Faruk Kaymakcı: Yeşil dönüşüme yönelik projeler üreterek AB fonlarından yararlanabiliriz
Dünyada teknolojisinde bu kadar stratejik öneme sahip nadir toprak elementlerinde, Çin Halk Cumhuriyeti, dünya rezervinin yüzde 35’i gibi çok önemli bir rezerv miktarına sahip olarak dünyada ki üretimin yüzde 97’sini tek başına yapmaktadır. Çin, pazarın tek ve rakipsiz lideri konumunda. Bu yüzden arz ve fiyat tespitini belirlemesi gelişmiş ekonomileri rahatsız ediyor.
Avrupa Birliği’nin 1,1 trilyon Euro’luk bütçesinin yanı sıra 750 milyar Euro’luk bir Yeni Nesil Avrupa Fonu oluşturduğuna dikkat çeken T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, “750 milyar Euro’luk fonun yüzde 30’u yeşil, yüzde 20’si dijital dönüşüm için kullanılacak. Yani 1,8 trilyon Euro’luk Avrupa Birliği 2021- 2027 ortak bütçesinin üçte biri yeşil dönüşüme ayrılacak. Biz de aday ülke olarak IPA fonlarından yararlanabiliyoruz. 2021-2022 dönemi için 1,3 milyar Euro’luk fon talep ettik. Bu nedenle ticaret odaları ve firmalarımıza iş birliği içinde yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüme yönelik proje üretmeleri için çağrıda bulunuyorum.
IPA fonlarının yanı sıra yine aday ülke olarak AB programlarına da katılabiliyoruz. Bunların arasında yer alan Ufuk Avrupa’nın, 2021- 2027 döneminde 95,5 milyar Euro’luk bütçesi var. Kamu ve özel sektör olarak yeşil dönüşümü hızlandıracak doğru projelerle bu fondan da yararlanabiliriz.
Bunların yanında Türkiye katıldığında Dijital Avrupa Programı ve LIFE Programı gibi fon sağlanabilecek programlar da mevcut” diye konuştu. Türkiye olarak AYM ile ilgili çok önemli adımlar attıklarını anlatan Kaymakcı, “AYM sadece çevre ile ilgili değil yaşayan bir strateji. Çünkü artık yeni bir ekonomik anlayış, üretim ve istihdam modeli söz konusu. AYM’nin altında birçok strateji var. Biz de bunları inceleyerek Avrupa Yeşil Mutabakatı Eylem Planı kapsamında dokuz alan tespit ettik ve bunlarla ilgili çalışma grupları oluşturduk, 32 hedef, 81 eylem belirledik” dedi.
Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylamamasının gerekçeleri hakkında bilgi veren Kaymakcı, sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye adil koşullarda samimiyetle Paris İklim Anlaşması’na katılmak istiyor ancak bu konuda önümüzde önemli bir engel var. Türkiye, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin Ek-1’inde yer alıyor.
Bu nedenle yeşil iklim fonuna, tekonolojiye erişimimiz kısıtlanıyor. Ayrıca yine bu gerekçeyle gelişmiş ülke sayıldığımızdan, emisyon nedeniyle dünyayı daha önce çok ciddi boyutlarda kirleten ülkeler ile aynı taahhütlere girmemiz bekleniyor. Oysa ülkemizin kirletme konusundaki tarihi sorumluluğu yüzde 1’in altında. Durum böyleyken G20’deki dokuz büyük ülkenin dahi yer almadığı listede bulunmamız adil değil. Bu şekilde anlaşmayı onaylamamız ise çok büyük sorumlulukların altına girmemiz anlamına geliyor. Dolayısıyla bu konu siyasi değil. Kurumlarımızın çekinceleri karşılanmalı. Türkiye’nin Ek’1 den çıkarılması veya adil olmayan durumunun düzeltilmesi için müzakerelerimiz devam ediyor. Ancak diğer yandan Türkiye iklim değişikliği mücadelesinde kendi çalışmalarını da sürdürüyor.”
Orhan Turan: “Ekonomik kalkınmanın yeni kaldıracı dijitalleşme ve yeşil ekonomi olacak”
Dünyadaki kaynak kullanımının son 35 yılda üç kat arttığına dikkat çeken TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “Ülkemizin bir tarafında sel ve buna bağlı heyelanlar yaşanırken, diğer tarafında ciğerlerimiz yanıyor. TÜRKONFED olarak, iklim değişikliğinin yarattığı sorunların, ülkemiz için esas beka meselesini olduğunu düşünüyoruz. Bu afetlere çağın gerektirdiği dönüşümden geçerek hazırlanmalı, kamu, yerel yönetimler, özel sektör ve STK’ların da işin içinde olduğu, kapsayıcı ve katılımcı iş birliği süreçleri ile kriz senaryolarımızı oluşturmalıyız” diye konuştu.
Bu zorlu dönemde ekonomik olarak kalkınmada yeni bir kaldıraç arayışı yaşandığını belirten Turan şöyle devam etti; “Yeşil ekonomiye geçişi esas alan, dijitalleşmeyi bir kaldıraç olarak kullanan, yeni girişimleri destekleyen, araştırma- geliştirme çalışmalarının önünü açan, KOBİ’lerin direncini artıran ve kapasitelerini geliştiren, küresel ekonomide etkin bir aktör olmayı hedefleyen, ‘yeni bir ufka ve yeni bir stratejiye’ ihtiyacımız var. AYM’nin Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecinde KOBİ’ler perspektifi ile ele alınması ve ülkemizin Paris İklim Anlaşması’nı onaylayarak uygulaması, yeşil dönüşümün yaratacağı verimlilik artışı ile rekabetçilikte oyunun içinde kalmamızı sağlayacaktır.”
Kaymakcı, “AYM sadece çevre ile ilgili değil yaşayan bir strateji. Çünkü artık yeni bir ekonomik anlayış, üretim ve istihdam modeli söz konusu. AYM’nin altında birçok strateji var. Biz de bunları inceleyerek Avrupa Yeşil Mutabakatı Eylem Planı kapsamında dokuz alan tespit ettik ve bunlarla ilgili çalışma grupları oluşturduk, 32 hedef, 81 eylem belirledik” dedi.
Ayhan Zeytinoğlu: “Avrupa Yeşil Mutabakatı çok kapsamlı bir dönüşümü zorunlu kılıyor”
Son dönemde Türkiye-AB ilişkilerinde pozitif gündem umudu belirdiğini ifade eden İKV Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ise “Bu kapsamda Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, insani temasların artırılması ve yüksek düzeyli diyalogların yeniden başlatılması söz konusu olabilecek. Mülteci iş birliği de artan göçler ışığında önemini devam ettiriyor. Ancak ilişkilerde en önemli konuların başında
Yeşil Mutabakat geliyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı 2050 yılında Avrupa’nın ilk iklim nötr kıta olması hedefi doğrultusunda çok kapsamlı bir dönüşümü zorunlu kılıyor. Türkiye’nin en önde gelen ihracat pazarı olan AB’de üretim standartları değişirken, Sınırda Karbon Düzenlemesi gibi metotlarla ticarete yeni kurallar getiriliyor. Sürdürülebilirlik raporlaması, karbon ayak izinin azaltılması gibi hedeflerle uyumlu olarak finansman kaynakları da Yeşil Mutabakat hedefleri ile uyumlu olarak kullandırılacak. Dolayısıyla tüm işletmeler yeşil dönüşüme uyum sağlamak zorunda. Bu dönüşümün nasıl finanse edileceği de kritik bir konu ve burada kaynaklara nasıl ve hangi koşullarda ulaşabileceğimizi iyi bilmemiz gerekiyor. TÜRKONFED ile birlikte düzenlediğimiz bu webinar ile bu kritik konuya eğiliyoruz” açıklamasında bulundu.
İŞ DÜNYASININ YEŞİL PROJELERİNE ÖZEL DESTEKLER
Açılış konuşmalarının ardından “Avrupa Yeşil Mutabakatı Finansman Destekleri” paneli düzenlendi. TÜRKONFED’in geçtiğimiz aylarda “Avrupa Yeşil Mutabakatı ve KOBİ’ler” başlıklı bir rapor yayımladığını hatırlatan TÜRKONFED Ekonomi Danışmanı Doç. Dr. Nazlı Karamollaoğlu, AYM ile başlayan değişim sürecini KOBİ’ler çerçevesinde değerlendirdi.
Sınırda Karbon Düzenlemesi kapsamında getirilecek vergi ve ek maliyetlerin büyük ölçekli firmalar için önemli bir maliyet unsuru olmasının yanında, onların tedarikçisi olan KOBİ’leri de etkileyeceğini belirten Karamollaoğlu, diğer taraftan kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılması ve daha az girdiyle daha çok üretim yapılması neticesinde yeşil dönüşümün iş dünyası için önemli bir fırsat penceresi yaratacağına da dikkat çekti.
İş dünyasının yenilikçi bir yapıya bürünmesinin, döngüsel ekonomi içerisinde sürdürülebilirliği sağlamanın ve Türkiye’ye katma değer sağlayacak ürünlerin geliştirilmesinin önemine değinen KOSGEB Teknoloji, Yenilik ve Yerlileştirme Dairesi Başkanı Dr. Mehmet Görkem Gürbüz, bu kapsamda yürüttükleri destek programlarının detayları ve başvuru süreçleri hakkında bilgi verdi. KOSGEB’in yeşil dönüşüm çerçevesinde yürüttüğü çalışmaları da anlatan Gürbüz, bu kapsamda farklı AB projeleri ve Türkiye içinde yapılan projelerde yer almak isteyen kurum ve kuruluşların KOSGEB ile bağlantı kurabileceğini söyledi.
EBRD Türkiye Yeşil Ekonomi ve İklim Eylemleri Yöneticisi Emre Oğuzöncül, birlikte çalıştıkları ekonomilerin, sektörlerin ve firmaların Paris Anlaşması hedefleri doğrultusunda iklim-enerji entegre olmasını önemsediklerini ve bu doğrultuda gerçekleştirilen projeleri önceliklendirdiklerini vurguladı. Türkiye’de faaliyetlere başladıkları 2009 yılından bu yana yaklaşık 14 milyar Euro finansman sağladıklarını ve bu meblağ içerisinde 168 yeşil projeye toplam 6,2 milyar Euro kaynak ayırdıklarını ifade eden Oğuzöncül, önümüzdeki dönemde Türkiye’deki yeşil yatırımları sürdürmeyi ve geliştirmeyi amaçladıklarını belirtti.
Avrupa endüstrisinin dijitalleşme ve iklim değişikliği olmak üzere iki büyük meydan okumayla karşı karşıya olduğunu söyleyen Konrad Adenauer Stiftung Politika Danışmanı Oliver Morwinsky ise jeopolitik riskler, piyasadaki bozulmalar, korumacılık ve pandeminin de rekabet gücünü etkilediğini dile getirdi. Yeşil Mutabakat’ın, sürdürülebilirliği AB’nin gelecekteki yatırım stratejisinin merkezine almasının önemine değinen Morwinsky, doğru bir çerçeve ile sürece dahil edilecek KOBİ’lerin yeşil büyümeye katkı sağlayacağının altını çizdi.