2021 bütçesinde OSB ve KSS altyapı yatırımları için 1.1 milyar TL, TÜBİTAK TARAL için tahsis edilen Ar-Ge bütçesi ise 2,2 milyar TL’ye yükseltildi.
51 milyar TL kaynak
Reel kesim destekleri için bütçeden 50,6 milyar TL kaynak ayırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “İşletmelerimiz tarafından sosyal güvenlik kurumuna ödenmesi gereken 27,7 milyar TL tutarındaki işveren primini, üretim ve istihdamın desteklenmesi amacıyla bütçemizden karşılıyoruz. Ekonomiyi canlandırmak için aldığımız tedbirler kapsamında hazine destekli kefaletle sağlanan krediler için 2021 yılı bütçesinde 5,5 milyar TL kaynak ayırdık. Tarımsal işletmelerin ihtiyaç duyduğu kredilere verdiğimiz faiz destek tutarını yaklaşık yüzde 30,5 oranında artırarak 5,5 milyar TL’ye çıkarıyoruz. İhracatçımızın rekabetçi gücünü artırmak amacıyla bütçeden ihracat destekleri kapsamında 4,1 milyar TL harcamayı hedefliyoruz. 2021 yılında bu amaçla Halk Bankası aracılığıyla kullandıracağımız esnaf kredileri için faiz desteği olarak 3,8 milyar TL kaynak ayırdık. Küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin desteklenmesi amacıyla KOSGEB bütçesine 1,6 milyar TL kaynak ayırdık” diye konuştu.
2021 yılında bütçesinde tarıma ayrılan kaynağın 42,4 milyar TL’ye çıkartıldığını belirten Oktay, “Bu kapsamda tarımsal destek programları için 22 milyar TL, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 12,1 milyar TL, tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT’lerin finansmanı ve ihracat destekleri için 8,3 milyar TL kaynak ayırıyoruz” dedi. Oktay, tarımsal sulama yatırımları bu yıl 3,7 milyar TL düzeyindeyken 2021 yılında bu rakamın 9 milyar TL olacağına dikkati çekti.
2021 yılı bütçesinde yatırımlara özel önem verdiklerine dikkati çeken Oktay, “Tarımsal sulama, eğitim, sağlık, sanayi altyapısı, Ar-Ge ve yenilikçilik ile lojistik ve ulaştırma altyapısı gibi Kalkınma Planında ön plana çıkan alanlarda büyük bir ivme yakalayacağız.
Bu amaçla DSİ’nin sulama sektörü yatırımlarını 3,6 milyar TL’den 8,9 milyar TL’ye çıkararak 2,5 katına yükselttik. Milli Eğitim Bakanlığı yatırım bütçesini ise tekli eğitime geçiş ve okul öncesi eğitim hedefimiz, okullardaki deprem güçlendirme faaliyetleri ve meslek liselerinin atölye altyapısı gibi özel önem verdiğimiz alanlar için 5,8 milyar TL’den 11,3 milyar TL’ye çıkartıyoruz. Sağlık Bakanlığı ve üniversitelerin sağlık sektörü yatırımlarını toplam 11,6 milyar TL’ye arttırdık” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2020 yılında 204 milyon TL olan OSB ve KSS altyapı yatırımları için ayrılan kaynağı gelecek yıl 1 milyar 124 milyon TL’ye çıkardıklarını, bunun 5,5 katlık artış anlamına geldiğini söyledi. TÜBİTAK TARAL için tahsis edilen Ar-Ge bütçesini iki kat artırarak 2,2 milyar TL’ye yükselttiklerini de bildiren Oktay, demiryolu ve kent içi ulaştırma yatırımları için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın toplam sermaye giderleri ödeneğini 15,2 milyar TL’ye çıkardıklarını belirtti.
Oktay, gelecek yılın bütçesinde eğitime ayrılan paya ilişkin, “Eğitime ayırdığımız kaynağı, 2021 yılında 211,4 milyar TL’ye0 çıkarıyoruz. Böylelikle bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 15,7’sini tek başına eğitime ayırıyoruz. En temel kamu hizmetlerinden olan eğitim hizmetlerinin yaygın ve kolay erişilebilir olması noktasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. 2021 yılı bütçesinden öğrencilere doğrudan nakdi ve ayni olarak tahsis edilen ödenek tutarının 30,1 milyar TL olduğunu ifade eden Oktay, 2021 yılı bütçesinde, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına 78 milyar TL, yükseköğretim kurumları sağlık uygulama ve araştırma merkezlerine ise 5,1 milyar TL kaynak ayırdıklarına kaydetti.
Oktay, “Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları döner sermayeleri ile Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan yapılacak sağlık harcamaları da düşünüldüğünde sağlık alanına ilişkin ayrılan kaynak 238 milyar TL’ye ulaşacak. 2002’de yüzde 11,3 olan sağlık harcamalarının bütçe içerisindeki payını 2021’de yüzde 17,7’ye çıkarıyoruz. Bu kapsamda 2021’de tedavi harcamaları için 123 milyar TL, ilaç harcamaları için 60 milyar TL, aile hekimliği için 11,4 milyar TL kaynak ayırdık” dedi.
Fuat Oktay, bütçe dengesinde öngörülen hedefler çerçevesinde AB tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranının da 2021 yılında yüzde 40,8 seviyesinde gerçekleşmesi ve dönem sonu olan 2023 yılında yüzde 41,8 seviyesinde kalmasının hedeflendiğini bildirdi. 2019 yılı Kesin Hesap Kanun Teklifi’ne ilişkin bazı büyüklükleri paylaşan Oktay, bu konuda şunları söyledi:
“2019 yılında bütçe giderleri 1 trilyon 27 milyon TL, bütçe gelirleri 875 milyar 280 milyon TL, bütçe açığı 124 milyar 747 milyon TL, faiz dışı açık 24 milyar 808 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. 2019 yılında 124,7 milyar TL olarak gerçekleşen Merkezi Yönetim bütçe açığı başlangıçta öngörülen açığın 44,1 milyar TL üzerinde, yıl sonu gerçekleşme tahmininin ise 255 milyon TL altında gerçekleşmiştir. 2020 yılında merkezi yönetim bütçe giderlerinin 1 trilyon 212,3 milyar TL, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 973 milyar 129 milyon TL, bütçe açığının 239 milyar 168 milyon TL, faiz dışı açığın 101 milyar 768 milyon TL olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. 2020 yıl sonu bütçe açığının 239,2 milyar TL ile bütçe başlangıç hedefinin 100,3 milyar TL üzerinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Bu açığın milli gelire oranının ise yüzde 4,9 olacağını öngörüyoruz. Bütçe giderlerinin detaylarına bakacak olursak 2020 yılında personel giderlerinin 291 milyar TL, Sosyal Güvenlik Kurumlarına devlet primi giderlerinin 48,5 milyar TL, mal ve hizmet alım giderlerinin 105,7 milyar TL, cari transferlerin 500,2 milyar TL, sermaye giderlerinin 86,7 milyar TL, sermaye transferlerinin 10,9 milyar TL, borç verme giderlerinin 31,9 milyar TL, faiz giderlerinin 137,4 milyar TL olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. 2020 yılında vergi gelirlerinin ise yaklaşık 790,7 milyar TL, vergi dışı gelirlerin ise yaklaşık 182,4 milyar TL olacağını bekliyoruz.”
2021 yılı için bütçe giderlerinin 1 trilyon 346,1 milyar, faiz hariç giderlerin 1 trilyon 166,6 milyar, bütçe gelirlerinin 1 trilyon 101,1 milyar, vergi gelirlerinin 922,7 milyar, bütçe açığının ise 245 milyar TL olarak öngörüldüğünü bildiren Oktay, 2021 yılı bütçe ödeneklerinin 2020’ye göre yüzde 22,9 arttığını, bu artışın yaklaşık 250,7 milyar TL’ye tekabül ettiğini kaydetti. Temel harcama kalemleriyle yüksek artış olan harcama kalemlerini sıralayan Oktay, 2020’ye göre sermaye giderlerinin yüzde 83,3 artışla 56,6 milyar TL’den 103,7 milyar TL’ye, başta kamu sermayeli kuruluşlara yapılan sermaye transferleri olmak üzere borç verme giderlerinin yüzde 40,2 artarak 27,1 milyar TL’den 38 milyar TL’ye yükseldiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Personel Giderleri ve Sosyal Güvenlik Kurumlarına Devlet Primi Giderleri ile Personel Giderlerini Karşılama Ödeneği’nin toplam bütçe giderleri içindeki payının ise yüzde 28,6 olduğuna dikkati çekerek, “Kamu personel giderleri enflasyon hedefleri ile kamuda istihdam edilecek yeni personel alımı kapsamında bir önceki yıla göre yüzde 15,3 artarak 385 milyar 10 milyon TL’ye, Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan transferler 2020 yılına göre yüzde 18,7 artarak 259,7 milyar TL’ye yükselmiştir” dedi.
Oktay, 2021 yılı bütçesinde personel giderlerinin 326,6 milyar, Sosyal Güvenlik Kurumlarına devlet primi giderlerinin 54,5 milyar, mal ve hizmet alım giderlerinin 89,1 milyar, cari transferlerin 536 milyar, sermaye giderlerinin 103,7 milyar, sermaye transferlerinin 8,8 milyar, borç verme giderlerinin 38 milyar, yedek ödeneklerin 9,9 milyar ve faiz giderlerinin 179,5 milyar TL olduğunu bildirdi. Oktay, “2021 Yılında Merkezi Yönetim Bütçe gelirlerinin 2020 yılı gerçekleşme tahminine göre yüzde 13,2 artışla 1 trilyon 101,1 milyar TL, vergi gelirlerinin yüzde 16,7 artarak 922 milyar 744 milyon TL, vergi dışı gelirlerin ise 178 milyar 402 milyon TL’ye ulaşacağı tahmin edilmekte” dedi.
Gelecek yılın bütçesinde 195,3 milyar TL gelir vergisi, 105,2 milyar TL kurumlar vergisi, 213,7 milyar TL ÖTV, 70,6 milyar TL dahilde alınan KDV, 194,9 milyar TL ithalatta alınan KDV, 18,5 milyar TL MTV, 28,5 milyar lira BSMV, 23,8 milyar TL damga vergisi, 34,4 milyar TL harçlar, 37,9 milyar TL diğer vergiler, 178,4 milyar TL de vergi dışı gelir öngörüldüğünü kaydeden Oktay, bütçenin sağlam ve sürdürülebilir gelirlere dayanmasının, toplanan gelirlerin ise vatandaşlara hizmeti esas alan bir anlayışla kullanılmasının en temel öncelikleri olacağına işaret etti.
2021’de turist sayısı yüzde 70 artacak
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, “Yılın ikinci çeyreğinden sonra tatil taleplerinin artacağını, üçüncü çeyrekte geçen yılki rakamların yüzde 100’ünün üzerine çıkılacağını düşünüyoruz. 2021 yılında turist sayısında, döviz girdisinde olduğu gibi istihdamda da yüzde 70 civarında bir artış bekliyoruz. 2021 yılının üçüncü çeyreğinde turist sayısında beklediğimiz artış, turizm gelirlerine ve yatırımlarında artışa yol açacaktır. Bu olumlu gelişmeler, doğal olarak sektördeki istihdama da yansıyacaktır. Pandemi sürecinde dezavantajlı konumda olan Türkiye, pandemiden sonra avantajlı duruma geçecek, yatırım, üretim ve istihdam konusunda daha iyi bir yol alacaktır” dedi.
2021’de kruvaziyer gemilerini Türk limanlarında göreceğiz
Covid-19 salgını nedeniyle dünyada ve Türkiye’de dış ticaret daralırken, denizyolu taşımacılığının önemi arttı. Pandemi nedeniyle turizmde 2020’nin kayıp yıl olduğunu belirten İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, buna rağmen deniz turizmi sektörünün ‘Mavi Yolculuk’ konseptiyle insanların izole tatil taleplerine yenilikçi çözümler sunabildiğini söyledi. Öztürk, “Yeni sezonda Mavi Yolculuğu ve yat turizmini uluslararası pazarlara ve ülke içi turizme yönelik olarak tanıtmaya devam edeceğiz. Yavaş tempoyla da olsa kruvaziyer gemilerini ülkemiz limanlarında göreceğimize inanıyoruz” dedi.
Madencilikte bitmeyen sıkıntılar gelişimi olumsuz etkiliyor
Türkiye, jeolojik yapısı nedeniyle maden çeşitliliği bakımından son derece zengin ülkeler arasında yer alıyor. 2020’nin ilk 11 ayında 3,79 milyar dolarlık ihracata ulaşan madencilik sektörü, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinin ilk sıralarında bulunuyor. Sektörün en önemli gündem maddesinin koronavirüs salgını ortamında üretim, pazarlama ve lojistikte yaşanan zorluklar olduğunu vurgulayan Türkiye Madenciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emiroğlu, “Dünya ticaretinin küçülmesi, ticaret savaşları, üretim-tüketim zincirlerinin bozulması ile yaşanan sorunlar küçülmelere neden olmaktadır. Anormal seviyede artan navlun fiyatları, konteyner bulunamaması ihracatı olumsuz etkilemektedir. Bazı ülkelerdeki üstü örtülü ambargolar da sıkıntıları arttırmaktadır. Bunun yanında ruhsat ve izinler konusunda yaşanan belirsizlikler ve gecikmeler, kısıtlamalar sektördeki sıkıntıyı büyütmektedir. Bu durum sektörü önünü göremez hale getirmekte, üretim, istihdam, ihracat ve yatırımları olumsuz etkilemektedir” dedi.
İnşaat malzemelerinde % 7’lik büyüme beklentisi
İnşaat malzemeleri sanayi üretiminin Ekim ayında bir önceki yılın Ekim ayına göre yüzde 18,2 arttı. Bu yükselişte içeride mevcut inşaat işlerindeki canlanma ile özellikle dış pazarlardaki talep artışı etkili oldu. İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan ‘Aralık 2020 Sektör Raporu’na göre inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri sanayisinin 2021 yılı performansını belirleyecek ilk ana unsur, küresel ölçekte ve Türkiye’de pandeminin seyri olacak. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu ve Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferdi Erdoğan, geçtiğimiz yılda inşaat sektöründeki gelişmeleri değerlendirirken, 2021 yılı için beklentilerini paylaştı. Erdoğan, sektörün 2020’de iyi bir performans yakaladığını belirtirken, Küçükoğlu da 2021 yılında inşaat sektöründe yüzde 4, inşaat malzemeleri sanayisinde de yüzde 6 ile 7 civarında büyüme beklediklerini vurguladı.
Perakendeciler, 2021’de KDV eşitlemesi istiyor
Gıda dışı perakende sektöründe mağazaların kapanması, gıda perakende sektöründe ise sosyal mesafe uygulamaları nedeniyle tüketici alışkanlıkları değişti. KDV tutarsızlığından dolayı mağazaların tüketici nezdinde fiyat artışı yaptığı yönünde olumsuz algıya maruz kaldığını belirten Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Düzgün, “Ülkemizde market mağaza enflasyonu hızla artmaya devam ediyor. Mağazada sayısal büyümeye odaklananların bu yıl da tutumlarıyla, sektörümüze, küçük esnafa, üreticiye zarar vereceğini düşünüyoruz. Türkiye’ye ve ekonomimize daha fazla katma değer yaratmak için yeni Perakende Yasası’nda yapılacak mağaza düzenlemesinin yanı sıra KDV eşitlemesi ile hem sektör nefes alabilecek hem de vatandaşlarımızın alışveriş sepeti daha uygun dolacak. TPF olarak “değer” odaklı yaklaşımımızı 2021 yılında da sürdürecek, ülkemize pek çok açıdan katma değer sağlamaya devam edeceğiz” dedi.
Çimento üreticilerinin gözü ihracatta
Çimento sektörü, 2020 yılının ilk 11 ayında toplam ihracat miktarını yüzde 36 oranında arttırarak 29 milyon tona ulaştı. Sektör, yine aynı dönemde yüzde 26 artışla 1,027 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi. Türk Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, Yatırımda iç piyasanın dolduğunu ve önümüzdeki 10 yıl boyunca yeni yatırıma gereksinim olmadığını belirterek, “Sektörümüzde son yıllarda yurtiçi pazarda yaşanan dalgalanmalar nedeniyle ihracatta agresif bir büyüme kaydettik. Dünyanın en ucuz çimentosunu sağlıyor olmamız da ihracat tarafında bu büyümeyi destekledi. İhracat gelirlerinde kurdan kaynaklı bir büyüme de söz konusu. Ancak bu sürdürülebilir bir artış değil. Kur fırsatını iyi değerlendirip, orta ve uzun vadeli planlarımızı yaparak sürdürülebilir bir iş modeli kurmanın gerektiğine inanıyoruz. Türkiye iç pazarına değil, yurt dışına yatırım yaparak küresel markalar yaratmalıyız. 2021 yılında kafa yoracağımız konulardan biri bu olmalı” dedi.
2021’de ambalaj ihtiyacı e-ticaret ile artacak
Pandemi koşullarına rağmen büyümeye devam eden ambalaj sektörü, 2020 yılının ilk altı ayında 2 milyar 414 milyon 219 bin dolar ihracat gerçekleştirdi. Böylelikle sektör ihracatı bir önceki yıla göre miktar olarak yüzde 11, değer olarak ise yüzde 4 artmış oldu. Dünyadan Türkiye’ye doğru bir talep oluştuğunu ve sektör olarak bu fırsatı en iyi şekilde değerlendireceklerini ifade eden Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, “Dijitalleşmeyle başlayan ve pandemiyle hızlanan e-ticaret arttıkça daha çok ambalaja ihtiyaç duyulacak. Çünkü e-ticarette ürün iyi bir şekilde ambalajlanmalı ve güvenli bir şekilde tüketiciye gitmeli. Bu nedenle 2021 ve sonrasında ambalajın öneminin daha da artacağına inanıyoruz. Türkiye’de cari fazla veren sektörler arasında yer alan ambalaj sektörü olarak ülke ekonomisine katkıda bulunmak için çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz” diye konuştu.
Hazır beton sektöründe yavaşlama beklentisi
Pandemi öncesi dönemdeki son 18 ay boyunca daralma gösteren ve pandemi ile birlikte hızlanan hazır beton sektörü, atılan normalleşme adımları doğrultusunda Haziran ayında Satın Alma Yöneticileri Endeksi yüzde 53,9’a yükselerek son 28 ayın en yüksek değerine ulaştı. Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Başkanı Yavuz Işık, Pandemi sürecinde sektörde vergi ve SGK yükümlülüklerinin mücbir sebep kapsamına alınmadığına dikkat çeken Işık, “İnşaat sektörü yüksek faizden ilk etkilenecek olan sektörler arasında bulunuyor. 2021 yılında daralan iç talep, yüksek faiz, jeopolitik risklerin etkisi ile sektörün yavaşlaması bekleniyor. . Özellikle 2021 başında ekonomik aktivitede önemli bir yavaşlama kaçınılmaz olarak karşımıza çıkacak” dedi.
Sürdürülebilirlik 2021’de ‘moda’ olacak
Tekstil ve hazır giyim sektörü, pandemiden en fazla etkilenen sektörlerin başında yer alıyor. Hazır giyim sektörünün Avrupa pazarında yerini koruması için sürdürülebilirlik ilkesini gözetmesi gerektiğini ifade eden Ege Giyim Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Ertuğrul, “2021 itibariyle döngüsel ekonomi moda sektöründe de ön planda olacaktır. Dönüşüm, yeniden kullanma, azaltma, tamir ederek kullanma gibi kavramlar yavaş modanın ve döngüsel iş modellerinin kavramları arasında yer almaktadır” dedi. Sınırların kalktığı dijital platformlarda tüm ülkeler gibi ülkemiz ve sektörümüz daha fazla yer alarak pazardaki payını arttırması gerektiğine vurgu yapan Ertuğrul, “Üretimde dijitalleşme öncelikli yatırımlarımız arasında yer almalıdır. Dijital pazarlamada ülkemiz hala geride, global pazarda söz sahibi olabilmek için günümüzde dijital mecralarda yer almak büyük önem taşıyor” dedi.
Mücevherde 2021 e-ticaret yılı olacak
Mücevher sektörü bu yıl 4 milyar dolar, dâhilde işlem rejimiyle yapılan ihracatla birlikte ise 6 milyar dolara yakın ihracata imza attı. Mücevher İhracatçıları Birliğ i(MİB) Başkanı Mustafa Kamar, pandeminin getirdiği zorluklara karşın özverili bir şekilde çalıştıklarını vurgulayarak, “Pandemiyle birlikte başlattığımız e – Ticaret Portalı, Uluslararası Çevrimiçi Mücevher Ağı (Jewellery Online International Network) platformu ve yüzde 100 yerli mücevher servis kutusu olan JBOX gelecek döneme dair yatırımlarımız olacak” dedi. Kamar, “MİB olarak sektörümüzde hep konuşulan e – Ticaret Portalı uygulamasını devreye alıyoruz. Adeta yeni normalin Kapalıçarşı’sı niteliğindeki bu e – Ticaret Platformu ile bir ilke imza atmanın yansıra bu platformu ülkemize ekonomik kazanç olarak döndürmekten gurur duyuyoruz” diye konuştu.