Pandemide tester uygulaması kalktı, müşteriyi yarının mağazacılık deneyimi ile tanıştırdılar
Türkiye pazarı yeni bir teknolojiyi denemek için en uygun pazarlardan biri. Bu çerçevede, Türkiye’de kozmetik markalarının ve online pazaryerlerinin çoğu ile sanal deneme için iş ortaklığımız var. Kullanıcı adaptasyonunun da hızlanmasıyla beraber, markaların teknolojiyi benimseme konusunda çok daha hızlı adımlar atacaklarını düşünüyoruz
PulpoAR, 2020’de 3 ortak girişimi ile kuruldu. Onur Candan, teknoloji konusunda takımın beyni olan Buğrahan Bayat ve Brezilyalı tüm Latin Amerika bölgesini yöneten Rayan Godoi, yarının mağazacılık deneyimi için çalışıyorlar.
PulpoAR, pandemi öncesi güzellik sektörünü dönüştürmek amacıyla kuruldu. İlk etapta müşterinin de tüketicinin de tanımlayamadığı bir ihtiyaçla onları yüzleştirdiler. Sanal makyaj oturduğunuz yerden istediğiniz kozmetik ürünün denemenize imkân veren çok basit ama çok etkili bir uygulama.
Ancak hemen ardından yaşadığımız pandemi süreci anlatımlarını çok hızlandırdı. Mağazaların kapanması ve tester’ların yasaklanması ile ne kadar doğru bir çözüm sundukları çok daha iyi anlaşıldı. Üstelik sadece fiziksel mağazası olan müşterilere değil, aynı zamanda e-ticaret sitelerine ya da farklı ülkelerde mağaza açmadan lansman yapmak isteyen müşterilere de çözüm oldular.
PulpoAR Kurucu Ortak ve CEO’su Onur Candan ile bu projenin gelişim hikayesini konuştuk.
Onur Bey, sizi tanıyabilir miyiz?
Kuleli Askeri Lisesi ve Harp Okulu’nda Yeditepe’de Sistem ve Endüstri Mühendisliği okudum. Okul yıllarımda Mekanist, Peryön, British American Tabacco gibi birçok şirkette satış ve dijital pazarlama alanlarında deneyim kazandıktan sonra, Türkiye Girişimcilik Kulüpler Birliği’ni kurup, Startup Genome’nin küratörlüğünü üstlendim. Mineral Medya’da insan kaynakları ve danışmanlık sektörüne yönelik markaların dijital stratejilerini oluşturdum ve 23 yaşında akıllı ve interaktif kiosklar ve otomatlar oluşturmak için Visionteractive’i kurarak girişimcilik ekosistemine profesyonel olarak dahil oldum.
“PulpoAr” hikayesi nasıl başladı? Bu süreci okuyucularımız ile paylaşır mısınız?
Artırılmış Gerçeklik teknolojisinin bilinirliğinin çok az olduğu zamanlarda, 2015 yılında, “AR photobooth/kiosk” tasarlayarak son tüketiciye yönelik etkinliklerde kullanılmasını sağladık. Ardından bugünkü teknolojimizi 2017’de Visionteractive bünyesinde denedik ve başarısız olduk. Pazarın hazır olması, internet bağlantısının güçlenmesi ve telefon kameralarının da gelişmesini fırsat bilerek güçlü bir ekip kurduk; 2020 itibariyle yolumuza PulpoAR olarak devam ediyoruz. PulpoAR’da amacımız alışveriş deneyimini dönüştürmek.
PulpoAr, artırılmış gerçeklik teknolojisi ile sıfır temaslı alışveriş imkanı sunuyor. Bu alanda bugüne kadar yaptığınız çalışmaları anlatır mısınız?
Amacımız tüketicinin güzellik ürünlerini mağazaya gitmeden ve istediği her yerden, istediği kadar denemesini sağlamak. Ve bunu yaparken de kişinin istediği ürünü gerçekte olduğu haline en yakın şekilde görebilmesi asıl hedefimiz. Dünya çapında birçok farklı ülkede kozmetik sektöründeki birçok marka ile bu teknolojimizi lanse ettik; her türlü dijital ortamda ve farklı seçeneklerle ulaşabilir kıldık. Gelen taleple birlikte rujun yanı sıra uygulamaya fondöten, allık, kapatıcı, rimel, göz kalemi ve far da ekledik. Geçtiğimiz aylarda ise dünyanın ilk web tabanlı tırnak sanal oje uygulamasını hayata geçirdik. Flormar’la başlayan bu uygulamada sadece 1 ayda 1.4 milyonluk denemeye ulaşarak büyük bir başarı elde ettik ve şimdi aynı uygulamayı farklı ülkelere de taşıyoruz.
PulpoAr’da hangi hizmetleri sunuyorsunuz? Bu sistem öncelikle hangi sektörler taraf ından ilgi görüyor?
Şu an güzellik sektöründe sanal makyaj ve sanal tırnak deneme uygulamalarımız ile instagram filtreleri ve akıllı ayna çözümümüz bulunuyor. Saç rengi değişimi ve cilt analizi alanlarındaki uygulamalarımızla birkaç ay içerisinde hizmet yelpazemizi daha da genişleteceğiz.
Şirketin kuruluş sonrasındaki gelişim hikayesi nasıl gelişti? Şirketimiz 2020’de 3 ortaklı kuruldu. Benim dışımda teknoloji konusunda takımın beyni olan Buğrahan Bayat ve Brezilya’lı ve tüm Latin Amerika bölgesini yöneten diğer ortağımız Rayan Godoi ile 3 ortağız. PulpoAR’ı pandemi öncesi güzellik sektörünü dönüştürmek amacıyla kurduk. İlk etapta müşterinin de tüketicinin de tanımlayamadığı bir ihtiyaçla onları yüzleştirdik, sanal makyaj oturduğunuz yerden istediğiniz kozmetik ürünü denemenize imkân veren çok basit ama çok etkili bir uygulama. Ancak hemen ardından yaşadığımız pandemi süreci anlatımımızı çok hızlandırdı ve kolaylaştırdı. Mağazaların kapanması ve tester’ların yasaklanması ile ne kadar doğru bir çözüm sunduğumuz çok daha iyi anlaşıldı. Üstelik sadece fiziksel mağazası olan müşterilere değil, aynı zamanda e-ticaret sitelerine ya da farklı ülkelerde mağaza açmadan lansman yapmak isteyen müşterilere de çözüm olduk.
Bugün Akkök Holding ve Ida Capital yatırımcılarınız arasında. Bu alanda nasıl bir hedef belirlediniz?
Akkök ve Ida Capital’ın deneyim ve bilgi birikiminin, işimizi geliştirmemize çok katkısı oldu. Örneğin, ilk akıllı aynamızı Akkök Grup öncülüğünde Akasya AVM’ye yerleştirdik. Yatırımcılarımızı seçerken akıllı para/akıllı sermaye modeline uygun olmasına önem gösteriyoruz. Hiç kimseden sadece yatırım almak için yatırım almıyoruz. Tecrübelerini, bağlantılarını, bilgi birikimlerini bize sunmalarını ve onların da yardımıyla daha hızlı büyümeyi hedefliyoruz.
Kozmetik ile başlayan bu yolculuğun önümüzdeki günlerde farklı sektörlere yönelik uygulamaları da olacak mı?
Türkiye’de yakaladığımız başarıyı pandeminin de etkisi ile tüm dünyaya taşıdık. Ardından dünyanın ilk web tabanlı sanal oje denemesini oluşturduk. Saç rengi değişimi ve cilt analizi alanlarındaki uygulamalarımızla birkaç ay içerisinde hizmet yelpazemizi daha da genişleteceğiz. Dünyada bu alanda faaliyet gösteren iki şirketten biriyiz ve güçlü adımlarla ilerliyoruz. Amacımız dünyadaki dönüşüme hızlıca dönüşerek cevap verirken hem tüketiciye hem de markalara “fayda sağlamak”.
Pandemiyle birlikte temelinde sıfır risk olan bir uygulamaya “Akıllı Aynalar”a imza attınız. Akıllı ayna uygulaması nedir? Sistem nasıl çalışıyor?
Pandemiden sonra getirilen kısıtlamalardan biri de kozmetik mağazalarında ürün tester’larının kaldırılmasıydı. Bu nedenle halihazırda kullanmakta olduğu üründen farklı bir ürün almak isteyen tüketici almamayı tercih ediyor ya da riske girerek deneme fırsatı bulmadan almak zorunda kalıyordu.
Bu da ürün satışlarının düşmesine, yeni ürün satışı yapılamamasına ve daha da önemlisi olumsuz bir müşteri deneyimine yol açmıştı. Halihazırda neredeyse tüm kozmetik firmaları tarafından satın alınan dijital uygulamamız bizi, benzer bir fikri fiziksel mağaza ortamına nasıl uygulayabileceğimizle ilgili detaylı düşünmeye itti. Mağazaya gelmekten keyif alan tüketicinin istediği herhangi bir ürünün yüzünde nasıl durduğunu deneyimlemesi için mağaza içerisine konulabilecek akıllı aynalar tasarladık. Elbette burada önemli olan temas olmaması gerekliliği idi, yani dokunmatik olmayan bir uygulama olması gerekiyordu. Tüketicinin istediği ürünü denemesi için QR kod’lar oluşturduk ve aynanın üzerine koyduk. Aynanın karşısına geçerek kodu kendi telefonundan okutan tüketici, istediği ürünü telefonda seçerek denedi ve görüntüyü aynada gördü.
Covid_19 sonrası alışveriş ve dijital alışkanlıklarımız değişti. PulpoAr bu değişimden nasıl etkilendi? Bundan sonra dünyada trend nasıl gelişecek? Öngörülerinizi paylaşır mısınız?
Yaşadığımız belirsizlik, getirilen kısıtlamalar ve yeni uygulamalar tüketici davranışlarında kalıcı olacak önemli değişikliklere yol açtı. Biz zaten bu tarz durumlara oldukça hazırlıklı bir teknolojiye sahibiz ancak pandemi ile bunu anlatmak için harcadığımız süre kısaldı. Dönüşüme hemen uyum sağlamak isteyen şirketler ürettiğimiz teknolojiye çok daha hızlı onay verdiler. Dijital hayatımızda artık çok daha önemli ama fiziksel alışverişin yok olmayacağını biliyoruz, bu nedenle her alanda tüketicinin talebine hızlı ve verimli yanıt verecek şekilde ilerliyoruz. Bu anlamda tüketiciyi ve pazarı oldukça hızlı okuduğumuzu söylemek doğru olur.
Müşteriden gelen geri dönüşlerde en çok hangi taleplerle karşılaşıyorsunuz?
Biz şu an son tüketiciye direkt ulaşmıyoruz, müşterilerimiz olan markalar ile ulaşıyoruz. Her markanın hedef kitlesi, dinamikleri ve pazarda konumlanışı farklı. Tüketicilerden direkt markaya gelen talepler, iyileştirmenin ya da değişikliğin gerekli olması halinde bize iletiliyor ve biz de ona göre çalışıyoruz.
Türkiye pazarında önümüzdeki günlerde beklenen gelişmeler neler?
Türkiye pazarı yeni bir teknolojiyi denemek içinven uygun pazarlardan biri.vBu çerçevede, Türkiye’de kozmetik markalarının ve online pazaryerlerinin çoğu ile sanal deneme için iş ortaklığımızvvar. Kullanıcı adaptasyonunun da hızlanmasıyla beraber, markaların teknolojiyi benimseme konusunda çok daha hızlı adımlar atacaklarını düşünüyoruz. Bu bağlamda, sanal denemenin gerekliliğe dönüşeceğine; kozmetik alışverişi için herhangi bir platformda gezinen son tüketicinin de ilk olarak sanal deneme talep edeceğini düşünüyoruz.
Ekibinizle birlikte çalışma üssünüzü İzmir olarak seçtiniz. Neden? İzmir’in bu alandaki potansiyelini değerlendirir misiniz?
Türkiye’de bu alanda çok önemli yetenekler var ancak maalesef farklı ülkelere kaybediyoruz. Biz hem bunun önüne geçmek hem de onların daha keyifle ve stresten uzak çalışacakları bir dünya hayal ettik. Önceliğimiz her zaman “insan”. Bu anlamda stratejik bir konumda olan İzmir’i ana merkez olarak belirledik.
Genç girişimcilere önerilerinizi paylaşır mısınız?
Herkese ilk öğüdüm “insan biriktirmek” olur. Çünkü bu bir takım işi ve yanınızda ne kadar iyi ve doğru insan olduğu başarınızın ilk anahtarı. Bu nedenle hayatımda her zaman insan biriktirmeyi önceliklendiririm. Onun dışında iletişime açık olunması gerektiğine inanıyorum. Geri bildirim almak da vermek de çok önemli. İyi ya da kötü ne ise açık bir şekilde konuşulabilir olmalı. Başarının en önemli başka bir anahtarı da sıkı ve disiplinli çalışmak. Çalışmadan başarı gelmez, ne olursa olsun disiplinli bir şekilde çalışmayı asla bırakmamak, cesur olmak ve bunun için de risk almak şart.