İzmir Ticaret Borsası Genel Sekreteri Dr. Erçin Güdücü: İzmir Tarım Teknoloji Merkezi’nin devreye girmesiyle hem yatırımcıların hem de genç girişimcilerin ilgisini yeniden tarıma çekmeyi istiyoruz
İzmir Tarım Teknoloji Merkezi (İTTM), İzmir Ticaret Borsası öncülüğünde, Tarım ve Orman Bakanlığı, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Yaşar Üniversitesi, İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, Ege İhracatçı Birlikleri, Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi ve İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği ortaklığında, İzmir Kalkınma Ajansı’nın yüzde 50 hibe desteği ile bir güdümlü proje kapsamında hayata geçirilecek. İTTM’yi yeni nesil teknolojilerin tarımsal üretime katılmasını sağlayacak pilot bir ARGE üssü olarak da düşünebilirsiniz. İTTM’de üretilecek teknolojiler sadece Ege Bölgesi’nde değil ülkemizde ve dünyada da kullanılacak. Öncelikli amaç; tarım sektörümüzün sorunlarına teknolojik çözümler üretmek olsa da aynı zamanda bu teknolojilerin bölgeye, tüm ülkeye, yakın coğrafyalara ve nihayetinde tüm dünyaya ihraç edilmesini ve ülkemizin küresel tarım teknolojileri pazarından daha fazla pay almasını sağlamak. İzmir Ticaret Borsası Genel Sekreteri Dr. Erçin Güdücü ile İTTM’nin kuruluş hikayesi üzerinden Türk tarımının mevcut durumuna, yapılması gerekenlere ve hedeflere ışık tuttuk.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1969 Nazilli doğumluyum. Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunuyum. Para ve Banka Yüksek Lisans, İktisat Doktora derecelerim var. 1991’den beri iş hayatındayım. VOB (Vadeli İşlem Opsiyon Borsası), TOBB ve ING- Bank gibi kuruluşlarda bilişim ve finans alanlarında bilgi teknolojileri direktörü, yönetici ve danışman olarak görev yaptım. Türkiye’nin ilk Ticaret Borsası olan İzmir Ticaret Borsası’nda 2015 yılından bu yana Genel Sekreter olarak görev yapmaktayım. Finansal ürünler ve Tarım ürünleri borsacılığı, elektronik emtia piyasaları, elektronik ürün senedi ve lisanslı depoculuk, tarım 4.0, akıllı tarım; ürün, üye ve piyasa eksenlerinde Borsacılığın geliştirilmesi gibi konular İzmir Ticaret Borsası’ndaki temel ilgi alanlarım.
Eş zamanlı olarak Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde Yönetim Bilişim Sistemleri dersi veriyorum. İzmir Bilimpark ve Teknopark İzmir’de (İYTE Teknopark) İzmir Ticaret Borsası adına yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyorum.
İzmir Tarım Teknoloji Merkezi (İTTM)’nin kuruluş sürecini anlatır mısınız? Fikir ortaya nasıl çıktı?
Bilindiği gibi Endüstri 4.0; teknoloji gelişimi, hizmet ve sanayi sektörlerinin ardından tarım sektöründe de köklü değişiklikleri beraberinde getirdi. Bu değişimle beraber Tarım 4.0 (Akıllı Tarım) kavramı da hayatlarımıza girdi. 130 yıldır Türk tarım ticareti için çalışan bir kurum olarak; sektörün geleceği, uluslararası rekabet gücü kazanabilmesi, üretim potansiyelinin arttırılması için tarım ve teknoloji entegrasyonun olmazsa olmaz olduğunun farkındaydık.
Bu farkındalık ile başta Borsa Başkanımız Işınsu Kestelli ve yönetim kurulumuz bu konuda bir çalışma yapılması konusunda önemli bir irade ortaya koydular. Bu konuyu Borsamızın stratejik bir önceliği olarak konumlandırdılar. Bu noktadan hareketle 2017 yılında Türkiye’nin Tarım 4.0 sürecine entegrasyonu için gerekli ekosistem unsurlarının belirlenmesi, uygulanması ve yaygınlaştırılmasına yönelik politikaların geliştirilmesi için Ege Üniversitesi İktisat Fakültemiz ile birlikte “Türk Tarımının Global Entegrasyonu ve Tarım 4.0” projesini gerçekleştirdik. Bu proje ile dünyada ve ülkemizde tarımın genel durumu ve akıllı tarım uygulamalarındaki gelişmeleri araştırdık. Proje kapsamında sektör paydaşlarının katılımı ile “Tarımda Teknolojik Dönüşüm; Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm Önerilerinin Tespiti” konulu bir çalıştay yaptık. Arkasından çiftçilerle ve teknoloji firmaları ile anket çalışmalarımız oldu.
Tüm bu veriler ışığında sektörün genel gelişme potansiyelini, önündeki engelleri, sorunlarını ve çözümlerini ortaya koyan raporumuzu hazırladık.
Bu çalışmadaki en önemli sonuçlarımızdan birisi ülkemizde akıllı tarım uygulamalarının geliştirilmesine imkân sağlayacak bir ekosistemin oluşturulması ihtiyacı oldu. İTTM Projesi de bu ihtiyacı gidermek için Borsamız tarafından tasarlandı diyebiliriz.
Tarımı teknoloji ile buluşturmayı hedefleyen bu projenin partnerleri kimler? Partner sayısı önümüzdeki günlerde artacak mı?
İzmir Tarım Teknoloji Merkezi(İTTM), İzmir Ticaret Borsası öncülüğünde, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Yaşar Üniversitesi, İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, Ege İhracatçı Birlikleri, Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi ve İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ortaklığında, İzmir Kalkınma Ajansı’nın yüzde 50 hibe desteği ile bir güdümlü proje kapsamında hayata geçirilecek. Projenin sürdürülebilirliğini İTTM’ye KOSGEB desteği ile TEKMER (Teknoloji Merkezi) statüsü kazandırarak sağlamayı planlıyoruz. Aynı zamanda faydalanıcılara çeşitli vergi avantajı sağlamış olacağız bu statü ile… Bu anlamda hem güdümlü hem TEKMER desteğinin üst mercii olan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile yakın iş birliği içerisindeyiz.
İTTM’ye kendi tüzel kimliğini kazandırmak için bir şirket kuruluşu gerçekleştireceğiz. Bu yapıda kamu, özel sektör ve sivil toplumu bir araya getireceğiz. Öncelikle proje ortaklarımız olmak üzere; farklı Oda ve Borsalar, teknoloji firmaları, bankalar ve yatırım şirketleri ile görüşmelerimiz başladı.
Merkezin çalışma sistemi hakkında bilgi verir misiniz?
İTTM’nin, tüm paydaşların ihtiyacına yönelik farklı üyelik sistemleriyle faaliyete geçmesini planlıyoruz. İTTM’nin ana yerleşkesi, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’na ait Menemen’deki Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi (UTAEM) yerleşkesi içerisinde olacak. Burada ofis alanları ve laboratuvarlar bulunacak. Aynı zamanda deneme alanları diye adlandırdığımız geliştirilen teknolojilerin test edilebileceği tarım arazileri yine bu yerleşke sınırları içerisinde. İTTM üyelik modeli ile hizmet verecek. Üyelikler; faydalanıcıların ofis, laboratuvar ve deneme alanları kullanım ihtiyaçlarına göre çeşitlilik gösterecek. Üyelik kapsamında internet, elektrik, su ve enerji temini gibi altyapı hizmetleri de sağlanmış olacak.
İTTM, FIRSATLAR SUNACAK
İTTM; teknoloji firmaları için sektörün ihtiyaçlarını anlamaları ve buna paralel ürün geliştirmeleri, başarılı iş modelleri oluşturmaları imkanını sunacak. Araştırmacı ve akademisyenler için açık bir inovasyon merkezi olacak. Tarım işletmeleri ve çiftçiler için güvenilir eğitim ve danışmanlık hizmeti alabilecekleri fırsatları sunacağız. Girişimciler ve öğrenciler, farklı disiplinlerdeki firma ve uzmanlarla çalışma imkanı bulacak. Tarım makinası üreticileri de kendi ihtiyaçları için ihtiyaç duyduğu alanlarda teknoloji ve akademisyenlerle bir araya gelebilecek. Özetle yeni dünya kültürünün gerekliliği kazan-kazan modeli ile sinerji yaratacağız.
Bu yapılanmanın öncelikle Ege sonrasında Türkiye’yi kapsamasına yönelik nasıl bir politika izlenecek?
İTTM, Türkiye’nin ilk Living Lab (Yaşayan Laboratuvar) temalı, Tarım 4.0 odaklı teknolojik gelişim ve girişim merkezi olacak. Yeni nesil teknolojilerin tarımsal üretime katılmasını sağlayacak pilot bir ARGE üssü gibi düşünebilirsiniz. Bu anlamda ülkemiz için örnek teşkil edeceğine inanıyoruz. İTTM’de üretilecek teknolojiler sadece Ege Bölgesinde değil ülkemizde ve dünyada da kullanılacak. Öncelikli amacımız tarım sektörümüzün sorunlarına teknolojik çözümler üretmek olsa da aynı zamanda bu teknolojilerin bölgeye, tüm ülkeye, yakın coğrafyalara ve nihayetinde tüm dünyaya ihraç edilmesini ve ülkemizin küresel tarım teknolojileri pazarından daha fazla pay almasını da hedefliyoruz.
Akıllı Tarım kavramı konusunda Türk çiftçisinin konumunu değerlendirir misiniz? Bu konuda nasıl bir karnesi var?
Üreticilerimiz tabii ki öncelikle yeterli bir gelir elde ederek yaşamlarını ve üretim faaliyetlerini devam ettirmeyi amaçlıyor. Bu konuda bölgesel farklılıklar olsa da verimlilik ve maliyet açısından yeni akıllı tarım teknolojilerinin faydalı olduğunu gördüklerinde hem bakış açıları hem de teknolojileri kullanımları olumlu yönde değişecektir. Yeter ki biz onlara faydalı ve ulaşabilecekleri teknolojileri geliştirelim. Ayrıca bu konudaki teşvik mekanizmalarının harekete geçirilmesi için kamu ve özel sektörde yapılacak çalışmalar ile çiftçilerin eğitimi de bu işin önemli bir parçası olacak. Çiftçilerimizin ve üretici kuruluşların yeterli imkanlar, destekler ve eğitim ile Akıllı Tarımın imkan ve faydalarını görerek benimseyeceklerine eminiz.
Merkez olarak 2022 çalışma programınız ve projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz? AB Projeleri konusunda neler yapılacak?
İzmir Kalkınma Ajansı ile güdümlü proje desteği için imzayı Aralık ayında attık ve 24 ay sürecek güdümlü proje sürecimiz başladı. Bu kapsamda İZKA’dan 6 milyon TL hibe aldık. Güdümlü proje desteği ile İTTM’nin fiziki altyapısını oluşturacağız. İlk bir yıl İTTM’nin faaliyet göstereceği binanın tefrişi ve laboratuvarların kurulumu ile geçecek; 3 adet laboratuvarımız olacak; Veri Toplama, Veri Analizi ve Prototipleme. Bu fiziki altyapı çalışmaları sürerken tarım teknolojileri girişimcilerini tespit ve teşvik etmek amacıyla düzenleyeceğimiz çeşitli etkinliklerimiz olacak; Demo Day, Hackathon ve çeşitli eğitim ve bilgilendirme seminerleri gibi. Halihazırda başlamış iş birliklerimiz de var. KOSGEB TEKMER Programına başvurumuzu yine 2022’nin ilk yarısında sunacağız, böylelikle Ocak 2023’te girişimcilere kapılarımızı açarken TEKMER avantajlarını da sunacak durumda olacağız.
Bunların dışında proje ortaklarımız olan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve Yaşar Üniversitesi ile iş birliği protokolü imzaladığımız Ege Üniversitesi başta olmak üzere tüm üniversiteler ve ilgili paydaşlar ile ulusal ve uluslararası fonlardan faydalanmak üzere proje geliştirmeye açığız. Özellikle AB’nin Ufuk Avrupa programı ve diğer TÜBİTAK destekleri İTTM hedeflerine yönelik fonlar sunuyor.
Akıllı Tarım başlığında öncelikle yapılması gerekenler neler? Artılarımız ve eksilerimiz özelinde bir analiz yapmanızı istesem…
Tarım ve buna bağlı gıda sektörü teknolojinin etkisiyle büyük bir dönüşüm içinde. Hayvansal ve bitkisel üretimin verimi ve kalitesi için yeni ekosistemler yaratılması şart. Tarım 4.0, hassas tarım veya akıllı tarım olarak adlandırılan bu dönüşüm çevre dostu ve sürdürülebilir bir tarımsal üretimi de mutlaka beraberinde getirmeli. Bu uygulamalar; öncelikle güvenilir ve sağlıklı gıdaya erişim imkanları yaratmalı, karar alma süreçlerini hızlandırmalı, iklim değişiklikleri etkilerini azaltmalı ve kaynakların daha etkin kullanılmasını sağlamalı diye düşünüyorum. Bu doğrultuda; önce tarımsal üreticilerin, çiftçilerin gerçek ihtiyaçlarının tespit edilmesi gerekli, sonra bu ihtiyaçlara yönelik çözümler üretilmesi için teknoloji f irmaları, mevcut tarım aktörleri, yeni girişimciler ve akademisyenler birlikte çalışacaklar, son olarak da ortaya çıkan teknoloji ürünlerinin tarımsal üreticiler tarafından kullanılması ve yaygınlaştırılması için çalışmalar yapmak gerekiyor. İTTM de bu döngüyü gerçekleştirmeyi hedefliyor. Bunun için gerekli motivasyon, altyapı ve nitelikli insan kaynağına sahibiz.
Son dönemde iklim değişikliği ve kuraklık başlığı öncelikli gündem maddemiz haline geldi. Bu özelden doğru baktığımızda akıllı tarımın önemi bir kere daha ön plana çıkıyor. Bu konuda dünya hangi başlıkları konuşuyor. Biz bu sürecin neresindeyiz?
İklim değişikliğinin etkisi sıcaklıklardaki artıştan ibaret değil. “İklim Değişikliği 2021: Fiziksel Bilim Temeli” raporunda da dünyamızın kırmızı alarm verdiği ve bunun önüne geçmek için kolektif bilinçle hareket edilmesi gerekliliği vurgulanıyor.
İklim değişikliğinin en önemli etkilerinden birisinin tarımsal üretim üzerinde olacağı konusunda tüm dünya hem fikir. Bu etkinin temelde iki şekilde olması bekleniyor. Birincisi, erozyon, tarım topraklarının kirlenmesi ve organik maddece zayıflamasından dolayı oluşacak verim kaybı. İkincisi ise sıcaklık ve yağış rejimlerindeki değişikliğe bağlı olarak verim kayıpları ve bölgeler arasında ürün deseninde yaşanacak değişimler. Tarımsal üretimde iklim değişikliği kaynaklı yaşanacak değişim hem yurtiçinde hem de küresel piyasalarda gıda tedarik zincirlerini de etkileyecek. Üretim miktarı ve kalitesinde yaşanacak değişimlerin ürün f iyatlarındaki belirsizliği ve pazarlamadaki riskleri artıracağını söyleyebiliriz.
İklim değişikliğinin dünyada en çok etkileyeceği bölgelerden birisinin Akdeniz havzası olduğu düşünüldüğünde ülke olarak biz de bu gelişmelerden etkileneceğiz. İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da da yaşanan tarımsal kuraklık hepimizin malumu. Küçük Menderes, Gediz ve Bakırçay havzalarımızda özellikle birkaç yıldır yaşanan su sorunu bunun açık bir kanıtı.
Dolayısıyla toprak ve su gibi doğal kaynaklarımızın korunması, gübre ve kimyasal ilaç kullanımının azaltılması, karbon salımının azaltılması bu dönemde tarımın sektörünün öncelikli konuları olacak. Dünyaya baktığımızda da bu konularda her geçen gün yeni teknolojilerin geliştirildiğini görüyoruz.
Önemli bir tarımsal üretim potansiyeli olan ülkemizin de bu gelişmelerin takipçisi değil, liderliğini yapan ülkelerden birisi olması gerektiğini düşünüyoruz.
Gelecek dönemde gıdaya erişimin önemini pandemi sürecinde hatırladık. Bu sürecin farkındalık açısından yansımalarını sizin tecrübeniz üzerinden yorumlamanızı istesem…
Hepimizin deneyimlediği üzere pandemi ile beraber tarım ve gıdaya olan bakış açısı değişti. Gıdaya erişimde ilk başlarda kaotik bir süreçten geçildi, hatta bazı ülkelerde gıda ürünleri alım satımında kısıtlamalar görüldü. Pandemi ile eş zamanlı iklim değişikliği sorunu da daha görünür hale geldi.
Günümüzde üretim için kullanmamız gereken kaynakların yaklaşık 2.5 katını tüketiyoruz. Kısaca tüm dünyada bir limit aşımı söz konusu. Artan nüfus, israfla ve gıda kaybı ile beraber azalan doğal kaynaklar, bizi toprağı, suyu ve tüm kaynakları daha verimli kullanmaya ve sürdürülebilirlik ile döngüsel ekonomi kavramlarını benimsemeye yöneltiyor.
Tarımdaki en büyük sıkıntı çiftçi nüfusunun yaş ortalamasının yüksek olması ve genç nüfusun tarımda kalmasını sağlayamamak… Bu özelden baktığımızda İTTM ne ölçüde etkin çözüm olacak?
Türkiye sahip olduğu toprak varlığı, coğrafi özellikleri, ekolojik yapısı, iklim koşulları, gen kaynakları büyük bir tarımsal potansiyele sahip. Ancak ülkemizdeki ölçek sorunu, tarımda kar marjlarının nispeten düşük olması ve yoğun emek gerektirmesi nedeniyle gençler tarımdan uzaklaşmakta ve köyden kente göçle beraber kırsal nüfus azalmakta. Genç nüfus açısından halen birçok ülkeye göre avantajlı olan ülkemizde, tarım ve teknoloji faaliyetlerini entegre şekilde ilerletmeliyiz. X Kuşağı yani 1980 öncesi doğan nesil ile şu anki ve gelecekte doğacak olan Alfa neslini ortak paydada buluşturacak projelerin, başarıyı getireceğine inanıyoruz. Yeni nesil dijital kanallarda da tarım pazarlamasını arttıracak projeler üzerinde çalışıyoruz.
İzmir Tarım Teknoloji Merkezi’nin devreye girmesiyle hem yatırımcıların hem de genç girişimcilerin ilgisini yeniden tarıma çekmeyi hedefliyoruz. Hedefimiz İTTM’yi Türk tarımının Silikon Vadisi yapmak.
Akıllı Tarım bir diğer ifade ile Tarım 4.0 sürecini yönetebilecek altyapıya ne ölçüde sahibiz? Çiftçilerimiz teknolojiye ulaşabiliyor mu?
Her ne kadar bazı üreticilerimiz akıllı tarım uygulamalarını kullanıyor olsa da bu konuda henüz yolun başında olduğumuzu söyleyebilirim. Akıllı tarım uygulamalarının yaygınlaşması için 3 önemli konu var. Birincisi bu konuda üreticilerimizin eğitim ihtiyacını gidermemiz gerekiyor. Bu teknolojilerin verimliliğe, maliyetlerin düşürülmesine sağlayacağı katkıları planlı bir eğitim programı tasarlayarak anlatmalıyız. İkincisi üreticilerimiz genel olarak anlatılana değil gördüğüne inanır. Bu nedenle akıllı teknolojileri belirlenecek önder çiftçiler vasıtası ile uygulayarak faydalarını diğer üreticilerimize göstermeliyiz.
Üçüncüsü ise üreticilerimizin ortalama işletme büyüklüğü 50- 60 dekar civarında. Dolayısıyla finansman açısından yeterli güce sahip değiller. Bu nedenle akıllı tarım teknolojilerine kullanabilmeleri için gerekli desteklemelerin sağlanmasına ihtiyaç bulunuyor. Bu üç konuda yapılacak iyileştirmeler sonucunda üreticilerimizin yeni teknolojilere kısa sürede adapte olacağını düşünüyoruz.
Toplum olarak tarıma bakış açımızı değiştirmek için nasıl bir politika izlenmeli? Son dönemde çıkan başarı hikayeleri, yeni nesil romantik genç çiftçiler bu politikanın revizyonunda etkili olabilir mi?
İzmir Ticaret Borsası ekibi olarak gençlerin geleceğimiz olduğunun bilincindeyiz. Gençlerin tarıma bakış açılarını değiştirmek ve yeni nesilde farkındalık sağlamak amacıyla Tarım Gençlerle Yükseliyor, Toprak ve Çocuk adlı projelerimiz var. Kurumsal sosyal sorumluluk kapsamında Türkiye’nin ilk odalar ve borsalar podcast kanalı “4 Element ve İnsan”ı hayata geçirdik. Bu kanalda özellikle fikirlerine güvendiğimiz farklı sektörlerden kanaat önderleri ile içerikler hazırladık. Geleceğin gençlerimizin elinde şekilleneceğini biliyor ve elimizden geldiğince hayata geçirdiğimiz tüm projelerde çocuklar, gençler ve girişimcilere odaklanıyoruz.
İTTM’NİN İZMİR’DE OLMASININ AVANTAJLARI…
“İzmir hizmet, turizm, sanayi ve tarım sektörlerinin kesişim merkezi. 350 bin hektar tarım arazisine sahip, üniversite varlığı açısından zengin, aynı zamanda genç nüfusu ve yeniliklere kolay adapte olan yapısı ile bu Merkez için çok doğru bir yer. İTTM’nin, İzmir üzerinden ülkemizin tamamını, tarımsal bilişim teknolojileri üretiminde rekabet ve sürdürülebilirlik anlamında öne çıkaracağına inanı