Ulusal Zeytin Zeytinyağı Konseyi (UZZK) 2024 raporuna göre Tarım ve Orman Bakanlığı ağaç verileri esas alınarak Türkiye genelinde; toplam 170 milyon 859 bin 878 adet meyve veren, 31 milyon 281 bin 898 adet meyve vermeyen ağacın mevcut olduğu ve toplam ağaç sayısında 2022/23 sezonuna göre yüzde 3,1 artış olduğu görülmekte. Toplam elde edilecek zeytin miktarının 2022/23 sezonuna göre yüzde 54,9 azalarak 1 milyon 342 bin 998 ton olacağı tahmin ediliyor.
Türkiye, zeytinyağı üretiminde köklü bir geçmişe sahip ve Akdeniz ikliminin nimetlerinden biri olan zeytin ağacının bereketinden faydalanan bir ülke. Bu nedenle, zeytinyağı sadece bir yağ çeşidi değil, aynı zamanda kültürel ve gastronomik bir simge olarak da kabul ediliyor. Türkiye’nin zeytinzeytinyağı sektörü, hem yerel tüketicileri hem de uluslararası pazarları memnun eden yüksek kaliteli ürünleriyle dikkat çekiyor. Bu araştırma dosyasında, Türkiye’deki zeytinzeytinyağı üretiminin durumunu ve sektörün geleceğini ele alacağız. Zeytinyağı, sağlıklı yaşam ve lezzet arayışı içinde olanların tercih ettiği bir yağ türü olarak biliniyor. Antioksidanlarla dolu olan ve sağlığa birçok faydası ile bilinen zeytinyağı, Akdeniz mutfağının vazgeçilmez bir parçası. Türkiye’nin coğrafi konumu ve iklimi, zeytin ağaçlarının yetiştirilmesi için ideal bir ortam sunar ve bu da ülkeyi zeytinyağı üretimi açısından önemli bir aktör haline getirir. Türkiye, dünya genelinde zeytinyağı üretiminde üst sıralarda yer alır. Özellikle Ege, Akdeniz ve Marmara bölgeleri, zeytin ağaçlarının yoğun olarak yetiştiği alanlardır. Her yıl binlerce ton zeytin işlenerek yüksek kaliteli zeytinyağı üretilir. Türk zeytinyağının tadı ve kalitesi uluslararası platformlarda da takdir toplar.
Ancak, Türkiye’nin zeytinyağı sektörü bazı zorluklarla karşı karşıya… Bunlardan biri, iklim değişikliğinin zeytin ağaçlarını olumsuz etkilemesi. İklim değişikliği nedeniyle artan sıcaklık ve kuraklık, zeytin ağaçlarının verimini azaltıyor ve dolayısıyla zeytinyağı üretimini olumsuz etkiliyor. Ayrıca, tarım alanlarının kentleşme ve sanayileşme nedeniyle azalması da sektörü tehdit eden bir faktör olarak dikkat çekiyor.
Bununla birlikte, Türkiye’nin zeytinyağı sektörü hala büyük bir potansiyele sahip. Özellikle son yıllarda artan sağlık bilinci ve doğal ürünlere olan talep, Türk zeytinyağının uluslararası alanda daha fazla tanınmasını sağladı. Türk zeytinyağının kalitesi, uluslararası yarışmalarda birçok ödül kazanılmasını ve dünya çapında talebin artmasını sağladı..
Ülkemizde en fazla zeytinyağı üretilen ilk beş ilimiz, sırasıyla İzmir, Manisa, Balıkesir, Hatay ve Aydın. Bu iller, toplam zeytinyağı üretiminin yüzde 61,3’ünü oluşturuyor.
Türkiye’nin zeytinyağı sektörünün geleceği parlak görünüyor, ancak sürdürülebilirlik ve yenilik önemli olacak. İklim değişikliğiyle mücadele etmek için tarım yöntemlerinin ve sulama sistemlerinin geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca, pazarlama ve markalaşma çalışmalarıyla Türk zeytinyağının dünya çapında daha fazla tanıtılması ve satışının artırılması önemli.
Sonuç olarak, Türkiye’nin zeytinyağı sektörü hem yerel hem de uluslararası düzeyde önemli bir yere sahip. Zeytinyağı, sadece bir yağ değil, aynı zamanda Türkiye’nin doğal ve kültürel zenginliğinin bir sembolüdür. Bu nedenle, sektörün sürdürülebilirliği ve büyümesi için çeşitli paydaşların iş birliği içinde çalışması gerekiyor.
Sektördeki paydaşlar karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmak için çeşitli çözümler üzerinde çalışıyor.
Daha sürdürülebilir tarım uygulamaları ve su kaynaklarının etkin kullanımı gibi önlemler alınarak sektörün geleceği için umut verici adımlar atılmakta.
202 MİLYONLUK AĞAÇ VARLIĞI
2002 yılında 90 milyon olan zeytin ağacı varlığını 202 milyonun üzerine çıkaran Türk zeytincilik sektörü, 2022-23 sezonunun ilk yarısında ihracatını yüzde 144’lük artışla 220 milyon dolardan 556 milyon dolara yükseltti. Zeytincilik sektörünün ihracattaki rekor artışına en büyük katkıyı zeytinyağı sağladı. 2022-23 sezonunda 422 bin tonluk rekor rekolteye ulaşan zeytinyağı sektörü, bu rekolteyi dövize dönüştürerek 2022/23 sezonunun ilk yarısında 95 bin ton zeytinyağı ihraç etti. Sektör, zeytinyağı ihracatı ile Türkiye’ye 423 milyon dolarlık döviz getirisi sağladı.
Zeytincilik sektörü ihracatta hedef olarak ise güncellemeye gitti ve yeni hedefini 1 milyar dolar olarak belirledi. Türkiye’de ‘Var Yılı-Yok Yılı’ kavramı ise ağaç varlığının 192 milyon adede yükselmesi ve 48 farklı ilde zeytincilik faaliyetinin başlamasıyla yerini ‘Az Yılı-Çok Yılı’na bıraktı. Bütün bunlara paralel olarak sektör, ambalajlı ve markalı ihracatını artırmaya odaklandı.
Geçtiğimiz yıllarda bakanlık nezdinde verilen desteklerin yeniden verilmesini talep eden zeytinyağı ihracatçısı, bunun ‘indirim modeli’ ile verilmesini istiyor.
Bu sezon, sektör tarihin en yüksek ihracat rakamına ulaştı. Sofralık zeytin ihracatı ise bir önceki sezona kıyasla tutar bazında yüzde 7 artarak 172 milyon dolardan 184 milyon dolara yükseldi. 31 Ekim’de sona eren 2022/23 zeytinyağı ihracat sezonunda ise, 118 ülkeye ihracat gerçekleştirildi ve toplam zeytinyağı ihracatı miktar bazında yüzde 158 artarak 58 bin tondan 150 bin tona, tutar bazında ise yüzde 259 artarak 201 milyon dolardan 723 milyon dolara yükseldi.
Sofralık zeytin üretiminde dünyada lider ve zeytinyağında ise İspanya’dan sonra en büyük 2. üretici konumuna yükseldiğimiz 2022/23 ihracat sezonunda, üretimdeki rekor ile birlikte elde ettiğimiz başarıyla, toplam sektör ihracatımız 947 milyon dolara ulaştı ve sektör dünya pazarlarında çok önemli bir yer edindi.
Bu rakamı önümüzdeki birkaç yıl içerisinde 1,5 milyar dolara, 2028’de ise 2 milyar dolar seviyesine çıkarmak hedefleniyor.
“İHRACAT KISITLAMASI KALDIRILSIN” TALEBİ
Sektörümüzün karşılaştığı en büyük engel, 1 Ağustos 2023 tarihi itibarıyla dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına, 22 Ağustos 2023 itibariyle de dökme ve varilli pirina yağı ihracatına getirilen ihracat kısıtlamalarıTürkiye, 2022/23 sezonuna 50 bin ton zeytinyağı stoğuyla girdi. Rekolte ise 380 bin ton olarak tahmin ediliyor. Afrin’den gelen yaklaşık 50 bin ton zeytinyağı dikkate alındığında 480 bin ton düzeyinde zeytinyağı varlığımızın oluştuğu öngörülüyor.
İç tüketim 160 bin ton civarında, 150 bin ton ise ihracata gidiyor. Türkiye’nin yeni sezona yaklaşık 170 bin ton stok fazlasıyla gireceği tahmin ediliyor. Tüm bunlara ek olarak, geçtiğimiz hafta UZZK 2023/24 sezonu için daha önce 179 bin ton olarak ilan ettiği zeytinyağı rekolte tahminini 185 bin ton olarak güncelledi. Sektör bu veriler ışığında Türkiye’nin zeytinyağı arzında panik olmasını gerektirecek bir durum söz konusu olmadığında birleşiyor.
3 YILDA 4 KEZ İHRACAT KISITLAMASI
Son üç yılda zeytinyağına dört kez ihracat kısıtlaması getirildi. Bu kısıtlamaların piyasa üzerinde amaçlandığı gibi olumlu bir etkisi kesinlikle olmadı. Fiyat artışlarını yavaşlatmakta yeteri kadar etkili olmadığı gibi, aksine üretici ve mal tedarikçilerini beklenti içine soktuğu ve yeterli miktarda mal arzı olmadığı için piyasayı daha da bloke ettiği ifade ediliyor.
DEPODA BEKLİYOR DEĞERİNİ KAYBEDİYOR
Fiyatların kısıtlama uygulamasından bu yana yaklaşık yüzde 15-20 civarında artış gösterdiği belirtiliyor. İhraç edilemediği için depolarda bekletilen zeytinyağları ise, sıcak hava ve olumsuz depolama koşulları nedeniyle bozulmaya maruz kaldı, asidite ve diğer kıymetli spektler zarar gördü, yüksek kaliteli sızma yağlar rafinajlık yağlara dönüştü ve bu da yüzde 30’luk bir değer kaybına neden oldu
Sektör temsilcileri, söz konusu kısıtlama uygulamasının hem iç piyasada hem de ihracatta hiçbir olumlu sonuç doğurmadığını ve uygulanmaya devam edilmesi durumunda, sektörde telafisi mümkün olmayan hasarlara yol açacağını ifade ediyorlar. Zor şartlarda kazanılmış olan birçok pazarın bu nedenle kaybetme noktasına gelindiği belirtiliyor.
İhracatın ve sektörün daha fazla zarara uğramaması için söz konusu kısıtlama kararlarının bir an önce gözden geçirilmesi gerektiğinde birleşen sektörün kanaat önderleri, serbest piyasa ekonomisi şartlarının devamının sağlanması ve ihracat kısıtlama uygulamalarının sonlandırılmasını talep ediyorlar.
Ambalajlı ürünlerde uygulanan ihracat desteklerinin muhakkak tekrar getirilmesi gerektiği belirtilirken, sektör olarak zeytin ve zeytinyağına yönelik geçmişte uygulanmakta olan pozitif ayrımcılığın devam ettirilmesi ve önümüzdeki yıllarda ürünlere yönelik desteklemelerin farklılaştırılarak devamının sağlanması isteniyor.