MAKRO GÖSTERGELERLE TÜRKİYE EKONOMİSİ
Halen etkisini sürdüren salgında ‘2021’ yılını bir umut yılı olarak gören iş dünyası, bu beklentisini aşıya bağladı. Son bir yılda hızla artan istihdam kaybı ve yükselen enflasyon ise 2021’e ilişkin bu beklentileri zora soktu. 2021 yılı, ekonomide 2020’den kalan sorunlara çare aramakla geçecek olsa da iş dünyası yılın ikinci yarısında kayıpları telefi etmek için mücadele veriyor. Türk iş dünyası, bu yıla umutla bakıyor. Özellikle yılın ikinci yarısından itibaren aşının da devreye girmesiyle koronavirüs salgınına karşı çözüm bekleniyor. Hem sosyal hayat hem de ekonominin yavaş yavaş eski düzenine kavuşacağı öngörüsü yaygın bir görüş olurken, 2021’de Türkiye için yurt dışında önemli fırsatlar olduğu vurgulanıyor. Bugüne kadar aşıyla ilgili gelen olumlu haberler sayesinde dünya ekonomisinin 2021’de toparlanması bekleniyor. Elbette durum, salgının gidişatına göre değişiklik gösterebilir. Türk iş dünyası, yeni yılda Türkiye ekonomisinde yüzde 1-5 arasında büyüme öngörüyor. Döviz kurlarında yatay bir seyir bekleyen iş insanlarında, enflasyonda da kura bağlı bir hareket öngörüsü hakim. Dış politika ise AB ve ABD ile kurulacak ilişkilere bağlı. İş dünyasının en büyük beklentisi ise ihracattaki artış trendinin devam etmesi yönünde… Bu yıl da her şeye rağmen ihracatını artıran birçok sektör olacağı öngörülüyor. Dünyada aşının yaygınlaşmasıyla harekete geçecek olan ticaretten Türk firmalarının daha fazla pay alması bekleniyor. Öte yandan turizmin canlanacağı, risk primindeki pozitif gelişmelerle birlikte Türkiye’ye yabancı sermaye girişinde de artış olacağı tahmin ediliyor.Bu doğrultuda Türkiye ekonomisini son bir yılına 10 alt başlıkta inceledik.
MB: TÜRKİYE % 3,8 BÜYÜYECEK
2019-2020 döneminde yalnızca üç çeyrek kesintisiz büyüyebilen Türkiye, 2018’in son çeyreğinden 2019’un üçüncü çeyreğine kadar süren bir resesyondan geçti. 2019’un yılsonu ve 2020 başında çeyreksel bazda nisbi toparlanma sürecine giren ekonomi yüzde 9,9 küçüldü. Türkiye ekonomisi 2020’nin üçüncü çeyreğinde 2019’un aynı çeyreğine göre yüzde 6,7, bir önceki çeyreğe göre ise yüzde 15,6 büyüme kaydetti. Bu gelişmeyle 2020’nin ilk dokuz ayında 2019’un aynı dönemine göre yüzde 0,5 pozitif büyüme sağlandı.
Üçüncü çeyrekte büyümenin tamamen iç talepteki toparlanmadan kaynaklandığı görülüyor. Bu dönemde hanehalkı tüketimi yüzde 9,2 artarak GSYH büyüme oranına 5,2 puan katkı yaptı. Yıllık yüzde 1,1 büyüyen devletin nihai tüketim harcamaları ise 0,1 puanla çok sınırlı bir katkı sağladı. Buna karşılık yatırım harcamaları 2019’daki düşük bazın da etkisiyle yüzde 22,5’lik bir sıçrama yaparak büyüme oranını 5,4 puan yükseltti. Detaylara bakıldığında üçüncü çeyrekte makine-teçhizat yatırımlarının yüzde 23,5, inşaat yatırımlarının ise yüzde 14,7 büyüdüğü görülüyor.
Türkiye ekonomisi, Covid-19 salgının etkileriyle ikinci çeyrekte yaşanan daralmanın ardından üçüncü çeyrekte işletmelerin üretime dönmesi ve ertelenmiş talebin devreye girmesiyle güçlü bir toparlanma sağladı. Bu dönemde iç talepteki iyileşmede sürükleyici faktör, tarihi büyüklükte kredi genişlemesi ve negatif reel faizler yoluyla harcamaların teşvik edilmesi oldu. Geçen yıla göre özellikle turizmde yaşanan durgunluk hizmet sektörünün ekonomi genelinden negatif ayrışmasına sebebiyet verdi. Küresel talebin henüz pandemi öncesi seviyelerine toparlanamaması ve güçlü iç talebin tetiklediği ithalat artışı ise dış talebin büyümeyi sert şekilde aşağı çekmesine neden oldu.
Türkiye ekonomisi yüzde 9,9’luk daralma sonrasında üçüncü çeyrekte yüzde 6,7 büyümeyi başarırken, pandemi ile mücadele eden pek çok ülkeyi geride bıraktı. Ancak tüketim kaynaklı bu büyüme, büyük oranda bankacılık ve finans sektöründe yaşanan hızlı gelişme ile mümkün oldu. Son çeyrekte de pozitif yönle bir büyüme beklenirken, Türkiye ekonomisinin 2020 yılının tamamını yüzde 0,5 büyüme ile kapatması bekleniyor. 2021 yılında ise Yeni Ekonomi Programı(YEP)’nda hedeflenen yüzde 5,8’lik büyümeye ulaşılması zor gözüküyor. TCMB Beklenti Anketi’ne göre 2021 büyümesinin yüzde 3,8 olacağı öngörülüyor.
2021’DE ENFLASYON BEKLENTİSİ YİNE ÇİFT HANELİ
TÜİK verilerine göre Tüketici Fiyat Endeksi, Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 1,25 yükseldi. Artış bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14,6 oldu. Yurtiçi Üretici Fiyat Endeki de Aralık’ta bir önceki aya göre yüzde 2,36 arttı. Yıllık bazda yüzde 25,15 değerine ulaştı.
Aylık bazda TÜFE yüzde 1,25, Yİ-ÜFE yüzde 2,36 yükseldi. TÜFE, Aralık 2020’de bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14,60, Yİ-ÜFE ise yüzde 25,15 artış gösterdi. Yıllık enflasyon, Yeni Ekonomi Programı’nda(YEP) geçen yıl için öngörülen yüzde 10,5’lik hedefin üstünde gerçekleşti. Yılın son döneminde hızlı bir yükseliş eğilimine giren enflasyonun 2021’in ilk yarısında da artmaya devam etmesi bekleniyor. TCMB Beklenti Anketi’ne göre 2021 yılını yüzde 9-12 bandında kapatabileceği öngörülüyor.
İŞSİZLİKTE GÖZLER YASAKLARIN KALKMASINDA
Pandemi nedeniyle oluşan iş kaybı nedeniyle istihdam piyasası ağır hasar aldı. Kronik işsizlik sorunu üstüne eklenen pandemi nedeni ile oluşan iş kaybı, kısa çalışma ödeneği ve işten çıkarma yasağı gibi önlemlerle henüz resmi verilere yansımadı. Son bir yılda yaklaşık 1,4 milyon kişi iş aramaktan umudunu keserken, TÜİK tarafından açıklanan 2020’nin son işgücü istatistiklerine göre işsizlik oranı Eylül döneminde yüzde 12,7 seviyesinde gerçekleşti. Ancak iş aramayı bırakanlar da dahil edildiğinde geniş tanımlı işsizliğin yüzde 30’lar seviyesine çıktığı tahmin ediliyor. 2020 sonunda işsizliğin yüzde 14’ler seviyesine çıkması bekleniyor. 2021’de pandemi önlemlerinin kalkması ile işsizliğin yüzde 17 seviyelerine çıkması olası görünüyor.
EKİM’DE İŞSİZLİK % 12,7 OLDU
Türkiye İstatistik Kurumu istatistiklerine göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2020 yılı Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 391 bin kişi azalarak 4 milyon 5 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,7 puanlık azalış ile yüzde 12,7 seviyesinde gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik oranı 0,9 puanlık azalış ile yüzde 14,8 oldu. İstihdam edilenlerin sayısı 2020 yılı Ekim döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 896 bin kişi azalarak 27 milyon 447 bin kişi, istihdam oranı ise 2,3 puanlık azalış ile yüzde 43,6 oldu.
Bu dönemde, istihdam edilenlerin sayısı tarım sektöründe 242 bin, sanayi sektöründe 82 bin, hizmet sektöründe 684 bin kişi azalırken inşaat sektöründe ise 110 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 17,6’sı tarım, yüzde 20,3’ü sanayi, yüzde 6,4’ü inşaat, yüzde 55,7’si ise hizmet sektöründe yer aldı. İşgücü 2020 yılı Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 288 bin kişi azalarak 31 milyon 452 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 3 puanlık azalış ile yüzde 50 olarak gerçekleşti.
Ekim 2020 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların toplam çalışanlar içindeki payını gösteren kayıt dışı çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 3,9 puan azalarak yüzde 31,0 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 3,6 puan azalarak yüzde 19,9 oldu. Ancak pandemi sürecinde istihdamdan ve hatta işgücünden ayrılanların henüz azımsanamayacak bir bölümü geri dönememiş durumda.
CARİ AÇIĞIN BÜYÜKLÜĞÜNÜ TURİZM GELİRLERİ BELİRLEDİ, 11 AYLIK BÜTÇE AÇIĞI 132 MİLYAR TL
Pek çok ülke koronavirüs salgını sebebiyle bütçe açığı verdi. Zor bir dönem geçiren ülkeler toplum sağlığı ve ekonomik işleyin aksamaması adına bütçe açıklarını göze alan politikalar geliştirdi. Merkezi yönetim bütçe dengesi kasım ayında 13 milyar 430 milyon TL fazla verdi. 11 aylık bütçe açığı ise 132,1 milyar liraya geriledi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı kasım ayına ilişkin bütçe uygulama sonuçlarına göre, faiz dışı denge 22 milyar 922 milyon TL fazla verdi. Merkezi yönetim bütçesi geçen 2019 yılının kasım ayında da 7 milyar 776 milyon TL fazla vermişti.
Ekonomi yönetiminin pandemi döneminde sektörlere yönelik vergi indirimleri ve vergi tahsilatlarının ötelenmesini içeren uygulamaları, vergi gelirlerinde ciddi azalmaya neden oldu. Bunun sonucunda 2020’nin tamamı için hedeflenen bütçe açığı miktarı temmuz ayı itibarıyla aşılmış oldu. Pandemi ile birlikte güncellenen OVP’de bu yıl için bütçe açığının GSYH’ya oranı tahmini yüzde 2,9’dan yüzde 4,9’a revize edildi. OVP’de 2021 için yüzde 3,9, 2023 için yüzde 3,5 açık öngörüldü. Aralık ayında gerçekleştirilen 2021 bütçesi görüşmelerinde ise 2021 için 245 milyar dolarlık bütçe açığı hedefi konuldu.
CARİ AÇIK KASIMDA 4 MİLYAR 63 MİLYON DOLAR
TCMB, Kasım 2020 ödemeler dengesi verilerine göre cari açık 4 milyar 63 milyon dolar olarak kayda geçti. Geçtiğimiz yılın Kasım ayında açık 15 milyon dolardı. Son açıklanan veriyle 2020 Ocak-Kasım döneminde verilen 11 aylık cari açık 35 milyar 249 milyon dolara ulaştı. 2019’un ilk 11 ayıdan 9 milyar 602 milyon dolarlık cari fazla verilmişti. Kasım ayındaki gelişmede dış ticaret açığının 2019 yılının aynı ayına göre 2,9 milyar dolar artarak 3 milyar 844 milyon dolara yükselmesi ve hizmetler dengesi kaynaklı net girişlerin 1 milyar 451 milyon dolar azalarak 555 milyon dolara düşmesi etkili oldu. Hizmetler dengesi altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler, 2019 yılının aynı ayına göre 964 milyon dolarlık düşüşle 583 milyon dolara geriledi. Kasım ayında doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler Kasım ayında 299 milyon doları bulurken, portföy yatırımlarında 1 milyar 298 milyon dolar net giriş kaydedildi. Söz konusu ayda resmi rezervlerde 145 milyon dolar net azalış gözlendi.
SANAYİ
Türkiye İstatistik Kurumu, ekim ayına ilişkin sanayi üretim endeksi sonuçlarını açıkladı. Buna göre, ekimde takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi 2019’un aynı ayına göre yüzde 10,2 yükseldi. Arındırılmamış sanayi üretim endeksinde de yıllık bazda yüzde 9,4 artış oldu. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, ekimde madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,4, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 11, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 5,5 artış gösterdi.
YILSONU FAİZ BEKLENTİSİ %13
Ağustos 2018’de yaşanan kur krizi sonrasında agresif bir faiz artışı dönemini giren Merkez Bankası, politika faizini yüzde 24 kadar yükseltti. 2019 ikinci yarı ile birlikte faiz indirimi süreci başlarken, 2020 başında politika faizi yüzde 9,75 seviyesine kadar indirildi. Eylül 2020’ye kadar yüzde 6,75 seviyesine kadar düşen faizde Eylül 2020 Para Politikası Kurulu toplantısı ile birlikte yeniden yükseliş dönemi başladı. Kasım ayı başında Murat Uysal’ın Cumhurbaşkanlığı kararı ile TCMB Başkanlığı görevinden alınması sonrasında ise Merkez Bankası politikaları açısından yeni bir dönem başladı.
Göreve gelen Naci Ağbal başkanlığında gerçekleştirilen ilk PPK toplantısında yapılan 475 baz puanlık artış ile politika faizi 13,50 seviyesine geldi. Ağbal’ın iletişim stratejisi ile fiyat istikrarı ve para politikasındaki sıkı duruş açıklamaları, piyasalarda olumlu karşılanırken, 2021 yılı için öngörüler faizdeki kademeli artışın yüzde 18’ler seviyesine kadar süreceği, ardından yılsonuna doğru yüzde 13’ler seviyesine doğru geri çekilme yaşanacağı yönünde oldu.
TCMB’nin aralık ayı beklenti anketine göre, BİST Repo ve Ters- Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 14,84 iken, bu anket döneminde yüzde 16,09 olarak gerçekleşti. TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti cari ay sonu beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 14,74 iken bu anket döneminde yüzde 16,07 oldu.
TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 14,49 ve yüzde 16,18 olarak gerçekleşti.
Vadesine beş yıl ya da beş yıla yakın bir süre kalan DİBS’lerin 12 ay sonrası ikincil piyasa yıllık bileşik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 12,71 iken, bu anket döneminde yüzde 12,87’ye yükseldi. Vadesine 10 yıl ya da 10 yıla yakın süre kalan DİBS’lerin 12 ay sonrası ikincil piyasa yıllık bileşik faiz oranı beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 12,65 ve yüzde 12,49 olarak gerçekleşti.
DOLAR KURUNDA EKONOMİ YÖNETİMİNE GÜVEN DUYGUSU ÖNEMLİ
Türkiye’de ekonomik gidişat ve ekonomi politikalarına olan güveni temsil eden en net gösterge olarak tanımlanabilecek dolar kuru, pandemi sürecinin yarattığı belirsizlik ortamı ve Türkiye’nin kendine özgü yapısal sorunları nedeni ile artmaya devam etti.
2020 başında 5,95 seviyelerinde olan kur, kasım ayı başında 8,50 seviyelerini görerek tarihi rekor kırdı. Türk Lirası’nda (TL) yaşanan bu değer kaybı, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere ekonomi yönetiminin verdiği “reform” vaatleri ve faiz artışlarıyla bir miktar azaldı. Yılın son günlerinde dolar kuru 7,50 seviyesinin, euro kuru ise 9 TL’nin altını gördü.
TCMB, 2020 yılı aralık ayı beklenti anketine göre cari yılsonu döviz kuru (dolar/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 7,89 TL iken, bu anket döneminde 7,77 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 8,41 TL iken, bu anket döneminde 8,37 TL olarak gerçekleşti.
İMALAT PMI’DA ILIMLI BÜYÜME SÜRÜYOR
Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir referans kabul edilen PMI, Aralıkta 50,8’e geriledi. Son veri, faaliyet koşullarındaki iyileşmenin sürdüğüne işaret etse de söz konusu iyileşme son yedi ayın en ılımlı düzeyinde gerçekleşti.
Koronavirüs salgını ve salgının yayılmasını önlemek için devreye sokulan kısıtlamalar, aralıkta üretim ve yeni siparişlerde yavaşlamalara yol açtı. Her iki göstergede de yavaşlama kasım ayına göre daha belirgin, ancak salgının ilk dalgasına göre çok daha ılımlı gerçekleşti. Birçok ihracat pazarında virüsün ikinci dalgasının yaşanmasına bağlı olarak yeni ihracat siparişleri de yavaşladı. Üretim ve yeni siparişlerdeki ivme kaybına rağmen, Türk imalatçıları üretimi desteklemek amacıyla hem çalışan sayısını hem de satın alma faaliyetlerini artırdı. İstihdam üst üste yedinci ay artış gösterdi. Söz konusu artış güçlü düzeyde gerçekleşti ve oran olarak Kasım ayına kıyasla değişim göstermedi. Önceki ayda yaşanan düşüşün ardından girdi alımlarında da artış kaydedildi.
Satın alma faaliyetlerindeki artışa karşılık, ham madde temininde yaşanan zorluklar nedeniyle girdi stoklarındaki düşüş devam etti. Teslimat sürelerinin anketin başladığı Haziran 2005’ten beri ikinci en yüksek oranda artması, arz tarafında yaşanan sorunları öne çıkardı. Teslimat sürelerindeki en belirgin artış, salgının nisan ayındaki zirvesinde görülmüştü. Arz yetersizliklerinin para birimindeki zayıflık ile birleşmesi, girdi maliyetlerinde keskin ve önceki aya göre hızlanan bir artışa yol açtı. Enflasyon oranı Eylül 2018’den beri en yüksek düzeyde kaydedildi. Böylece nihai ürün fiyatlarında da keskin artış gözlendi. Ancak bu artış kasım ayına göre hafif yavaş gerçekleşti.
TÜRKİYE BU YIL 184 MİLYAR DOLAR İHRACAT HEDEFLİYOR
2020 yılı itibarıyla ihracat 169,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2020 yılı Aralık ayında ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 16 artış ile 17 milyar 844 milyon dolara yükselerek, tüm zamanların en yüksek aylık ihracat değerine ulaştı.
Pandemi sebebiyle aksayan dünya ticaretindeki olumsuz seyirden büyük ölçüde etkilenen ihracat, Türkiye’nin en kapsamlı büyüme modellerinden birini oluşturuyor. Türkiye’de ve dünyada pandemi etkisinin sert şekilde hissedildiği nisan ve mayıs aylarında ihracattaki düşüş yüzde 40’lara ulaştı.
Haziran ayında gerek sınırların açılması gerekse Türkiye’nin 1 Haziran itibarıyla kademeli olarak normalleşme sürecine girmesi, ihracatta ikinci yarıyılda toparlanma sağladı. 2019’da 181 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracatın pandeminin vurduğu 2020 yılını, YEP hedeflerine uygun olarak 169,5 milyar dolar seviyesinde kapattı. 2021 için koyulan 184 milyar dolarlık ihracat hedefinin yakalanması ise küresel anlamda pandeminin ticaretteki etkisinin hafiflemesine bağlı olacak. Aşı çalışmalarının olumlu sonuç vermesi ve başta ABD, Çin, AB gibi dev ekonomilerde 2021’in ikinci çeyreğine kadar toparlanma görülmesi, Türkiye’nin ihracatını da olumlu etkileyecek. Özelikle Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 50’sinin gerçekleştirdiği AB pazarındaki talep yönlü iyileşme, ihracat performansı açısından belirleyici olacak.
İTHALATIN FATURASI 219,4 MİLYAR DOLAR
Pandemi altında bir yılı geride bırakan Türkiye’nin 2020 yılı 12 aylık ithalat faturası 219,4 milyar dolar oldu. İkinci çeyrekte ithalatta yaşanan düşüş gözle görünün bir seviyeye ulaşırken, üçüncü çeyrek ve sonrasında hızlı bir artış trendine girdi. 2021 için YEP hedefi yüzde 10’luk artış ile 223,3 milyar dolar oldu.
Bu dönemde her zaman olduğu gibi Türkiye’nin en büyük ithalat kalemi olan enerjide küresel piyasalardaki fiyat artış azalışları etkili olacak. İhracatta olduğu gibi ithalata da 2021’in seyrini küresel çapta çalışmanın yaygınlaşması ile ülkelerin ticarette normale dönüşü sağlanmasına bağlı olacak.
İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 77,3 altın hariç karşılama oranı ise yüzde 85,8 olarak gerçekleşti. GTS’ye göre ihracatımız aralık ayında, bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 15,97 artarak 17 milyar 844 milyon dolar olarak gerçekleşti. Aynı ayda ithalatımız ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,75 artışla 22 milyar 411 milyon dolar oldu. Aralık ayında dış ticaret hacmimiz bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,58 artarak 40 milyar 255 milyon dolar oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 79,6 olarak gerçekleşti.