Son yapılan araştırmalara göre Türkiye’nin turizm gelirlerinin dörtte biri deniz turizmi sektöründen elde edilmektedir. 2024 yılı hedeflerine göre 60 milyar dolarlık turizm gelirinin 15 milyar dolarını deniz turizmi üretecektir. Deniz turizminin asli unsurlarından biri olan marinalar, ülkemizin deniz kapıları olarak deniz turizminin göz bebeği konumunda bulunuyor.
Yat turizmi, 20. yüzyılın erken tarihlerinden itibaren Akdeniz’de tercih edilen bir tatil türü haline gelmiş, Akdeniz Çanağı dünyanın en gözde destinasyonlarından biri haline gelmiştir. Dünya için olumsuz etkilere yol açan Covid pandemisi de yatçılığın popülaritesinin artmasına yol açmıştır. Akdeniz Çanağı’nda seyir yapan toplam yat sayısı günümüzde yaklaşık bir milyona ulaşmıştır.
Yat turizminin evveliyatı ülkemizde Mavi Yolculuk ile kendini göstermiştir. “Halikarnas Balıkçısı” Cevat Şakir Kabaağaçlı ve arkadaşlarının İzmir’den yola çıkarak Ege’nin bakir koylarında yaptığı maceralı geziler, Mavi Yolculuğu dünya turizm tarihine armağan ederken, Akdeniz kıyılarını da alternatif bir tatil mekânı haline getirmiştir.
Bugün ülkemize gelen turistler mürettebatlı-mürettebatsız tekneler kiralayarak kıyılarımızda gezinti yapabiliyorlar. Anadolu’ya has ahşap gemiler olan guletler de tercih sebebi olmaktadır. Ülkemiz Ege kıyıları ve güney sahillerimiz, Akdeniz’deki en önemli 7 yat charter rotası içinde (Güney Fransa- İtalya ve Sardunya – İspanya ve Balear Adaları- Malta ve Sicilya – Hırvatistan ve Karadağ – Yunanistan ve Adaları) yer almaktadır.
TÜRKİYE’NİN DENİZ KAPILARI
Son yapılan araştırmalara göre Türkiye’nin turizm gelirlerinin dörtte biri deniz turizmi sektöründen elde edilmektedir. 2024 yılı hedeflerine göre 60 milyar dolarlık turizm gelirinin 15 milyar dolarını deniz turizmi üretecektir. Deniz turizminin asli unsurlarından biri olan marinalar, ülkemizin deniz kapıları olarak deniz turizminin göz bebeği konumunda bulunuyor. Dolayısıyla dünya standartlarında kaliteli hizmet veren ülkemiz yat limanları, Türkiye’nin tanıtımı ve katma değerli turizm için stratejik öneme sahiptir.
Ülkemizde 57 adet nitelikli yat tesisi ve toplam 85 adet yat bağlama yeri mevcuttur. Yat bağlama kapasitesi denizde ve karada olmak üzere 30 bine yaklaşmaktadır. İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre 2023 yılı itibariyle İzmir’de 34 yat işletme belgesi, 43 yat ve 209 yatak kapasitesi bulunmaktadır. Yine 5 Altın Çıpalı tesislerimizin de aralarında olduğu 6 adet yat limanımız (Setur Çeşme Marina, Marin Alaçatı, Teos Marina, İzmir Marina, IC Çeşme Marina, Oasis Marina) mevcuttur. Bu yat limanlarının denizde bağlama kapasitesi 1497, karada bağlama kapasitesi 570 olmak üzere toplam 2 bin 67 adettir. İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi’nin sorumluluk sahasında bulunan Setur Kuşadası Marina ve D-Marin Didim Marina ile denizde yat bağlama kapasitesi 2 bin 501, karada yat bağlama kapasitesi 1300 adet olmak üzere toplam 3 bin 800 adete ulaşmaktadır.
İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre 2023 yılı itibariyle İzmir’de 34 yat işletme belgesi, 43 yat ve 209 yatak kapasitesi bulunmaktadır.
YAT LİMANLARI DOLDU TAŞIYOR
Pandemi sonrası yat turizmine yönelik oluşan ilgi sonucu yerli ve yabancı yat sayısında ciddi bir artış yaşanmıştır. Rusya/Ukrayna savaşı sonrası Rus sahipli yatların ülkemiz limanlarına yönelmesi, marinaların doluluk oranlarının artmasına ve kapasitelerinin üzerine çıkmasına neden olmuştur.
Bugün bölgemizdeki marinalar yüzde 100 doluluk oranıyla hizmet vermektedir. Dolayısıyla bazı yat limanları işleticileri, mevcut kapasitelerini artırma yönünde yeni yatırımlar gerçekleştirmektedir. Bağlama yeri bulamayan yat sahipleri ise balıkçı barınaklarını balıkçı tekneleri ile birlikte kullanmaktadır. Koruma/kullanma dengesi içinde yeni projelerin planlanması gerekmektedir.
Bölgemizde Çeşmealtı Yat Limanı, Şifne Yat Limanı, Şakran Yat Limanı, Bayraklı Yat Limanı, Seferihisar Ürkmez Yat Limanı planlanan yat limanı yatırımlarıdır. Bu yatırımlar ile bağlama kapasitenin mevcudun iki katına çıkması beklenmektedir. Ancak yat limanı yatırımlarının pahalı yatırımlar olması, deniz yüzey kiralarının yüksekliği, yatırım kazancının geri dönüş süresinin uzun olması, yat limanı işletmeciliğini cazip olmaktan çıkarmaktadır.
Teknik engeller de yatırımın tamamlanmasını geciktirmektedir. Ülkemizde en son 2022 yılında Yeni Foça’da Oasis Yat Limanı hayata geçirilmiştir.
SÜRDÜRÜLEBİLİR DENİZ TURİZMİ
Diğer yandan Aliağa Çaltılıdere’de yapımı devam eden yat ve tekne imalat bölgesi, İzmir’i dünya arenasına taşıyacak, ihracatın yanı sıra iç kullanımı ve kişi başına düşen yat/tekne sayısını artıracak önemli bir merkez olmaya adaydır.
Ülkemizin yeşil ile maviyi bir araya getiren doğal koyları ve güzellikleri ile tercih sebebi olduğunu dikkate aldığımızda, yeni yatırımların kıyı şeridini koruyacak şekilde hayata geçmesi daha önemli hale gelmektedir. Bunun için kıyı master planının yapılması şarttır. Ülkemiz yat sektörünün ve yat limanlarının sürdürülebilir turizm çerçevesinde yurtdışı tanıtımı ve pazarlanması, atık alım tesislerinin tüm kıyı bölgelerinde planlanması, deniz kültürünün geliştirilmesi gibi konularda da adımlar atılmalıdır.
Adalarımız hariç 8 bin 592 kilometrelik deniz şeridine sahip bir ülke olarak yat sektöründe Hırvatistan, Yunanistan gibi ülkelerle rekabet etme ve denizci bir ülke olma yolunda daha fazla yol almalıyız. Yüzümüzü denize dönmek için kıyılarımızı ve denizlerimizi korumalı, deniz araçlarının üretimini ve kullanımını artırmalı, deniz sporlarına çocukların ve gençlerin erişimini sağlamalıyız.
Bu noktada amatör denizciliğin küçük tekneler ve tekneparklar sayesinde geliştirilebileceğini de göz önünde bulundurmalıyız. Teknepark modelinin, özellikle İzmir Körfezi’nde deniz kültürünü geliştirmek açısından doğru bir model olduğuna inanıyoruz.