Koronavirüs salgınının ortaya çıktığı ilk günden itibaren, ekonomik ve finansal hayatın etkilenmemesi için pek çok adım atıldı. Bu adımların en önemlisi hiç kuşkusuz daha ilk günlerde açıklanan “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketi oldu. Bu paket kapsamında ekonomik hayatın ve işletmelerin etkilenmemesi için ilk etapta 100 milyar TL bir destek paketi açıklandı. Sonraki günlerde de bu paketi birçok yeni destek paketleri izledi. Kamu bankalarından katılım bankalarına, Türk Eximbank’tan Kredi Garanti Fonu’na, Merkez Bankası’ndan Türkiye Bankalar Birliği’ne ve özel bankaların ekonomik destek paketlerine kadar birçok paket açıklandı. Açıklamada şu başlıklar yer alıyordu:
EKONOMİK İSTİKRAR KALKANI KREDİLER
• Faaliyetleri etkilendiği için nakit akışı bozulan firmaların bankalara olan kredi anapara ve faiz ödemelerini asgari 3 ay ötelenmesi ve gerektiğinde bunlara ilave finansman desteği,
• İhracattaki geçici yavaşlama sürecinde kapasite kullanım oranlarının korunması amacıyla ihracatçı firmalara stok finansmanı desteği,
• Kredi Garanti Fonu limiti 25 milyar TL den 50 milyar TL ye çıkartılacak ve likidite ihtiyacı oluşan ve teminat açığı bulunan firmalara öncelik verilerek kredi temin edilmesi,
• Virüsün yayılmasına karşı alınan tedbirlerin etkisiyle Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında temerrüde düşen firmaların kredi siciline “mücbir sebep” notu düşülmesi,
• 500.000 liranın altındaki konutlarda kredilendirme miktarı %80’den %90’a çıkartılacak, asgari peşinatı %10’a düşürülmesi sağlanacak.
• Nisan, Mayıs ve Haziran ayı vadeli açık reeskont kredi anapara ve faiz ödemeleri ekim, kasım ve aralık aylarına ertelenerek, azami vade bir yıl uzatılmış ve ayrıca bu aylarda vadesi dolan reeskont kredilerinin taahhüt kapama süresi bir yıl uzatılmıştır.
TURİZM
• Konaklama vergisi Kasım ayına kadar uygulanmayacak.
• Otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve hasılat payı ödemeleri Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için altı ay süreyle ertelendi.
• İç havayolu taşımacılığında üç ay süreyle KDV oranını %18’den %1’e indirildi.
İSTİHDAM
• Stopaj gibi kaynağında yapılan kesintilerin ödemelerini içeren muhtasar beyannamelerin süreleri üç ay ertelenecek.
• Asgari ücret desteği devam ettirilecek.
• Mevzuattaki esnek ve uzaktan çalışma modellerinin daha etkin hale getirilmesi temin edilecek.
• Kısa Çalışma Ödeneği devreye alınacak.
• İstihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla iki aylık telafi çalışma süresi dört aya çıkarılacak.
• Küresel tedarik zincirlerindeki aksama ihtimaline karşı hem üretimde, hem de perakendede belirlenen önceliklere göre alternatif kanallar geliştirilecek.
• Tedbirlerden etkilenen çeşitli sektörler için muhtasar
TCMB VİRÜSÜN ETKİLERİNE KARŞI ÖNLEM PAKETİ
17 Mart 2020 tarihinde kamuoyuna duyurulan Ekonomik İstikrar Kalkanı’na ek olarak Merkez Bankası 31 Mart 2020 tarihinde aynı amaçdoğrultusunda aşağıdaki tedbirleri açıkladı.
• Açık Piyasa İşlemleri (APİ) portföyü doğrudan alım işlemleri önden yüklemeli olarak gerçekleştirilebilecek ve gerektiğinde söz konusu limitler piyasa koşullarına göre güncellenebilecek.
• Piyasa Yapıcı bankalara, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan satın aldıkları DİBS’leri TCMB tarafından belirlenen koşullar ve tutarlar dahilinde TCMB’ye satma veya Piyasa Yapıcılığı sistemi kapsamında APİ çerçevesinde tanınan likidite imkânını belirli oranlar dahilinde artırma olanakları sağlanacak. DİBS alımları, APİ portföyü için belirlenmiş olan limitlerin dışında değerlendirilecek.
• TCMB bünyesinde gerçekleştirilen Türk lirası ve döviz işlemleri çerçevesinde Varlığa Dayalı Menkul Kıymet ile İpotek Teminatlı Menkul Kıymetlerin teminat havuzuna dahil edilmesine karar verildi.
• 91 güne kadar vadeli repo ve bir yıl vadeli döviz karşılığı Türk lirası swap hedefli likidite imkanlarına ek olarak altı ay vadeli döviz karşılığı Türk lirası swap ihaleleri düzenlenecek olup bu vadedeki ihalelerle ilgili bankalara TCMB politika faiz oranı olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının 125 baz puan altında faiz oranı üzerinden ABD doları, Euro veya altın karşılığı Türk lirası likidite sağlanacak.
TCMB VİRÜSÜN ETKİLERİNE KARŞI ÖNLEM PAKETİ
REESKONT KREDİLERİ
• Mal ve hizmet ihracatçısı firmaların finansmana erişimlerini kolaylaştırmak ve istihdam sürekliliğini desteklemek amacıyla Türk lirası cinsi ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredisi kullandırılacak. Bu kredilerin toplam limitinin 60 milyar TL olmasına karar verildi.
• Eximbank dışındaki bankalar aracılığıyla kullandırılacak kredilerin asgari %70’i KOBİ’lere tahsis edilecek.
• Firma bazında azami kredi tutarları, KOBİ’ler için 25 milyon TL, diğer firmalar için ise 50 milyon TL olarak belirlendi.
• Kredi imkanından yabancı para reeskont kredisi kullanabilen firmalar ile yurt dışına yönelik müteahhitlik hizmeti sunan firmalar ve uluslararası fuarlara katılım sağlayan firmalar yararlanabilecek.
• Kredilere TCMB politika faiz oranı olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının 150 baz puan altında faiz oranı uygulanacak.
• Aracı bankaların komisyon oranı azami 150 baz puan olabilecek.
• Krediler, azami 360 gün vadeli olacak, ihracat veya döviz kazandırıcı hizmet taahhüdü ile 1 Mart 2020 tarihindeki istihdam düzeyinin kredi vadesi süresince muhafaza edilmesi koşulu karşılığında kullandırılacak.
KAMU BANKALARI ORTAK DESTEK PAKETİ
• 31 Mart 2020 tarihinde ödenmesi gereken dönem sonu taksit, faiz ve anaparasını ödeyemeyen firmaların talepleri üzerine söz konusu ödemelerötelenecek.
• Personel maaşlarını banka aracılığıyla ödeyen firmalara 2020 Şubat ayı sonu itibarıyla mevcut istihdamlarını azaltmamaları kaydıyla; önümüzdeki üç aylık maaş ödemeleri kadar ilave limit tesisi edilebilecek.
• İşletmelerin mevcut kredileri kendi nakit akışlarına göre altı aya kadar ödemesiz dönemle kredilerini uygun vadeli yapılandırma imkânı sunulacak ve ödemesiz dönem, turizm gibi dönemsel faaliyeti olan sektörlerde 12 aya kadar uzatılabilecek.
• Kredili müşterileri tarafından banka üzerine keşide edilmiş çeklerinin ödenmesi amacıyla kullanılmak üzere; genel kredi limitlerinin artırılarak ilave nakit kredi limiti tahsis edilecek.
• İşletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamak üzere; kurumsal kredi kartı ve DBS limiti bulunan firmaların limit artışı yapılacak. İşe devam desteği kredisi; altı ay anapara ve faiz ödemesiz, toplam 36 ay vadeli ve yıllık % 7,5 faiz oranlı olacak. Teminat açığı bulunan firmalara KGF desteği sağlanabilecek. Azami kredi tutarları firma cirosuna göre belirlendi.
KAMU BANKALARI DESTEK PAKETİ – TÜRK EXİMBANK
• Kredilerin vadesi talebe göre ana para ve faiz ödemeleri 3 ile 6 ay arasında uzatılabilecek.
• Kısa vadeli kredilerde taahhüt kapama süresi henüz kapatılmamış olan ve taahhüt süresi ve taahhüt süresi dolmasına karşın ceza uygulanmamış krediler ile Haziran sonuna kadar kullandırılacak tüm krediler için iki yıldan üç yıla çıkarıldı.
• Reeskont kredilerinin azami vadesi bir yıldan iki yıla çıkarıldı.
• Sigorta işlemlerinde; Haziran sonuna kadar alıcı firmaların sigortalı firmalardan talep edeceği üç aya kadar ki vade uzatımlarında sigortalı firmalardan herhangi bir ek sigorta primi alınmayacak.
• Sigortalı firmalar tarafından ödenmekte olan sigorta primleri ile alıcı analiz ücretlerinin vadeleri 30 gün uzatılacak.
VİRÜSÜN ETKİLERİNE KARŞI DESTEK PAKETİ – KGF
• Kredi garanti kurumu tarafından verilen kefaletlerin toplam bakiye tutarı 250 milyar TL’den 500 milyar TL’ye yükseltildi.
• Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek kaynak sınırı 25 milyar TL’den 50 milyar TL’ye yükseltildi.
• Gerçek kişilerin kredilerine de kefalet sağlanması imkanı getirilmiştir ve her bir yararlanıcı için azami limit tutarı 100 bin TL olarak belirlendi.
• KOBİ tanımına uyan yararlanıcılarda azami kefalet limiti 25 milyon TL’den 35 milyon TL’ye, KOBİ tanımı dışında kalan tüzel kişi yararlanıcılar için ise azami 200 milyon TL’den 250 milyon TL’ye çıkarıldı. Ayrıca karara eklenen bir geçici maddeyle, kefalet limitlerinin 31 Aralık 2020 tarihine kadar KOBİ tanımına uyan yararlanıcılar için 50 milyon TL, KOBİ tanımı dışında kalan tüzel kişi yararlanıcılar için ise azami 350 milyon TL olarak uygulanması hüküm altına alındı.
• Kararda kredi veren kuruluşların kapsamı genişletilerek Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası A.Ş.’de dahil edildi.
• Koronavirüs (COVID-19) salgınının ekonomik etkilerinin azaltılmasına yönelik tedbirler kapsamında eklenen geçici maddelerle 31 Aralık 2020 tarihine kadar, yararlanıcıların kullanabilecekleri kefalet limitleri arttırılarak, yararlanıcılarda aranılacak koşullar esnetildi.
ÖZEL BANKALARIN DESTEK PAKETLERİ
Özel Bankalarda virüs yarattığı finansal etkilerini azaltmak amacıyla müşterilerine destek olmak amaçlı aksiyon almaktadır. Bu aksiyonlar genel olarak özetlenirse;
• Bankalar genel olarak firmaların 30 Nisan’a kadar ihtiyaç duyması halinde anapara, faiz, taksit ödemelerinin ilave bir koşul aranmaksızın 30 Haziran’a kadar veya üç ay öteleyecek. (Türkiye İş Bankası, Garanti BBVA, Akbank, Yapı ve Kredi Bankası, QNB Finansbank, Denizbank, TEB, Şekerbank, Alternatif Bank, Odeabank, Burgan Bank.)
• Salgın sebebiyle finansal yapısı olumsuz etkilenen başta turizm, lojistik, AVM, perakende sektörleri olmak üzere sektör ayrımı olmaksızın her bir ihtiyaç, vaka bazında değerlendirilerek ödemelerinde erteleme konusunda destek verilmeye çalışılacak. (Türkiye İş Bankası, Garanti BBVA, QNB Finansbank.)
• KOBİ’lerin ve mikro işletmelerin salgın öncesi girdiği ticari yükümlülüklerinin yerine getirilebilmesi amacıyla mevcut limitlerle desteklenmesi ve gerekirse ilave limit verilebilecek. Bu kapsamda bankalar firma bazında değerlendirme yapacak. (Türkiye İş Bankası, Yapı ve Kredi Bankası, İNG Bank.)
• Virüsün etkisini azaltmak ve müşterilerin şubeye gelme ihtiyacını azaltmak amaçlı bankalar digital hizmetlerde kolaylık sağlamaya yönelik pek çok aksiyon aldı. Dijital kanallar üzerinden yapılacak EFT/havale işlemlerinden 30 Nisan’a kadar (karttan karta havale dahil) ücret alınmayacak. Türkiye İş Bankası, Garanti BBVA, Akbank, Yapı ve Kredi Bankası, QNB Finansbank, Denizbank, TEB, Şekerbank, Alternatif Bank, Odeabank, Burgan Bank.)
COVİd -19 KRİZİNDEN İYİLEŞMEYE GİDEN YOLDA FİNANS PROFESYONELLERİNE BÜYÜK ROL DÜŞÜYOR
Finans ve muhasebe profesyonellerine yönelik küresel bir meslek kuruluşu olan ACCA (Fermanlı Ruhsatlı Muhasebeciler Birliği) ve Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği iş birliği ile “Covid -19: Krizden İyileşmeye Giden Yol ve Finans Profesyonellerine Düşen Görevler” konulu webinar etkinliğindeki değerlendirmeler dikkat çekici idi. Etkinlikte işletmeler kriz sonrasında %47 oranında orta vadeli planlamalara odaklanmaya başladı.
Kriz ve sonrasında dijital finans ve muhasebe profesyonellerine olan ihtiyacın artacağını belirten Demiröz, “İş hayatında başlayan dönüşüm ile kurumlarda yeni mesleki becerilere duyulan ihtiyaç artıyor. İş dünyası ve işletmeler değişimden güçlenerek vebüyüyerek çıkmak isteyecek. Bu noktada finans ve muhasebe profesyonellerine ihtiyaç artacak. Artık verileri derleyip toplayan değil, değerlendirip yorumlayan, teknolojik süreçler elde edilen sonuçlara insani ve etik unsurunu etkileyen, analitik ve stratejik düşünce yapısına sahip tam donanımlı finans ve muhasebe profesyonelleri önem kazanacak. Bu donanımlara sahip finans ve muhasebe profesyonelleri de şirketleri güçlü finansal yönetime sahip, sürdürülebilir kurumlar haline getirme potansiyeline sahip olacaklar” dedi.
ACCA tarafından yapılan Mart ve Mayıs aylarında yapılan “Covid-19 – Global Araştırması”nın sonuçlarını katılımcılarla paylaşan ACCA Türkiye ve Gelişmekte olan Ülkeler Başkanı Filiz Demiröz, Covid-19 krizinin dünya ve Türkiye genelinde şirketlere olan etkilerinden bahsetti. Demiröz, “Çalışan verimliliğindeki azalma Mart ayında globaldeki işletmeler için en büyük sıkıntı kaynağıyken Haziran’da çalışanların verimliliğindeki azalmanın artık ikinci sıraya düştüğünü görüyoruz. Türkiye’de ise işletmeler için en büyük sıkıntının nakit akışında olduğunu söyleyebiliriz. İşletmelerin Haziran ayında artık krizle mücadele stratejilerini vurgularken %47 ile orta, %36 ile uzun vadeye odaklandıklarını görmekteyiz. Mart ayında bu daha çok kısa vade odaklı olarak karşımıza çıkıyordu. Türkiye’de ise Haziran ayına baktığımızda işletmelerin %3’ünün odaklarının hala kısa vadeli olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
ASIL BU DÖNEMDE YENİ STRATEJİLER GELİŞTİRİLMELİ
Türkiye Turizm ve Tanıtım Geliştirme Ajansı Genel Müdür Yardımcısı Ertan Türkmen de şirketler için nakit akışının çok önemli olduğunu ve bu dönemde yeni stratejilerin üretilmesi gerektiğini belirtti. Digitürk Finans Direktörü Burak Polat pandeminin her sektörde ciddi dönüşümlere neden olduğunu belirterek “Nesnelerin interneti adını verdiğimiz IOT, yeni veri toplama mimarileri, veri analizi modellerinin geliştirilmesi, big data analizlerinin yapılması ve bu teknolojik imkanları kullanarak en doğru satış pazarlama ve finans kararlarının alınması 4.sanayi devriminin merkezinde olan kavramlar büyük önem taşıyor. Şirketlerin de bu kavramlardan faydalanarak kendini rekabetin içine sokması gerekiyor. Finans ve muhasebe profesyonellerinin de bu noktada data analizi, raporlama ve kontrol odaklı yetkinlik dönüşümü yaşaması gerekiyor” dedi.
İHRACATÇI FİRMALARA İKİ YENİ MÜJDE
Bu süreç içerisinde Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türk Eximbank’ın firmaların yurt dışından iş almalarını kolaylaştıracak ve ihracatçıların nakit akışlarını rahatlatacak iki yeni programını devreye aldıklarını açıkladı. Ticaret Bakanlığı’nın sosyal iletişim grubu üzerinden paylaştığı haberde Pekcan, daha önce olduğu gibi yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi sürecinde de ihracatçılara destek olmaya devam ettiklerini vurguladı.
Pekcan, pandemi sürecinde Eximbank’ın Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi ile de uyumlu olarak finansman mekanizmalarında pek çok esneklik ve kolaylık sağladığına işaret ederek, ihracatçılara kredi geri ödemelerinde 6 aya kadar vadelerin uzatıldığını ihracat taahhüt kapatma sürelerinin de 2 yıldan 3 yıla çıkarıldığını söyledi.
Ekonomik İstikrar Paketi çerçevesinde Merkez Bankası tarafından Eximbank’a 20 milyar TL reeskont kredisi kaynağı aktarıldığını anlatan Pekcan, bu kaynağı Kredi Garanti Fonu teminatıyla da istihdamı koruyucu taahhütte bulunan ve talep daralması sonucu stok maliyeti olan firmalara yönlendirdiklerini söyledi. Pekcan, markalaşma konusunda da desteklere devam ettiklerine dikkati çekerek, marka kredisinde 2 yıl geri ödemesiz dönemle beraber azami vadeyi 10 yıla çıkardıklarını, maliyetleri ise düşürdüklerini bunun da ciddi talep gördüğünü dile getirdi.
TEMİNAT MEKTUBU KOLAYLIĞI
Pekcan, Türk Eximbank’ın firmaların yurt dışından iş almalarını kolaylaştıracak ve ihracatçıların nakit akışlarını rahatlatacak iki yeni programını devreye aldıklarını belirterek, bunlardan ilkinin “Yurtdışı Teminat Mektubu Programı” olduğunu aktardı.
Yurt dışında proje alan ihracatçı firmaların ve müteahhitlerin teminat mektubu sıkıntıları bulunduğuna dikkati çeken Pekcan, şöyle devam etti: “Daha önce yurt dışı projeleri için müteahhitlerimiz ve ihracatçılarımız teminat mektuplarını ticari bankalardan alabiliyordu. Biz şimdi Eximbank’ı da devreye sokuyoruz. Teminat mektuplarını artık Eximbank kanalıyla da vereceğiz. Böylelikle müteahhitlik ve gemi inşa sektöründe faaliyet gösteren firmalar ile yurt içinde ihracata yönelik yatırım malı üretimi yapan firmaların mevcut pazarlarda kalıcılığının sağlanmasının yanı sıra, firmalarımızın yeni pazarlara açılmalarının ve yurt dışında daha fazla iş üstlenmelerinin de önünü açacağız.
FİRMALARA YENİ FİNANSMAN dESTEĞİ
Pekcan, ikinci olarak da “Sigortalı Alacağın Teminata Dayalı Kredi Programı”nı hayata geçirdiklerinin altını çizerek, ihracata yönelik mal üreten imalatçılar ve tüm ihracatçıların yararlanabileceği yeni kredi programıyla ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Yeni program ile ihracatçı firmalarımızın, sigorta kapsamındaki alacaklarını teminat kabul edip, sevkiyat vadesinden bağımsız 1 yıla kadar finansman desteği sağlayacağız. Böylelikle, firmaların vadeli satış imkanlarının arttırılması ve nakit akışlarının rahatlatılmasını hedefliyoruz.” İhracat taahhüt kapama açısından da firmalara avantaj sağlandığı bilgisini veren Pekcan, “Tek bir kredi için teminata alınacak birden fazla sevkiyattan sadece kredi tutarı sevkiyat, ihracat taahhüdünün kapamasında kullanılacak” dedi.
Dalga dalga bütün dünyaya yayılan koronavirüs sebebiyle hayat mücadelesi veren ülkeler ayrıca ekonomik kaygılara da çözüm aramaya başladı. Korona virüsünün ilk ortaya çıktığı Çin, bankaların kullandırabileceği kredi miktarını toplam 65 milyar Euro artırdı. Bankalar ve büyük şirketler için faiz oranları düşürüldü.
Virüsün dünyadaki yeni merkez üstü Amerika’da ise bilanço giderek ağırlaşıyor. Vaka sayısı sürekli artarken, ülkede toplam 100.000 kişinin hayatını kaybetmesi bekleniyor. ABD Başkanı Donald Trump 2.2 trilyon dolarlık ekonomik teşvik paketini imzalayarak yürürlüğe soktu. Geliri düşük ailelere bir defaya mahsus 1200’er dolarlık nakit yardımı yapıldı. Küçük ve orta ölçekli işletmeler 377 milyar dolar büyük ölçekli firmalara işçi çıkarmamaları, çalışanların özlük haklarında geriye gitmemeleri veya üretimlerini başka ülkelere kaydırmamaları için 500 milyar dolarlık teşvik fonu dağıtılması öngörüldü.
14.000 kişinin en çok ölümün gerçekleştiği İtalya 25 milyar Euro’luk acil destek paketini devreye aldı. Vaka sayısının 11.000’ni geçtiği, 139 kişinin hayatını kaybettiği Kanada ise Koronavirüs ile mücadele için 82 milyar dolarlık yardım paketi açıkladı. Kimsenin mağdur edilmeyeceğini açıklayan Kanada Başkanı Justin Trudeau, verilmekte olan çocuk yardımının artırılacağını, Nisan ayı sonuna kadar yapılması gereken vergi ödemelerinin Ağustos ayına kadar ertelendiğini, küçük işletme sahiplerine de para yardımı yapılacağını duyurdu.
Avrupa Birliği’nde en büyük ekonomiye sahip Almanya da 750 milyar Euro değerindeki teşvik paketine onay verdi. Böylelikle 2013 yılından beri Almanya ilk kez borçlanmış oldu. 5.500 kişinin yaşamını yitirdiği Fransa da ise maliye bakanlığı, şirketleri ve çalışanları desteklemek amacıyla 45 milyar Euro değerinde yardım paketi açıkladı. Virüs salgınından etkilenen girişimlere 4,3 milyar dolarlık destek verilmesi bekleniyor.
Başlarda toplumsal bağışıklık kazanılması için virüsün kontrollü bir şekilde yayılması stratejisini izleyen İngiliz Hükümeti, vaka sayısının hızla artması ve eleştirilerin arkasından politikalarından döndü. Bu kapsamda hem ekonomik paket hem de sağlık tedbirleri açısından salgınla mücadele için 330 milyar sterlin ekonomik paket açıkladı.
İsviçre Koronavirüs salgınından zarar gören işçileri ve şirketleri desteklemek için 42 milyar İsviçre frangı tutarında yardım paketi açıkladı. Söz konusu paket tutarı İsviçre’nin tarihi rekoru olarak kayıtlara geçti. İspanya ise ülke tarihinin en büyük seferberliği olarak ilan etti. Ülke 200 milyar Euroluk yardım paketi açıklarken, paketin en büyük kısmını küçük ve orta ölçekli firmalara 100 milyar Euroluk likidite sağlanması oluşturdu.
TÜRKİYE NORMALLEŞİYOR MU?
Bir sağlık sorunu olmanın ötesinde küresel ekonomik ve toplumsal krize neden olan koronavirüs’ün ardından “yeni normal”e alışmaya çalışan Türkiye, geleceğe yönelik bazı adımlar atıyor. Uzmanlar bu konuda şirketlerin kendilerine yönelik bir rehber hazırlamasını öneriyor. Koronavirüs salgının yarattığı toplumsal ve finansal şok ile kriz ortamından yeni ve gelişmiş sistemlerin yaratılmasına uzanan geçişi yönetmek üzere atılması gereken adımları; çözümle, direnç kazan, yeniden başla, yeniden tasarla ve reform yarat olarak sıralanıyor.
Çözümle
İşlerin devamlılığı, çalışan sağlığı ve güvenliği için çalışmalar yoğun bir şekilde sürüyor, evden çalışma yaygınlaşıyor. Çoğu şirketin operasyonlarında ciddi yavaşlamalar olsa da yeni iş modelleriyle varlığını sürdürüyor. Örneğin; eğitim kurumları, online eğitim modeliyle çalışmalarına devam ediyor. Pek çok şirket yöneticisi bu aşamaya odaklanmış durumda. Şimdilik istenen hareketlenme sağlanmış olmasa da zamanla sorunların çözümüne yönelik gerekli aksiyonların alınması gerekiyor.
DİRENÇ KAZAN
Küresel salgın, halihazırda sorunlar yaşanan ekonomik ve finansal sistemin ‘metastaz’ yapmasına neden oldu ve oluyor. Halk sağlığını korumak için alınan önlemler, ekonomik hareketliliği azaltırken, vatandaşların ve kurumların mali refahını riske edebiliyor. Hızla artan likidite ve borç ödeme gücündeki zorluklar, hükümetlerin ve merkez bankaların finansal sistemlerin işlerliğini sağlama çabalarına rağmen pek çok endüstriyi derinden sarsıyor. Bu zorluklar karşısında direnç kazanmak hayati bir ihtiyaç. Likidite ve borç ödeme gücü gibi kısa vadeli konularda nakit yönetimi büyük bir önem taşıyor. Bununla birlikte iş dünyasının bu kısa vadedeki zorlukların ardından gelecek olan, sektör ve rekabet yapılarını altüst edebilecek şok dalgalarını yönetmek üzere çok daha kapsamlı direnç planlarına ihtiyaçları var. Nüfusun büyük çoğunluğu belirsizlikleri ve finansal baskıları hissedecek. Hükümetler, iş dünyası ve sivil toplumdan liderlerin Koronavirüs öncesi de güçlüklerin yaşandığı toplumsal uyum ve bütünlüğün sağlanması için zorlu kararlar almaları gerekecek.
YENİDEN BAŞLA
Durdurulan işlerin yeniden başlatılması ve operasyonel sağlığın kazanılması, şu an Çin’de kurumların deneyimlediği üzere, oldukça zorlu bir süreç. Koronavirüs, pek çok coğrafyada birden küresel tedarik zincirlerinde yıkıcı etkiler yaratıyor, bu da çoğu endüstride şirketlerin tüm tedarik zincirini yeniden aktive etmeleri gerekeceği anlamına geliyor. Zincirin en zayıf halkası, başarının da belirleyicisi olacak, aksi takdirde şirketlerin yeni işe alımlar yapmak, eğitim vermek ve eski iş gücü verimliliğini sağlamak gibi bir sürece girmeleri gerekecek. Dolayısıyla şirketler, tüm iş sistemlerini yeniden değerlendirmeli ve işe yeniden başlama sürecini belirli bir hız ve ölçekte gerçekleştirerek efektif bir üretime geçmek üzere aksiyonlarını planlamalı.
YENİDEN TASARLA
Böyle büyük çaplı bir şok, bireylerin bir vatandaş, çalışan ve tüketici olarak tercihleri ve beklentilerinde değişimler yaratacak. Bu değişimlerin yaşama, çalışma ve teknolojiyi kullanma biçimlerine olan etkileri ise gelecek birkaç hafta içinde daha net anlaşılacak. Bu beklenti ve ihtiyaçları kavrama ve öngörme yetenekleri güçlü olan şirketler, kendilerini yeniden tasarlayabilecek ve böylece çok güçlü büyüme ve gelişim f ırsatları yakalayacak. Bugün online dünyada temassız ticaretin tüketici davranışlarını tamamen değiştirecek şekilde geliştirilebileceği ortada.
Ancak verimlilik ihtiyacının dirençlilik ihtiyacına dönüşmesi ile birlikte bundan çok daha büyük değişimler gerçekleşebilir; örneğin, üretim ve tedarik çalışmaları son kullanıcıya daha yakın yerlere taşınırsa bu, tedarik zincirinde küreselleşmenin sonu olabilir.
REFORM YARAT
Yaşanan bu şok, koronavirüsün yerel bir sorun yerine küresel bir krize dönüşmesine neden olan etkenlerin kısıtlanması ya da ortadan kaldırılmasına yönelik bir eğilim yaratabilir. Hükümetler ekonomik hareketliliği şekillendirmede daha aktif bir rol almak üzere vatandaşları tarafından cesaretlendirilebilir ve desteklenebilir. Toplumlar benzer bir sağlık krizinin yeniden yaşanmasının önüne geçmeyi teşvik edecekleri için iş dünyasının liderleri, politikalar ve regülasyonlardaki ilgili değişimleri öngörmeliler, bu konuda yeni reformlar yaratılabilir.
Finans sistemi ve ekonominin yöneticileri, geçmiş küresel finansal krizden elde ettikleri tecrübeler ışığında, bu salgının etkilerinde olduğu gibi ani ve şiddetli oluşan küresel krizlere dayanacak şekilde sistemi güçlendirmeli.