TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Eş Başkanı Perihan İnci: İnsani gelişmeyi, bilimsel teknolojik ilerlemeyi ve güvenilir, kapsayıcı ve etkin kurumları inşa etmeyi ülkemizin kalkınması için kritik önemde görüyoruz
İstihdamın yeniden şekillenmesi sürecinde iki konuya odaklanılması gerektiğini belirten TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Eş Başkanı Perihan İnci, “İlki mevcut çalışanların dijital dönüşüme uyumu, diğeri ise yeni jenerasyonun bu dönemin gerektirdiği, ihtiyaç duyduğu yetkinliklerle donatılması” dedi. TÜSİAD SD2 Dijital Platformu’nda pazar yeri oluşturduklarını da belirten İnci, “Önümüzdeki dönemde burada hali hazırda yayında olan 350’den fazla dijital çözümün sayısını artırmaya ve pazar yerini büyüterek teknoloji şirketlerini daha da görünür kılmaya çalışacağız” dedi.
Teknoloji, inovasyon ve dijital ekonomi başlığında Türkiye’nin önümüzdeki günlerde odaklanması gereken başlıklar nelerdir? İş dünyasının bu konudaki öncelikleri neler? Dijitalleşmenin getirdiği paradigma değişimine ek olarak Covid-19 sürecinin tetiklediği dönüşüm sürecinde iki önemli boyut olduğunu söylemek mümkün. İlki dijital teknolojiyi geliştirme ve iş yapış biçimlerine hızlı bir şekilde entegre edebilme boyutu, ikincisi ise işlerin ve istihdamın dönüşümü perspektifi.
Dijital teknolojileri en etkin şekilde kullanmak, aynı zamanda bu teknolojilerin yerelde geliştirilmesini sağlamak dijital dönüşüm sürecinin başarısı açısından önemli. Mobil teknolojiler, bulut altyapılar, yapay zeka çözümleri, blok zinciri, siber güvenlik, nesnelerin interneti her geçen gün daha da kritik hale gelen unsurlar. Dijital dönüşümü başarıyla gerçekleştirmiş şirketlerin 2023 yılı itibariyle küresel gelirin yarısından fazlasına katkı sağlaması bekleniyor.
Günümüzde beklentiler ve talepler hızla değişiyor, dijital dönüşüm trendlerini yakından takip etmek büyük önemde. Uluslararası bir araştırmaya göre esnek ve çevik veri altyapıları inşa etmeyi sağlayan bulut platformları, depolandığı alandan bağımsız olarak kullanıcılara zamanında doğru veriye erişim ve analiz imkânı veren veri yapısı ve bulut ve bulut dışı ortamlarda kimliği hızlı ve güvenilir şekilde doğrulamayı sağlayan siber güvenlik ağları stratejik teknoloji eğilimleri arasında yer alıyor. Bir başka küresel araştırma, şirketlerin yüzde 90’ının 2025 yılına kadar yapay zekaya uyumlu uygulamalara sahip olmayı hedeflediğini ortaya koyuyor. 2025 yılına kadar dünya çapında 64 milyar IoT cihazının kurulması; gıda perakendecilerinin beşte birinin gıda güvenliği için blok zincir altyapısı kullanması bekleniyor.
Yuvarlak Masamız kapsamında çeşitli raporlarla, konferanslarla, projelerle yeni nesil dijital teknoloji alanlarına, ekosistemin ve mobil altyapının geliştirilmesine yönelik politikaların oluşturulmasına katkı vermeye devam edeceğiz. Artık gelenekselleşmiş olan Dijital Türkiye Konferansımız ana faaliyetlerimizden biri olacak. En önemli ekonomik entegrasyon paydaşımız AB’deki gelişmeleri takip etmek ve iş dünyası ile paylaşmak da bir diğer öncelikli gündemimiz.
Tüm sektörlerde yenilikçi kullanım senaryoları sunmak amacıyla büyük verinin analizi ve yeni nesil kablosuz teknolojiler kritik bir rol oynuyor. Yapay zeka, artırılmış gerçeklik, blok zincir gibi yeni nesil teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanılması verimlilikte ve yaratılan katma değerin artışında katalizör oluyor. Bu gelişmeler değerlendirildiğinde şirketlerin dönüşüme açık ve inovatif olabilmesi, dijital kültür ve ekosistemi oluşturabilmeleri gereği daha da belirginleşiyor.
Dijital teknolojilerin kullanımının artışıyla iş dünyası tarafından ihtiyaç duyulan beceriler de eş zamanlı olarak değişiyor. İstihdamın yeniden şekillenmesi sürecinde iki konuya odaklanılması gerektiğine inanıyoruz. İlki mevcut çalışanların dijital dönüşüme uyumu, diğeri ise yeni jenerasyonun bu dönemin gerektirdiği, ihtiyaç duyduğu yetkinliklerle donatılması.
Ekonomide katma değeri ve rekabet gücünü yükseltmek için bilgi toplumuna dönüşümün desteklenmesi çok önemli…Bu bağlamda yuvarlak masa olarak ne gibi çalışmaları gerçekleştireceksiniz? Yeni dönemde başlayacak yeni projeler hangileri olacak?
TÜSİAD, dijital dönüşüm konusuna son yıllarda yoğun bir şekilde odaklanıyor. TÜSİAD’ın 50. Yılı kapsamında geçtiğimiz yıl kamuoyu ile paylaştığımız “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa” başlıklı raporumuzda refahın üç temel unsuru olarak insani gelişmeyi, bilimsel teknolojik ilerlemeyi ve güvenilir, kapsayıcı ve etkin kurumları inşa etmeyi ortaya koyduk. Bu üç unsuru ülkemizin kalkınması için kritik önemde görüyoruz.
Yuvarlak Masamız kapsamında çeşitli raporlarla, konferanslarla, projelerle yeni nesil dijital teknoloji alanlarına, ekosistemin ve mobil altyapının geliştirilmesine yönelik politikaların oluşturulmasına katkı vermeye devam edeceğiz. Artık gelenekselleşmiş olan Dijital Türkiye Konferansımız ana faaliyetlerimizden biri olacak. En önemli ekonomik entegrasyon paydaşımız AB’deki gelişmeleri takip etmek ve iş dünyası ile paylaşmak da bir diğer öncelikli gündemimiz.
Yeni nesil dijital beceri ve yetkinliklerle donatılmış insan kaynağı ihtiyacı da her platformda vurguladığımız bir konu. 21. Yüzyıl becerileri çok önemli. Geçtiğimiz yıl öğrenciler ve genç profesyoneller için ücretsiz online eğitim platformu olan İşim Gücüm Geleceğim Projesi’ni (İGG) hayata geçirdik. İGG ile ülkemizde teknoloji üretim ve kullanma yetkinliğinin artırılması vizyonuna paralel olarak işgücünün bu dönüşüme ayak uydurması konusunda katkı sağlamayı amaçlıyoruz.
İş dünyasının ihtiyaç duyduğu dijital becerilerle donatılmış nitelikli insan kaynağını artırmaya ve bu iş gücünün istihdam olanaklarıyla buluşmasına yardımcı olmasını hedefliyoruz.
TÜSİAD SD2 Sanayide Dijital Dönüşüm başlığında önümüzdeki dönemde odaklanacağınız başlıklar neler olacak?
TÜSİAD SD2’de Teknoloji Kullanıcısı şirketlerle Teknoloji Tedarikçisi şirketleri bir araya getiriyoruz. Dijital çözüm geliştirmelerini ve uygulamalarını sağlamayı, böylece ülkemizin dijital dönüşüm ekosisteminin gelişimine katkı sağlamayı hedefliyoruz.
Teknoloji kullanıcılarına bakarsak, TÜSİAD SD2 her sektöre hitap eden bir program. Enerji, otomotiv, maden, gıda… Her yeni dönemde hem sektörel yelpazeyi hem de farklı ölçekte şirketlerin katılımı ile etki alanını genişletmek bizim için önemli. Önümüzdeki dönemde daha deneyimli ve büyük şirketlerin yanı sıra orta ölçekli şirketlerin de programdan yararlanmasını arzu ediyoruz. Dijital dönüşüm çalışmasına nereden başlanacağı ve sürecin nasıl yürütüleceği konusunda şirketlerin ihtiyaç duyduğu desteği vermek için hem iş birlikleri ile ilerliyoruz hem de TÜSİAD SD2 kapsamında dijital dönüşüm danışmanlarını sürece dahil etmeyi öngörüyoruz.
TÜRKONFED ile iş birliği başlattık ve özel bir paket hazırladık. Bu paketten yararlanan şirketler, dijital olgunluk ölçümlemesi ve dijital dönüşüm yol haritasının çıkarılması desteği alacak. Devamında şirketin öncelik alanları belirlenerek, TÜSİAD SD2’de ihtiyacına yönelik dijital çözüm arayışı için çağrı açabilecek.
Teknoloji tedarikçilerine baktığımızda ise, ülkemizin hem nicelik hem nitelik açısından çok ciddi bir teknoloji potansiyeli olduğunu gördük bu programda. Makine öğrenmesinden yapay zekaya, robotikten blokzincire kadar her teknolojiyi çalışıyor şirketlerimiz ve sahada çok başarılı uygulamaları var. TÜSİAD SD2 ile bu potansiyeli daha fazla gün yüzüne çıkarmaya, teknoloji şirketlerini kullanıcılara tanıtmaya, onların üretim sahasına ve verisine ulaşarak teknolojiyi geliştirmelerine ve tabii sahadaki ihtiyaç alanlarını görmelerine destek oluyoruz.
TÜSİAD SD2 Dijital Platformu’nda bir de pazar yeri oluşturduk. Tedarikçilerimiz dijital çözümlerini burada yayınlayarak kullanıcılar tarafından 7/24 ulaşılabilir oluyor.
Önümüzdeki dönemde burada hali hazırda yayında olan 350’den fazla dijital çözümün sayısını artırmaya ve pazar yerini büyüterek teknoloji şirketlerini daha da görünür kılmaya çalışacağız.
Eğitim özelinde vermek istediğiniz mesajları da almak isterim…
Temel eğitimde basit bilişim becerilerinin, dijital okur yazarlığın, programlama gibi dijital yetkinliklerin tüm öğrencilerin erişimine sunulması gerekiyor. Bunun yanı sıra mevcut çalışanların becerilerinin güncel tutulması, üretken ve inovatif bir işgücüne sahip olmak için geliştirilecek destek programları dijital becerileri gelişmiş şirketler yaratılması açısından son derece yararlı olacak. Şirketlerin de mevcut insan kaynağının becerilerine yatırım konusuna öncelik vermesi gerekli.
Bu bağlamda şehrin ve bölgenin hub olabilme potansiyelini nasıl yorumlarsınız? İzmir 10 üniversitesi, 13 organize sanayi bölgesi, 4 teknoparkı, 6 teknoloji transfer ofisi ve 1 melek yatırım ağı ile aktif bir girişimcilik ekosistemine sahip. Son yıllarda ekosistem paydaşlarının yürüttüğünü koordineli çalışmalar çok önemli. Bu çalışmalar sayesinde İzmir Türkiye’nin girişimcilikte en gelişmiş 3. ekosistemi oldu. 2021 yılında küresel sıralamalarda 61 puan yükselerek dünyada 384., Doğu Avrupa’da ise 34. sıraya yerleşti. Biz de TÜSİAD olarak senelerdir yürüttüğümüz çalışmalarda İzmir’in bir inovasyon ve girişimcilik hub’ına dönüşme potansiyelinin altını çiziyoruz. Bu hedef doğrultusunda paydaşlarımızla birlikte projeler geliştiriyoruz. Bu Gençlikte İŞ Var! Türkiye’de erken aşama girişimcileri destekleyen en kapsamlı program. 2019 yılından beri EGİAD işbirliğinde programın Ege ayağını düzenliyor, bölge gençliğinin yenilikçi fikirlerini destekliyoruz. Türkiye genelinde girişimcilik dönüşümünü tetiklemek amacıyla belediyeler ile başlattığımız işbirliklerinin ilkini de 2020 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi ile hayata geçirdik. Geçtiğimiz sene kurduğumuz “Girişimcilik Merkezi İzmir”de her yıl farklı temalar altında girişimcilik programları yürütüyoruz. Böylece gençlerimizi inovatif bakış açısıyla şehrin yaşam kalitesini artırmak yönünde çalışmaya teşvik ediyoruz. Her iki programa olan ilgi ve başvuruların kalitesi bizi heyecanlandırıyor. Önümüzdeki yıllarda İzmir ekosisteminin gelişiminin ivmelenerek artacağına ilişkin inancımızı pekiştiriyor.
TÜSİAD SD2 Dijital Platformu’nda pazar yeri oluşturduklarını da belirten İnci, “Önümüzdeki dönemde burada hali hazırda yayında olan 350’den fazla dijital çözümün sayısını artırmaya ve pazar yerini büyüterek teknoloji şirketlerini daha da görünür kılmaya çalışacağız” dedi.
İzmir yıllar boyunca beyin göçü veren ve gençlerini İstanbul ve yurtdışına kaybetmiş bir şehir… Şimdi ise özellikle beyaz yakalılarda İzmir’e bir ilgi var. İzmir’de beyin gücünün tekrar bir beyin göçüne dönüşmemesi için gerekenler nelerdir?
Gençlerimize hayal kurabilecekleri, potansiyellerini gerçekleştirebilecekleri bir ülke ortamını sunma sorumluluğumuz var. Bu ortamı da ancak genç nesillerin bakış açılarını, düşünme ve öğrenme biçimlerini, yaşam tarzlarını göz önünde bulundurduğumuz adımlarla sağlayabiliriz. Türkiye’den göçün nedenleri üzerine yapılan araştırmalar ekonomik koşulların, siyasi iklimin, iş olanaklarının yetersizliğinin ve eğitim sisteminden duyulan memnuniyetsizliğin göçe karar vermedeki önemli etkenler olduğunu gösteriyor. Gençlerimizin dijital çağın gerekliliklerine hazır bir şekilde hayata atılmalarını sağlayacak eğitime erişmeleri, istihdam olanaklarının ve iş modellerinin çeşitlendirilmesi temel önemde. Kuşkusuz ki özgürlükler, hukukun üstünlüğü, toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik ve kapsayıcılık, çevre ve iklim krizine duyarlılık yine gençlerimizin beklentilerini karşılamamız ve taviz vermeden ilerlememiz gereken alanlar.