Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski, Türkiye açısından kritik önem taşıyan iklim krizi ile mücadele konusunda tüm kesimlerde farkındalığın artırılması gerektiğini söyledi. Küresel bir sorun olan iklim krizinin çözümünün küresel iş birliğinden geçtiğini vurgulayan Kaslowski, “Ekosistemde geri dönülemez etkiler yaratılmaması için IPCC Raporu, sıcaklık artışını 1.5 derece ile sınırlamamız gerektiğine işaret ediyor. Paris Anlaşması’nın temelleri ülkelerin ulusal katkı beyanlarının bu hedefi gözetmesi üzerine kurulu. Oysa analizler, Glasgow’daki yeni taahhütlerle bile küresel ısınmanın 2.4 derece mertebelerine ulaşacağını gösteriyor. Geldiğimiz noktada iklim değişikliği ile mücadeleyi kalkınma ve ekonomi politikalarının merkezine almak artık tüm ülkeler için tercih olmanın çok ötesindedir, bir zorunluluktur” dedi.
“KARBON AZALTIMI YATIRIM PLANLAMALARININ MERKEZİNDE OLACAK”
Bu noktada COP 26 ve Glasgow İklim Paktı’nın önemine işaret eden Kaslowski, 2 derece yerine 1,5 derecenin artık ön plandaki hedef olduğunu belirterek, “Kömür azaltımı ile ilgili bir hüküm uluslararası mutabakatın parçası olmuştur. Paris Anlaşması’nın ruhunu yansıtan umut verici ortak inisiyatifl er açıklanmıştır. Bu kapsamda finans, yatırım ve sigorta kurumlarının açıkladığı stratejiler karbon azaltımını yatırım planlamalarının merkezine taşıyacak. Çok farklı kesimlerden gelen katılımcı profili etki alanının giderek genişlediğini ve baskının daha da artacağını göstermektedir. Ülkelerin katkı beyanlarına ve küresel durum değerlendirmesine yönelik takvim sıkılaşmıştır. Bu süreç, uygulama etkinliğine yönelik takibin ve beklentinin de güçleneceğine işarettir. Bu gelinen aşama ülkemizde yapılan çalışmaların önemini ve zamanlamasını daha da stratejik kılmıştır” ifadelerini kullandı.
“YOL HARİTAMIZI ORTAYA KOYMALIYIZ”
Paris Anlaşması’nın onaylanması ve 2053 karbonnötr hedefinin açıklanmasıyla son derece önemli bir adım atıldığına işaret eden Simone Kaslowski, şöyle devam etti: “Yüzyılın ortasında karbon nötr bir Türkiye için atmamız gereken adımları bilimsel temellerle tarifl emeliyiz. Önümüzdeki 30 yılda uygulamaya geçireceğimiz iklim değişikliği ile mücadele yol haritamızı ortaya koymalıyız. Bu yol haritası tüm politika alanlarında somut eylem tedbirlerini içermelidir. Bu tedbirlerin etki analizleri üzerine inşa edilmesi bütüncül bir yapının tesisine ve etkili uygulamaya katkı yapacaktır. Ülkemizin Ulusal Niyet Beyanı bu yol haritası temel alınarak güncellenmelidir. Bu çerçevede oluşacak takvim yatırım ortamının öngörülebilirliği açısından da kritik önemde olacaktır. Kamu kurumlarımızın çalışmalarına iş dünyasının, STK’ların ve akademinin katılımının uygulama etkinliği açısından son derece kıymetli olduğuna inanıyoruz.”
“Kömür azaltımı ile ilgili bir hüküm uluslararası mutabakatın parçası olmuştur. Paris Anlaşması’nın ruhunu yansıtan umut verici ortak inisiyatifl er açıklanmıştır. Bu kapsamda finans, yatırım ve sigorta kurumlarının açıkladığı stratejiler karbon azaltımını yatırım planlamalarının merkezine taşıyacak. Çok farklı kesimlerden gelen katılımcı profili etki alanının giderek genişlediğini ve baskının daha da artacağını göstermektedir.”