YARIN Dergisi’nin konuğu olan SAR Arama Kurtarma Acil Yardım Derneği İzmir İl Temsilcisi Tolga Çelik ve İzmir Temsilci Yardımcısı Mehmet Karakuş: Derneğimizin kapısı gönüllü herkese açık
“Her Şirketin Afet Yönetim Birimi Olmalı”
SAR Arama Kurtarma ve Acil Yardım Derneği, 2008 yılında kuruldu. O tarihten günümüze Türkiye genelinde bini aşkın operasyon gerçekleştirdi. 2 binin üzerinde insan, binin üzerinde de hayvan canı kurtarıldı.
SAR Arama Kurtarma Acil Yardım Derneği İzmir İl Temsilcisi Tolga Çelik ve İzmir Temsilci Yardımcısı Mehmet Karakuş ile kuruluş hikayeleri üzerinden Türkiye’nin afet yönetimi gerçeğini değerlendirdik. Her iki uzman; bu alandaki eğitimlerin çocukluk döneminde başlaması gerektiğini belirtiyor. Konuyla ilgili kamu spotlarının sürekli medya organlarında kullanılması gerektiğinde birleşen uzmanlar, ayrıca şirketlerin afet yönetimi birimleri oluşturmalarını öneriyorlar.
Tolga Bey, sizi tanıyabilir miyiz? TOLGA ÇELİK:
Tolga Çelik, 40 yaşındayım, İzmir’de yaşıyorum. Evli ve 2 çocuk babasıyım. Eğitim sürecimi 2002 yılında Bucharest Unıversıty Of Economıc Studıes/Ase Üniversitesi’nde tamamladım. İş hayatımda özel sektörde itfaiye aracı ve kurtarma aracı üretimi alanında yer alan bir tesiste genel müdürlük yapmaktayım.
SAR Arama Kurtarma ile yolunuz nasıl kesişti ?
TOLGA ÇELİK: SAR Arama Kurtarma ile bağlantım 2003 yılında sektörel bazda katılım sağladığımız Kocaeli Üstyapı Fuarı’nda gerçekleşti. İlk olarak şu anki dernek başkanımız Erdem Veysel Akın ile tanıştım. O güne dek tamamen gönülden hiçbir destek almadan saf ve temiz duygular ile tek hedefi bir cana dokunmak olan vatan ve millete hizmet etmek uğruna mücadele eden böyle bir ekip olduğuna dair hiçbir bilgim yoktu. O günden sonra kendimi bu güzel ekibin içerisinde buldum ve bugüne “Her Şirketin Afet Yönetim Birimi Olmalı” YARIN Dergisi’nin konuğu olan SAR Arama Kurtarma Acil Yardım Derneği İzmir İl Temsilcisi Tolga Çelik ve İzmir Temsilci Yardımcısı Mehmet Karakuş: Derneğimizin kapısı gönüllü herkese açık31 kadar hiç tanımadığım ama herhangi bir operasyonda sırtımı korkmadan dayadığım birçok dostum ve kardeşim oldu hala büyümeye devam eden güzel bir aileyiz.
Toplumun temel afet bilincine sahip olması için neler yapıyorsunuz?
TOLGA ÇELİK: Dernek olarak ülke genelinde pek çok okula eğitimlere gidiyoruz. Ayrıca birçok ildeki kurumlara temel afet eğitimlerini online ve yüz yüze vererek bireyleri deprem başta olmak üzere, afetin ne olduğu, ikincil risklerin nasıl önlenebileceği, afet öncesi, sırası ve sonrasında ne yapmaları gerektiğiyle ilgili bilgilendirmeye devam ediyoruz.
SAR Arama Kurtarma olarak İzmir ekibinin kapasitesi nedir?
TOLGA ÇELİK: SAR Arama Kurtarma Acil Yardım Derneği İzmir İl Temsilciliği, 2020 yılında meydana gelen ve hepimizi derinden yaralayan o üzücü İzmir Depremi’nden sonra oluşumuna başladı. Şu anda hali hazırda İzmir’de 300 kişilik gönüllüsü bulunan, bunlardan 65’inin hafif ve orta arama kurtarma akreditasyon sınavından başarı ile geçmiş bir ekip olarak yoluna devam etmektedir. Aynı hızla yeni katılan gönüllülerimizde eğitim sürecinde akreditasyon sürecine hazırlanmaktadır.
İzmir’de yapılan AFET yönetimi hakkında çalışmaları değerlendirir misiniz ?
TOLGA ÇELİK: Sadece İzmir olarak bakmamak lazım bu soruya, toplumumuz genel olarak daha çok bilinçlenmeli ve farkındalığımızı bu yöne daha fazla çekmemiz gerektiğini düşünüyorum.
İsteyen her birey arama-kurtarma ekibinize katılabilir mi?
TOLGA ÇELİK: Derneğimize üye olmanın en temel kuralı gönüllülük. Görevlendirmeleri yaparken gönüllülerimizin fiziksel ve mental yeterliliğine göre hareket ettiğimiz için kimseyi dışarıda bırakmamaya özen gösteriyoruz.
Örneğin, birinin kan fobisi olabilir, bu durumda afet ortamında kendisini olay yerine müdahale ekibinde değil, ana kampımızda görevlendiriyoruz. Dolayısıyla herkese bir görev ve sorumluluk düşüyor diyebiliriz. Derneğimizin kapısı herkese açık.
Bu ekibe katılmak için temel kural ve eğitimler neler?
TOLGA ÇELİK: Yeni katılımcılar önce bir dizi online eğitimden geçiyorlar, temel afet eğitimleri devam ederken birimimizde fiziksel olarak kendi eğitmenlerimizle verdiğimiz enkaza giriş, makine kullanımı, hafif seviye arama kurtarma ve orta seviye arama kurtarma eğitimlerini sırasıyla alıyorlar. Bu eğitimlerin içerikleri oldukça ayrıntılı ve kişiye yetkinlik kazandırmaya yönelik oluyor.
Ne düzeyde teknik ve pratik bilgi gerektirir? Yaş sınırı var mı?
TOLGA ÇELİK: Derneğimizin herhangi bir teknik ve pratik bilgi beklentisi yok. Beklediğimiz yetkinlikleri yaptığımız eğitimlerle biz kazandırıyoruz. Tabii kişilerin mevcut mesleklerinden edindikleri özel becerileri varsa bu bizim için sevindirici oluyor. Dalgıçlık, iş makinası operatörlüğü ya da herhangi el makinalarında ustalık bu kişilerin nerede görev alabileceği konusunda fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Fakat hatırlatmakta fayda var; bizim için kişilerin en büyük özelliği GÖNÜLLÜ olmaları.
Ülkemizin yaşanan son deprem felaketindeki çalışmalarınızdan kısaca bahseder misiniz?
TOLGA ÇELİK: SAR Arama Kurtarma ve Acil Yardım Derneği olarak yaşanan depremin ilk saatlerinden itibaren enkazlarda çalışmaya başladık. Adana temsilciliğimizdeki arkadaşlarımız afetzede olmalarına rağmen depremin 27’nci dakikasında enkaz üstünden çalışmaya başlamışlardı. Aynı ekip ilk canlımızı da 47’nci dakika enkaz altından çıkarttılar. İzmir ekibi olarak bizler depremden 1 saat sonra Hatay için yola çıkmıştık. Genel olarak 7 il temsilciliğimizden toplam 634 gönüllü personel ile Adana, Hatay, Malatya, Gaziantep ve Kahramanmaraş illerinde aynı anda görev yaptık ve tam 28 gün boyunca enkaz bölgelerinde aktif çalışmalarda bulunduk.
Yaşanan depremde dünyanın farklı yerlerinden gelen aramakurtarma ekipleri oldu. Bu konuda gözlemleriniz neler?
TOLGA ÇELİK: Ekibimiz adına hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim. Gerçekten eşi görülmemiş bir özveri ve yardım isteğiyle uluslararası çağrıyı alır almaz yola koyulmuşlar. Biz İzmir ekibi olarak diğer illerden de arkadaşlarımızla Hatay’da görev yaptık ve burada dünyanın dört bir yanından gelen arama kurtarma ekiplerini görmek bize gerçekten çok büyük motivasyon oldu. Yalnız olmadığımızı, iyi insanların varlığını hatırlattılar. Yemeğimizi, çadırlarımızı, deneyimlerimizi ve fikirlerimizi paylaştığımız ve iletişimi hala devam ettirdiğimiz dostluklarımız oldu. Biz SAR Arama Kurtarma olarak Hatay’da Güney Kore, Meksika, Hollanda, İspanya, Japonya ve Çin ekipleriyle bizzat koordine olduk ve desteklerinden verim aldık. Hepsine canı gönülden tekrar teşekkür ederiz.
Kuruluşunuzdan bu yana operasyon istatistiklerinizi paylaşır mısınız?
TOLGA ÇELİK: SAR Arama Kurtarma ve Acil Yardım Derneği olarak 2008 yılından bu yana Türkiye genelinde bini aşkın operasyon gerçekleştirmiş ve 2 binin üzerinde insan, binin üzerinde de hayvan canı kurtarmış olmanın verdiği gururu yaşıyoruz.
Kaza ve afetlerde vatandaşlardan beklentiniz nelerdir?
TOLGA ÇELİK: Birincil etkilenen kişilerden bir beklentimiz olmuyor tabii ki, bölgede bulunan diğer kişilerden tek beklentimiz yetkililerin yönlendirme ve taleplerine uymaları. Afetlerde en büyük rol bölgede olmayan vatandaşların oluyor. İnsanlarda genel olarak “Orada olmazsam elimden bir şey gelmez” algısı oluyor. Bu çok yanlış bir düşünce. Öncelikle, arama kurtarma bilgisi olmayan ya da genel olarak o atmosferi kaldıramayacak insanların bireysel olarak afet bölgesine akın etmemeleri gerekiyor. İl dışından insani yardım, lojistik ve ekipman gibi desteklerin tedarik edilip bölgedekilere gönderilmesini organize etmek de inanın çok etkili bir yardım yöntemi. Mesela, biz Hatay’daki ilk gecemizde korkunç bir soğukla baş etmek zorunda kaldık ve ertesi sabah İzmir birimimizden yeni bir gönüllü arkadaşımız 12 saat içinde ekibimize polar ve termal giysi sorununu çözerek bir araç malzeme gönderdi. Biz bunu o esnada halledemezdik ve bu kişi bütün ekibin giyim problemini İzmir’den çözdü.
Mehmet Bey, sizi tanıyabilir miyiz?
MEHMET KARAKUŞ: Aile şirketimiz hırdavat sektöründe faaliyet gösteriyor. SAR Arama Kurtarma Acil Yardım Derneği’ne, 2020 İzmir Depremi’nden sonra katıldım. Ben de her derneğimize katılan arkadaşım gibi, ilk önce tanışma toplantısıyla derneğimize katılım sağlamak istediğimi bildirdim. Daha sonra ciddi eğitimlerim başladı. Adana’da iki defa eğitime gittim. İzmir içi eğitimlere katıldım. Tatbikatlara gittim. Bu süreçte Söke ve Çeşme’de yangın operasyonlarına katıldım.
Eğitimlerim sonrasında akreditasyon sınavım bitti. Akabinde üç ay sonra deprem felaketi meydana geldi. Profesyonel ekibimizle beraber Antakya’da görev aldık. Halen İzmir temsilciliğinin lider yardımcısı olarak görev yapıyorum.
İkinizin de bu soruyu değerlendirmenizi rica edeceğim. Deprem sonrası süreçte afet yönetimi konusunda Türkiye’de yapılan çalışmalarda, yapılması gerekenlerle, önceliklendirilmesi gereken hususlar neler? Burada sizin öneri olarak sunmak istediğiniz başlıklar neler ?
TOLGA ÇELİK: Şimdi bu konuyla ilgili şöyle parantez açabilirim. Öncelikli olarak bizim ülkece, halk olarak iyi bir bilinçlendirme çalışmasına ihtiyacımız var. Bu afetlerin bizim coğrafyamızda sürekli olacağını kendi iç bünyemizde pekiştirmemiz ve buna göre karşı yönetim planı geliştirmemiz gerekiyor. Ailelerden başlayarak, toplumu da deprem, sel ve diğer doğa afetlere karşı bilinçlendirmemiz gerekiyor. Toplum olarak sadece iş başımıza geldiğinde “Biz ne yapacağız?” sorusunu kendimize soruyoruz. Bu eğitimleri hayatımızın bir parçası haline getirip, farkındalık seminerleriyle bunu yapıyoruz. Bunun daha fazla, yoğun bir şekilde arttırılması gerektiğini düşünüyorum. Kamu spotu reklamları gibi, nasıl çocuklara akşam saat 9’da “Hadi çocuklar iyi uykular!’ ibaresiyle bir reklam veriyorsak, aynı şekilde dönemsel olarak TV programlarında veya reklam aralarında afet bilinçlendirmesinin sürekli taze tutulması gerektiğini düşünüyoruz.
Şirket yöneticilerine, sahiplerine bu konuda tavsiyeleriniz ne olur? Şirket içi eğitimlerde bu bir başlık olarak yer almalı mı?
TOLGA ÇELİK: Kesinlikle yer almalı. Depremden sonraki süreçte biz şu anda yoğun bir şekilde bizden talep eden firmalarımıza, büyük ölçekli firmalarımıza bu tip destekleri veriyoruz. Kendileri hem eğitim süreciyle alakalı hem de olası bir afet durumunda nerede, nasıl konuşlanmaları gerekiyor, nasıl hareket etmeleri gerekiyor, önceliklerinin ne olması gerekiyor anlamında birçok noktaya değinip, kendilerini eğitmeye çalışıyoruz. Bu ülkemizde, sınırlı sayıda firmanın önemsediği bir nokta. Tekrar aynı noktaya geleceğim, biz ‘Olay anında ne yapabiliriz?’ sorusunu sorup, daha sonraki süreçte sanki hiç olmamış gibi hareket eden bir yapımız var. Bu yapıyı öncelikle değiştirmek gerekiyor.
Deprem özelinde öncelikli olarak şunun bilinmesi gerekiyor: İlk 72 saat yardıma çok fazla ihtiyaç yok. İlk 72 saat sadece canlı çıkartmaya odaklanıp, orada arama-kurtarma faaliyeti gösteren birimlerin önünün açılması gerekiyor.
Halkımızı düzgün anlamda bilinçlendirirsek bu sıkıntıları çözeriz diye düşünüyorum. Özellikle büyük çaplı firmalarımızın kendi işlerinde, birim bazı adı altında ekipler kurması gerektiğini düşünüyoruz. Her şirketin bir afet birimi mi olmalı ?
TOLGA ÇELİK: Kesinlikle olması gerekiyor. Afet birimi olması gerekiyor ve bununla ilgili dönemsel eğitimlerle o ekibi canlı tutmaları gerekiyor. Çünkü biz, yaşamış olduğumuz depremde şunu gördük: Ekip sayısı olarak çok az kaldık.18 yıldan beri bu ekibin içerisindeyim. 18 yıldan beri sürekli olarak kendimizi hazır tutan bir pozisyondayız. Yaklaşık bin kişiye yakın gönüllü bir çalışma arkadaşımız vardı ama bin kişi dahi yetmedi. Her firmanın kendi bünyesinde bir arama-kurtarma birimi veya afet koordinasyon birimi tarzında bir birim kurması halinde, biz olası beklenen İzmir, İstanbul depremi için kafamızda “Bir insanı enkazdan en kısa sürede nasıl çıkarabiliriz” sorusunu oturtmamız gerekiyor.
MEHMET KARAKUŞ: Biz bunu başkanımızla beraber daha önce bir toplantıda görüşmüştük. Önemli olan ‘afet zamanında ne yapacağım?’ değil, afet olmadan ‘ne yapacağım?’ İlk önce kendimizi bu sürecin yönetimine hazırlamamız gerekiyor. Toplum olarak çok çabuk birleşiyoruz ama çok kolay da unutuyoruz. Şirketlerimiz kendi ekibini kurmalı. Kendi ekibini kuramıyorsa, eğitimini aldırmalı. Bu şekiller, bu koşullar sağlanırsa, gerçekten afete hazır bir Türkiye olabilir. Bu tamamen bireyin kendi sorumluluğu. Çocukluktan eğitimlere başlanmalı.
Ekibinize katılarak gönüllü olmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler olur?
MEHMET KARAKUŞ: Ülkemizin aktif deprem bölgesinde yer aldığını ve son yıllarda sel, yangın gibi çeşitli afetlerin de sıkça görüldüğünü unutmamalarını ve vakit kaybetmeden aramıza katılmalarını isteriz. Yapamayacaklarını, yeterli olmadıklarını asla düşünmesinler, SAR’da herkese yer var. Her zaman söylediğimiz gibi “Birlikte daha güçlüyüz!”