu durumun da sınırları ortadan kaldırdığını söyledi. Blok Zinciri, Metaverse, NFT’yi de kapsayan Web 3.0 dünyasının KOBİ’ler tarafından yakından takip edilmesi gerektiğini ifade eden Ertem, “KOBİ’ler oyunun dışında kalmamak için bu alandaki gelişmeleri yakından takip etmeli. Çünkü ticaret koşulları hızla değişirken, bu yeni evrenler çağımızın ‘anında cevap ver, anında izle’ beklentisini karşılıyor.
Örneğin lojistik ve navlun süreçlerinin takibinde blok zincir büyük avantaj sağlıyor. Gıda sektörüne bakarsak, tüketiciler aldıkları domatesin, nerede, hangi hava koşullarında yetiştiğini bile görebiliyor, üreticiler bu parametrelerden yararlanarak verimliliği artırıyor. Ancak şöyle bir gerçek var ki KOBİ’ler bu geleceğe hazırlanırken bugünü atlamamalılar. Dijitalleşmeyi kaçıran veya bu alanda yeterli olgunluk seviyesine gelmeyen bir işletmenin Metaverse trenine binmesi gerçekçi olmaz” dedi.
AYDIN: UYUM SAĞLAMA YETENEĞİMİZ VE POTANSİYELİMİZ FIRSAT
Web 3.0 dünyasının günümüz itibarıyla tartışmaya açık bir alan olduğuna dikkat çeken Publicis Group CCO ve Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Aydın, “Henüz kimse hiçbir şeyden emin olamasa da göz ardı edemeyeceğimiz ciddi bir potansiyel olduğu ortada. Söz gelimi NFT beş yılda 174 milyon dolarlık bir pazara ulaştı ve bu pazar giderek büyüyor. Üstelik ABD’de yapılan bir araştırmaya göre bu alandaki farkındalık henüz yüzde 40 seviyesinde olmasına rağmen böyle bir pazara ulaşıldı. İnsanlar bu dünyayı ya çok eleştiriyor ya da çok seviyor” diye konuştu.
Metaverse’ün günümüz itibariyle KOBİ’ler için yüksek maliyetli olduğunu, bu nedenle lüks olarak değerlendirilebileceğini belirten Aydın, bununla birlikte dünya genelinde yaratıcı çalışmalarla bu evrene giren işletmelerden örnekler vererek, “Belki bir sene sonra Türkiye’deki KOBİ’lerin bu alana daha fazla girdiğini görebiliriz. Uyum sağlama yeteneğimiz ve potansiyelimiz, bizim için önemli bir fırsat” açıklamasında bulundu.
ERKUL: EZBERLERİN YERİNİ BECERİLERİMİZ, ANALİTİK DÜŞÜNCELERİMİZ ALIYOR
Web 3.0 ile birlikte yaşanan değişimi özetleyen Cerebrum Tech Kurucusu Dr. R. Erdem Erkul da “Web 2.0 ile her kullanıcının içerik üretmesine imkân tanınırken, aynı zamanda bir bilgi kirliliği oluşmasına da yol açılmıştı. Dolayısıyla doğru bilgiye ulaşma noktasından sorunlar çıktı. Web 3.0 ile birlikte ise bilgisayarların da insanlar gibi veri okuyabilmesi, yorumlayabilmesi ve analiz yapabilmesi hayatımıza girdi. Web 3.0 şu anda büyük değer değer taşıyan, birçok teknolojiye olanak sağlayan yeni nesil bir internet platformu haline geldi” dedi.
Bireyler ve işletmeler için bilgiyi hızlı şekilde projeye dönüştürüp, farklı yapılara anlatacak bir ortam oluştuğuna da değinen Erkul, şöyle devam etti: “Eski modellerde yatırım almak için girişim sermayesi şirketleri ile görüşülürken, şimdi sanal ortamlarda bireyler yatırım turlarına çıkabiliyor. Kısacası artık ezberler ortadan kalkıyor. Becerilerimizi, analitik düşüncelerimizi, sorguladıklarımızı hayata geçirebileceğimiz bir dönem başlıyor.”
YENİ EKONOMİ DÜZENİ DİJİTALDE KURULUYOR
İzmir Ticaret Odası (İZTO) ve Posta Gazetesi iş birliği ile düzenlenen ‘NFT, Metaverse ve Blockchain Teknolojileri ile Ortaya Çıkan Yeni Ekonomik Modeller’ konulu toplantıda 4129 Grey Chief Happiness Officer ve Üst Yöneticisi (CEO) Alemşah Öztürk konuştu. “NFT sanatta fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırdı” diyen Öztürk, NFT teknolojisinin özellikle yeni nesil sanatçılar için daha kullanışlı bir alan açtığını belirtti. Öztürk, sanatçıların üretimlerinin takibini eski model ile gerçekleştiremediklerini söyleyerek, “NFT ile birlikte, üretimde bulunanlar arası fırsat eşitsizliği de ortadan kalkıyor. Her sanatçı, ürettiği eseri birçok kişiye ulaştırabildiği gibi, eserin yeni sahibinin kim olduğunu, eserin el değiştirip, değiştirmediğini, nerelerde kullandığını da takip edebiliyor” açıklamasında bulundu.
Metaverse evreninin insanların kimliklerini oluşturarak benzer uğraş ve beğenilere sahip olanların bir araya gelmesini sağladığını ifade eden Öztürk, “Metaverse’te iki alan var; ilki insanların dijital kimlikleri ile diğer insanlarla bir araya gelmesi sağlanıyor. İkincisi ise eğlence sektörünün yönü bu evrene kayacak. Özellikle oyun sektörü Metaverse evreninde aktif olacak” dedi.
MANUKYAN: ALAN SAHİBİ OLMAK PARA KAZANMAK İÇİN YETERLİ DEĞİL
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Şant Manukyan, Blockchain ve NFT teknolojilerinin Metaverse ile bir araya gelerek yeni bir ekonomi modelinin temelinin atıldığına değindi. Manukyan, Metaverse evreninde alan sahibi olmanın para kazanmak için yeterli olmayacağını söyleyerek, “Bu evrende gelir elde etmek için sahibi olduğunuz alan üzerinde etkinliğinizin olması gerekiyor. Elbette her dijital girişim, fikir iyi olsa dahi başarıya ulaşmıyor. Fırsat ve ihtiyaçları iyi değerlendirip adım atılması lazım. İlerleyen zamanlarda teknolojiler etkileşim ile yeni bir model oluşturacak. Şimdiden temellerini atan girişimler, bu evrenden kâr edebilecek” dedi.
İNTERNETİN GELECEĞİ ‘METAVERSE’
İzmir Ticaret Odası Ekonomi Danışmanı Pelin Yenigün Dilek de konuşmasında yeni teknolojilerin hiçbirinin ekonomiyi kurtarmazken bunların nasıl yapılandırıldığının ekonomiye katkı sağlayacağını vurguladı. Dilek, “Ekonomik modeller hızlı değişiyor. Bu durum teknolojinin değişim hızından kaynaklanıyor. Değişimin hızı arttı fakat uzmanların tahmini bazı olaylar da bu teknolojiyi ekonomik modelin içine hızla sokacak. Pandemi teknolojiyi hayatımıza daha hızlı soktu. Benim tahminimce iklim değişikliği de pandemi ve savaş gibi bazı ihtiyaçlarımızı arttıracak” diye konuştu.
METAVERSE PAZARININ 5-10 YIL İÇİNDE 8 TRİLYON DOLARA ULAŞMASI BEKLENİYOR
Metaverse evrenine dair keşfetme arzusu ve teknolojide geride kalma korkusu, sektöre dair pazarı ve yatırımları büyütüyor. Facebook’un adını Meta’ya çevirmesi ve sanal arsa satışlarında yaşanan talep patlaması ile çok hızlı giriş yaptığımız Metaverse pazarının 5-10 yıl içerisinde küresel ekonomiye 8 trilyon dolar kazandıracağı öngörülüyor.
İnsanoğlunun son yıllarda farkında olmadan özellikle sosyal medya üzerinden yapay zekayı oldukça fazla kullandığına dikkat çeken UiPath, Avrupa Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen, özellikle gelecek 20 yıl içinde bu sürecin daha da kendini hissettireceğini belirtti. 2021 yılında yapay zekanın dünya pazarına 3 trilyon dolarlık bir katkı yaptığını ve bu rakamın 2030 yılında 15.7 trilyona ulaşacağını söyledi. Yeğen; “Yapay zeka o kadar çabuk ve hızlı hayatımıza girdi ki; buna neredeyse engel olamıyoruz. Robotlar artık, servis hizmeti veriyor, otomobiller yapıyor, hatta insanın yapamadığı yumurtanın sarısını beyazından dahi ayırabiliyor. Buna yapay zeka da eklenince, adeta günümüzde robotlar beynimiz gibi oldu. Borsada bizim adımıza alım satım yapıyorlar. Bu da özellikle bireysel alım gücünün belirlenmesinde çok etken bir rol üstlenmiş durumda. Özellikle yapay zeka ile tüketime, alışverişe doğru itiliyoruz. Geldiğimiz noktada yapay zekayı dışlayamayız ya da reddedemeyiz.
Yapılması gereken hayatımızı kolaylaştıracak yönlerine evriltmeyi öğrenmekten geçiyor. Çünkü hayatımızı kolaylaştıran bir unsur. İnsanların vakitlerini çalan, bilgisayar başında zaman harcamasına neden olan pek çok işi artık yapay zeka ile çözer olduk. Bizim yerimize sunum yapan, rapor hazırlayan hatta verdiğiniz üç kelime ile makale yazan yapay zeka uygulamaları var” dedi.
YEĞEN: İLERİDE FİZİKİ OLARAK ARABA YA DA EV DEĞİL BUNLARIN NFT’SİNİ ALINACAK
Yapay zeka ile Metaverse ilişkisinin daha emekleme aşamasında olduğunu ama yine de Metaverse kavramının özellikle insanoğlunun hayal gücü ile giderek geliştiğini de belirten Tansu Yeğen, çocukların bilgisayar oyunları sayesinde bu yeni Metaverse evrenine hızlı bir giriş yaptıklarını da dikkat çekti. Yeğen sözlerini şöyle sürdürdü: “Farkında olmadan da olsa bu dünyaya giriş yaptık, ben 5-10 yıl içerisinde 8 trilyon dolarlık bir metaeverse pazarının bizi beklediğini düşünüyorum. Çok önemli bir araştırma şirketinin verilerine göre geçen yıl dijital ürünler özelinde 54 milyar dolarlık bir harcama yapılmış. Fiziksel emlağın yerine artık NFT üzerinden emlak alımlarının olacağını ve emlak sektörünün de bu durumdan ciddi anlamda etkileneceğini öngörüyorum. İleride fiziki olarak araba ya da ev değil bunların NFT’sini alacağız.”
ÖZKENT: METAVERSE, İNTERNETİN KENDİSİNE DÖNÜŞECEK
Podcaster Konuşmacı ve Girişimci Bora Özkent ise Z ve Y kuşaklarının Metaverse evreninde halihazırda oyunlarla yer aldığını, metaverse’in son dönemde büyük ilgi çekmesinde teknoloji ile arsa alınabilir fikrinin etken olduğuna vurgu yaptı. Özkent konuşmasında şunları söyledi: “Öteden beri oyun evreni hep vardı. Facebook bu sürece dahil olunca çok heyecan yarattı. Çünkü parasal bir güç de ortaya koymuş oldu. Bu da diğer oyuncuları peşinden sürükledi ve bir anda Metaverse kavramı hızlı bir ivme yakaladı. Özellikle internette ara yüzlerin kolaylaşması ve devrim niteliğindeki dokunabilirlik ve gözlüklerin çıkmasıyla normal bir hayattan farksızlaşan bir hayata merhaba demiş oldu insanlar. Yani durumun üç boyuta taşınması insanların daha kolay anlamasına, yaşamasına, deneyimlemesine olanak sağladı. Ben yakın bir gelecekte Metaverse’in internetin kendisine dönüşeceğine inanıyorum. Çünkü bu evrende para kazabiliyor olmak, hayal gücünü zorlamak, üç boyutlu deneyimi yaşamak insanlara heyecan veriyor.”
BUDAKOĞLU: METAVERSE GELECEĞİNDE YATIRIM YAPARKEN İHTİYAÇ VE BEKLENTİLERİ DOĞRU BELİRLENMELİ
Denge Değerleme Yönetim Kurulu Başkanı Baki Budakoğlu, “Öncelikle bu dünyada yaşadığımızı, yaşayacağımızı unutmamamız gerekiyor. Metaverse geleceğinde yatırım yaparken ihtiyaç ve beklentiler doğru belirlenmeli. Çünkü bir yerde yatırımdan bahsediyoruz, bunlar boşa gitmemeli. Arsa beklentileri, yatırım beklentileri şu an için çok oturmuş değil. Nihayetinde bizler orda avatar dediğimiz benliklerimizle temsil edileceğiz. Onlar, beslenmeyecek, üşümeyecek, barınma için özellikli bir alanlara ihtiyaç duymayacak.
O nedenle gerçek hayattaki beklenti ve isteklerle Metaverse alanındaki isteklerin doğru analiz edilmesinde yarar var. Şu an satılan arsalarda gündeme getirildiği için çok popüler ve çekici hale geldi. Bu tür yatırımlar büyük şirketler, markalar için bir sıkıntı olmayabilir ama daha küçük yatırımcılar için ciddi kayıplara neden olabilir. Bu yüzden insanların Metaverse evreninde yapacakları satın almaları bilinçli yapmaları gerekir” dedi.
YURDAKUL: METAVERSE, KENDİ DEĞERİNİ YARATMAK İSTEYENLER İÇİN ÖNEMLİ BİR FIRSAT
Metaverse kavramının şirketler için yeni bir alternatif mecra olduğuna dikkat çeken ve kendi değerlerini yaratma adına önemli bir fırsat olarak görülmesi gerektiğine vurgu yapan Türkiye’nin ilk Metaverse Ajansı STANDBY ME Ajans Başkanı Can Yurdakul, konuşmasında kendi sektörlerinde Metaverse pazarının 420 milyar dolar değerinde olduğunu ve birkaç yıl içinde bu rakamın iki üç katına rahatlıkla çıkabileceğini söyledi. Firma olarak markalara ‘bu evrende nasıl değerler yaratabiliriz?’ noktasında çalışmalar yaptıklarını belirten Can Yurdakul, buradaki ana kriterlerini ‘sıcaklık haritası’ olarak tabir ettikleri uygulama ile yönettiklerini belirtti.
“SONSUZ BİR DÜNYAYA YOLCULUK YAPACAĞIMIZ BİR MECRANIN DAHA EMEKLEME AŞAMASINDAYIZ”
Yurdakul, bu sistemi ve şirketlerin Metaverse dünyasına giriş için neler yapması noktasındaki önerilerini şu sözlerle sıraladı: “Bir dönem domain alma yarışı vardı, oradaki sıkıntılar şu an Metaverse evreninde de söz konusu. Kurumlar, firmalar bir yarış içinde. Bizler sıcaklık haritası dediğimiz bir uygulama ile kriterlerimizi belirliyoruz. Arsa alımından ziyade markalara değer yaratmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Çünkü aslında Metaverse kavramı bunu gerektiriyor. Bu sizin nasıl etkin bir çalışma yapacağınızla ilgili. ‘Markanızın bir aktivitesi var mı?’, ‘Nasıl bir etkinlik ya da bir proje yapılacak?’, Metaverse kavramının ilgilendiği sorular bunlar. ‘İnsanlar kendi arsalarını nasıl geliştirecek?’, ‘Nasıl bir deneyimlerle diğer insanların karşısına çıkacak?’, ‘Hangi hayal gücünü Metaverse evrenine taşıyacak?’ bunları konuşmaya başladığımız zaman gerçek anlamda Metaverse yerini bulacaktır. Yani sonsuz bir dünyaya yolculuk yapacağımız bir mecranın daha emekleme aşamasındayız diyebilirim.”
YEĞEN: METAVERSE; EN ÇOK EĞLENCE, EĞİTİM VE TURİZM SEKTÖRLERİNE İVME KATACAK
Herkesin herhangi biri veya herhangi bir şey olabileceği ve potansiyel olarak her şeyi gerçekleştirebileceği dijital bir alan olarak dikkat çeken Metaverse kavramının eğlence, eğitim, sağlık ve hatta turizm sektörlerinin geleceğini yakından ilgilendireceğine vurgu yapan UiPath, Avrupa Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen de konuşmasının ikinci bölümünde özellikle bazı sektörlerin Metaverse kavramından ciddi şekilde faydalanacağını belirtti.
Yeğen; “Turizm, eğitim, eğlence ve hatta sağlık sektörü Metaverse üzerinden ciddi bir potansiyel yakalayacak. Metaverse’te otel kurulacak, tatile çıkılacak, ödemeler kripto paralarla yapılacak. İnsanlar sanal gözlüklerini takıp Efes harabelerini gezebilecek, sonra buraya gelip ziyaret edebilecek. Yine aynı şekilde eğlence ve müzik sektörü bu anlamda ciddi girişimlerde bulunmaya başladı bile. Şarkılarının ilk lansmanını ya da konserini bu düzen üzerinden yapan etkinlikler gerçekleşecek. Sokakta defileler düzenlenecek, insanlar gözlüklerini takıp hem o defileyi takip edip hem de oradaki beğendikleri ürünleri satın alabilecekler, sanal eldivenler sayesinde Metaverse üzerinden market alışverişini yapabileceğiz. Ürünlere dokunup onları sepetimize koyacağız, sonrasında ödemeyi yapıp, gerçek hayatımızdaki evimize ürünlerimizi sipariş edebileceğiz. Yine aynı şekilde üniversiteler eğitimlerini bu dünya üzerinden sunabilecekler.
Dünyanın hangi coğrafyasında olursak olalım istediğimiz üniversitenin derslerini izleyebileceğiz. Bildiğim kadarıyla Amerika’daki Stanford Üniversitesi böyle bir uygulamayı başlattı. İşte tüm bunlara baktığımızda Metaverse kavramı arsalardan öte bize çok güzel eş fırsatlara katılma şansı sunuyor, değerli olan tarafı da bu” dedi.
YURDAKUL: MARKALAR VE İNSANLAR İÇİN METAVERSE ŞU AN İÇİN AYNI ÇİZGİDE
Fiziksel dünya ile sanal dünyanın birleştiği bir nokta olan Metaverse kavramının yolunun çok açık olduğuna dikkat çeken STANDBY ME Ajans Başkanı Can Yurdakul da konuşmasının ikinci bölümünde; “Tarihe not düşülen bir dönemdeyiz, markalar olarak, kullanıcılar olarak aynı çizgide bu yeni sistemi keşfediyor, öğreniyor, geliştiriyoruz önümüzde uzun bir yolculuk var. Metaverse’ün bir gelecek olduğu kesin, avatarla olan bir yaşamdan bahsediyoruz” dedi.
“METAVERSE MERKEZİYETÇİLİK KAVRAMINI ORTADAN KALDIRACAK”
Ödüllü Yazar, Podcaster Konuşmacı ve Girişimci Bora Özkent, Metaverse kavramı ile yaşadığımız dünyadaki merkeziyetçilik anlayışının ortadan kalkacağını savundu. Özkent, bu konu hakkında görüşlerini şu sözlerle aktardı: “İnternetle tanıştığımızda bu mecranın sosyal medyaya dönüşebileceğini, ya da Facebook üzerinden evlenebileceğimizi düşünemezdik. Metaverse dünyasının da bu anlamda neye ve nasıl gelişeceğine dair tam bir bilgimiz elbette yok. Ama bu dünyada kuralların olmayışı, insanların kendi kurdukları hayal güçlerinin bir ürünlerinin yansıması oluşu merkeziyetçilik kavramını ortadan kaldıracak. Eskiden bir oyun oynarken kuralı oyunu yazan firma belirlerdi. Metaverse düzeninde belirleyici insanın kendisi olacak. Bu nedenle ben ilerde ülke kavramının olmayacağını düşünüyorum. İnsanlar kendine uygun yaşam alanları yaratacak, ülkeler kuracak ya da yaşamak istedikleri ülkeleri kendileri belirleyecek.”