Atatürk’ün, “Zaferi, denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olan şeyi, ihtiyacı olduğu zaman, istediği yere ulaştırabilen ülke kazanır” sözünde ifadesini bulan öngörüsü, Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında Türk denizciliği için rehber olmaya devam edecektir.
Osmanlı Devleti’nde yabancı ülkelere verilen kapitülasyonlar sonucunda yolcu ve yük taşımacılığından liman işletmeciliğine kadar denizciliğin her alanında yabancı şirketler egemendi. Önce İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar, ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile yabancılara verilen imtiyazların kaldırılması ile Türk denizciliği Cumhuriyet ile beraber bağımsızlığına kavuştu. 1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile ülkemiz karasularında taşımacılık yapma hakkının Türk vatandaşlarına verilmesi, denizciliğimiz için dönüm noktası oldu.
Cumhuriyet, tarım ve madencilik gibi alanlarda kısıtlı kaynaklarla büyüme politikası izlerken, limanları devletleştirip geliştirerek, demiryolu yatırımlarını artırarak ve gemi inşa sanayini canlandırarak denizciliğe can suyu verdi. Bu dönemde yerli armatörler teşvik edildi. Birçok Türk armatör dünya denizlerinde Türk bayraklı gemileri yüzdürür hale geldi. Özellikle 1980 sonrası verilen teşviklerle Türk gemi filosunun ve gemi inşa sanayinin büyümesi sağlandı.
2023 başı itibariyle Türk armatörlerin milli ve yabancı bayraktaki gemi tonajı 38 milyon 96 bin DWT’ye ulaşmıştır. Ancak milli bayraktaki tonaj sadece 5,4 milyon DWT olup, bu oran giderek azalmaktadır.
Türkiye’de 180 liman/iskele bulunmaktadır. Limanlarımızda elleçlenen her cins yük miktarı toplam 542 milyon tona ulaşmıştır. Bu yüklerin 394 milyon tonu dış ticaret, 81 milyon tonu transit, 67 milyon tonu kabotaj elleçlemeleridir.
Konteyner elleçlemeleri ise 12,5 milyon TEU olmuştur.
Dünyada ticaret malının yüzde 90’ı denizyoluyla taşınırken, ülkemizde yurtiçi yük taşımacılığında karayolunun payı yüzde 88 civarındadır. Denizyolu ile yolcu taşımacılık rakamları da 10 yıl içinde 160 milyon yolcudan 100 milyon yolcuya geriledi.
Cumhuriyetin kazanımları ile ülkemiz deniz turizminde önemli noktaları gelmiştir. Kıyılarımızda 62 adet yat limanı bulunmaktadır. Mevcut denizde yat bağlama kapasitemiz 18.545 adettir.
Kruvaziyer turizminde 10 yıl önce 2,2 milyon yolcu rakamına ulaşıldı. Gemi ve yolcu rakamlarında bu seviyelere önümüzdeki günlerde yeniden gelinmesi beklenmektedir. Türkiye’de 74 denizcilik okulunda her yıl öğrenim gören öğrenci sayısı 15 bini geçmektedir. Okullarımızın uluslararası istihdam talebini karşılayacak eğitimi vermesi sağlanmalıdır.
Cumhuriyet, 100 yılda Türk denizciliğinde önemli mesafeler alınmasını sağlayacak politikalar uyguladı. Denizcilik sektöründeki değişim ve küresel rekabet, Türk denizciliğinin mevcut durumla yetinemeyeceğini, yeni bir devinim içine girmesi gerektiğini göstermektedir. Deniz ticaret filomuzu Yeşil Dönüşüme hazırlamak ve Türk bayraklı gemi sayımızı artırmak zorundayız. Türkiye, stratejik önemi olan Çanakkale ve İstanbul Boğazları ve dört denizi ile Asya ve Avrupa arasında doğal bir köprüdür.
Demiryolu ve karayolu yatırımları, lojistik merkezler ve doğru planlama ile limanlarımızı sanayi bölgeleri ve küresel ulaşım ağları ile yakınlaştırıp, Anadolu’nun aktarma merkezi olma kabiliyetini artırmalıyız.
Cumhuriyetin kazanımları ile ülkemiz deniz turizminde önemli noktaları gelmiştir. Kıyılarımızda 62 adet yat limanı bulunmaktadır. Mevcut denizde yat bağlama kapasitemiz 18.545 adettir. Kruvaziyer turizminde 10 yıl önce 2,2 milyon yolcu rakamına ulaşıldı. Gemi ve yolcu rakamlarında bu seviyelere önümüzdeki günlerde yeniden gelinmesi beklenmektedir
Limanların merkezi bir planlama ile verimli ve yapıcı rekabet içinde hizmet vermesi sağlanmalıdır. Marmara Bölgesi’nin plansız sanayileşmesi, konteyner limanlarının bölgede yoğunlaşması sorunlara yol açmaktadır. Ege Bölgesi, alternatif olarak öne çıkarılmalıdır.
İzmir’de 16 liman/iskele bulunmaktadır. Limanlarımızdan 220 limana doğrudan bağlantı vardır. Batı Anadolu’nun bir üretim merkezi ve lojistik bölge olarak planlanması, Türkiye’nin sağlıklı büyümesini mümkün kılacaktır. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Zaferi, denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olan şeyi, ihtiyacı olduğu zaman, istediği yere ulaştırabilen ülke kazanır” sözünde ifadesini bulan öngörüsü, Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında Türk denizciliği için rehber olmaya devam edecektir. n