Son dönemde kan kaybı yaşayan kooperatifçilik kültürü, kadınlar tarafından yeniden canlandırılıyor. Kadınlar kooperatifçilik ile ekonomideki gücünü keşfediyor
Son dönemde ortak sorunlarını çözmek için güçlerini birleştirmeleri gerektiğini gören kadın kooperatifleri, hem kendi aralarında hem de yerel yönetimlerle işbirlikleri ile dikkat çekiyor. İzmir’de de olduğu gibi kimi zaman belediye başkanlarının eşleri de takım kaptanlığı yaparak hem bu süreçte farkındalığı arttırıyor hem de sorunların çözümünde emek veriyorlar.
Eczacılıktan lojistiğe, eğitimden tarıma kadar farklı hizmet alanları ve sektörlerde rol alan kooperatifler, ülke ekonomisinin gelişmesine birçok yönden önemli katkılar sağladı, sağlıyor.
Kooperatiflerin toplumsal kalkınmada bu kadar büyük rol oynamalarına rağmen, ülke ekonomilerindeki yerini ve etkisini belirlemekte çeşitli zorluklar yaşandı.
Kooperatiflerin geniş alanlarda ve farklı sektörlerde büyük kitlelere yönelik faaliyet gösteren işletmeler olması ve sağlanan katkının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla(GSYH) ile doğrudan ilişkilendirilmemesi bu zorlukların başında geliyor. Diğer taraftan, kooperatif hareketinin önemi ve büyüklüğünü ortaya koymak için dünya genelinde kooperatifçiliği tanımak için de birçok çalışma yürütülüyor.
Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) Koordinasyonu’nda hazırlanan Dünya Kooperatifçilik Raporu’na göre dünya genelinde 63 ülkeden bildirimde bulunan 2 bin 370 kooperatiften bin 420’si 100 milyon dolar üzerinde ciroya sahip. Raporda, bildirimde bulunan kooperatifler arasında en yüksek ciroya ulaşan ilk 300 kooperatifin toplam cirosunun 2,5 trilyon dolar olduğu belirtiliyor. Bu kooperatiflerin; % 32’si tarım ve gıda, % 40’ı sigorta, % 19’u toptan ve perakende ticaretin % 6’sı ise bankacılık ve finansal hizmetler sektöründe faaliyet gösteriyor.
ICA verilerine göre dünyanın hemen her ülkesinde kooperatifçilik faaliyetine rastlanmakta. Coğrafi konumu, ekonomik ve sosyal gelişmişliği, refah seviyesi ve siyasal sistemi ne olursa olsun hemen hemen bütün ülkelerde kooperatifçilik faaliyetleri görülmekte olup, ekonomisi gelişmiş ülkelerde kooperatifçiliğin daha ileri düzeyde olduğu tespit edildi. Fransa’da 26,1 milyon, Almanya’da 22,2 milyon, Hollanda’da 16,9 milyon, İngiltere’de 14,9 milyon ve İtalya’da 12,6 milyon kooperatif ortağı olması bu bakımdan önemli bir gösterge.
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) 2017 verilerine göre, 80 milyon nüfusa sahip ülkemizde ise 7,5 milyon civarında kooperatif ortağı bulunmakta ve nüfusun kooperatifçiliğe katılma oranı yaklaşık % 9,5 olarak hesaplanmakta. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kooperatifçilik faaliyetleri sosyal ve ekonomik yönden önemini sürdürüyor. Tarımsal üretim ve pazarlamadan, esnaf ve sanatkârın finansman talebine kadar geniş kesimlere işletmecilik alternatifi sunan kooperatifçilik hem üretimde sürekliliğin sağlanması hem de istihdama katkısı bakımından Türkiye ekonomisinde önem arz ediyor. Türkiye’de 2017 verilerine göre 53 bin 259 kooperatif ve 7 milyon 422 bin 994 kooperatif ortağı bulunmakta. Resmi olarak açıklanmasa da bu rakamın bugün 59 bine ulaştığı, üye sayısının ise 6 milyon olduğu ifade ediliyor. Kadın kooperatif sayısı özelinde baktığımızda ise bu rakamın 300’ü geçtiğini görüyoruz.
Pandeminin yarattığı krizde dayanışmanın gücüyle ayakta kalma mücadelesi veren kadın kooperatifleri, pandeminin sağlıklı ve organik ürünlerine ilgiyi artırması fırsatını değerlendirmeye çalışıyor.
İNSAN ODAKLI YAKLAŞIM…
Kooperatifler, bireylerin tek başlarına karşılamaları zor veya mümkün olmayan ihtiyaçlarını karşılıklı yardımlaşma, dayanışma ve işbirliği gibi yollarla, güçlerini birleştirerek gidermek amacı doğrultusunda ortaya çıktığından, kuruluşundan itibaren sosyal ve toplumsal bir özellik gösterirler. Kooperatiflerin yapısında olan bu özellik, onun karar alma ve uygulama mekanizmalarında da kendini gösteriyor. Tam bu noktada, kooperatif girişimlerinin “insan odaklı” olmalarının etkisi önem taşıyor. Bu nedenle kooperatiflerin amacı; en az maliyetle ve en avantajlı biçimde faaliyet gösterilen bölgenin ekonomik, kültürel, sosyal yapısını da gözeterek ve bunlara uygun olarak, çevreye saygılı şekilde ve sürdürülebilir politikalarla ortaklarının ihtiyaçlarını karşılamak olarak belirmekte.
Bu anlamda bir kooperatifin başarısı da yılsonunda elde ettiği karla değil; ortak sayısı, ortaklarına sunduğu hizmet çeşitliliği ve niteliği, faaliyet alanının genişliği, çevreye duyarlılığı, sürdürülebilirliği, istihdam potansiyeli, yarattığı katma değer gibi karın dışında çok farklı kıstaslar esas alınarak değerlendirilir. Birleşmiş Milletler’in yaptığı çalışmaya göre ise, dünya genelinde çok çeşitli alanlarda faaliyet gösteren yaklaşık 800 bin kooperatif ve 1 milyardan fazla kooperatif ortağı bulunmakta.
Bu kooperatifler tarafından 250 milyondan fazla kişiye istihdam sağlandığı tahmin ediliyor.
Tarihi süreçte ülkemizde de Mithat Paşa’nın girişimleriyle başlayan modern kooperatifçilik, Cumhuriyetin ilk yıllarında hukuki ve felsefi destek bularak gelişmiş ve bugünkü niteliğini kazandığını görüyoruz. Kooperatif işletmeler, her ne kadar mevcut 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre bir ticaret şirketi olsalar da, barındırdıkları ilke ve değerlerle, kuruluşlarından tasfiyelerine kadar birçok alandaki farklılıkları sebebiyle diğer şirketlerden ayrı tutulmuş ve bu nedenle kendine özgü kanun ve ikincil mevzuata tabi kılınmış. Tarımsal üretim ve pazarlamadan, esnaf ve sanatkârın finansman talebine, konut ihtiyacından enerji ihtiyacının karşılanmasına kadar geniş bir alanda işletmecilik alternatifi sunan Türk kooperatifçiliği, hem üretimde sürekliliğin sağlanması hem de istihdama katkısı bakımından ülke ekonomisinde önem arz ediyor. Bu nedenle kooperatiflere ilişkin kamusal politika ve çalışmalar nitelik ve nicelik olarak büyük önem taşıyor. Görüldüğü gibi kooperatiflerin sayısal büyüklüğü ve faaliyet alanları kooperatifçiliğin ulaştığı seviyeyi gösteren araçlardan birisi. Ülkemizde de mevcut durumda 37 farklı alanda faaliyet gösteren ve sayısı 53 bini geçen kooperatif ve bunların da 7 milyon 422 bin 994 ortağı bulunmakla birlikte, kamusal hizmet verilen bir alanda doğru ölçme ve yönetme anlayışı çerçevesinde kooperatiflere ilişkin daha tutarlı verilere ulaşmak ve buna göre değerlendirmeler yapmak noktasında önemli gelişmeler yaşanıyor.
VERİLERLE TÜRKİYE’NİN KOOPERATİF GERÇEĞİ
Ticaret Bakanlığı’nın 2017 Mayıs verilerine göre; kooperatif sayısı 13 bin 128, kooperatif birlik sayısı 115, birliklere üye kooperatif sayısı 2 bin 200, kooperatif ortak sayısı 1 milyon 952 bin 307, birlik üyesi kooperatif ortak sayısı 1 milyon 264 bin olarak kayda geçiyor.
Kooperatiflerin % 16,7’si birliklere üye olup, birlik üyesi kooperatiflerin ortak sayısı toplam ortak sayısının % 64,7’si… En fazla üyeye sahip üç birlik; 963 kooperatifle Kredi Kefalet Kooperatifler Birliği, 644 kooperatifle Taşıma Kooperatifleri Birliği, 322 kooperatifle Tarım Satış Kooperatifler Birliği.
Bütün illerde kooperatifler faaliyet gösteriyor. En fazla sayıda kooperatif bulunan il Ankara (940) olup, en az sayıda kooperatif kurulan il Bayburt (14)’tur. Kooperatif sayısına göre en fazla kooperatif bulunan 5 il Ankara 940, İstanbul 670, İzmir 638, Antalya 509, Adana 464. En az sayıda kooperatif bulunan beş il ise Bayburt 14, Ardahan 19, Kilis 27, Gümüşhane 32 ve Bingöl 33 olarak sıralanıyor. Faal kooperatiflerde ortak sayısı en fazla olan il İstanbul olup, bunu sırasıyla İzmir, Bursa, Ankara ve Ordu izliyor.
“Kanaatim odur ki, muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak, maddi ve manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir. Yoksa bir zayıf ile bir kuvvetlinin birleşmesinden bahsetmiyorum. Birleşmenin böylesi zayıf olanın kuvvetliye esir olması demektir. Ege iktisat mıntıkasındaki bütün insanların hasılalarını ve gayretlerini birleştirmesi muhakkak feyizli neticeler verecektir. Türkiye’nin say, hayat ve mevcudiyetini mütalaa edince birleşmeden mütevellit fayda ve menfaatlerin çok büyük olacağı kanaatına varacağınızdan şüphe etmiyorum. Müstahsillerin birleşmesinden şahsi menfaatlerinin haleldar olacağını düşünenler tabii şikâyet edeceklerdir.”
Mustafa Kemal ATATÜRK İzmir, 1 Şubat 1931
KOOPERATİFLERDE ÖRGÜTLENEN KADINLAR KATMA DEĞER YARATIP DÜNYAYA KAFA TUTUYORLAR
Bu süreçte Türkiye’nin dört bir yanında kurulan 300’ün üzerindeki kadın kooperatifinde, kadın emeği üretime, üretim de katma değere dönüşüyor. Kadınlar bu süreçte ekonomideki gücünü yeniden keşfediyor.
Kooperatif çatısı altında örgütlenen kadınlar üretiyor, ev ekonomilerine katkıda bulunuyor, bölgelerinde kırsal kalkınma ruhunun fitilini ateşliyor. Bu kadınlar güçbirliği yaparak kendi bölgelerinin gelişimine sosyal, ekonomik ve kültürel açılardan katkıda bulunuyor. Kadın kooperatifleri, geleneksel gıda ürünlerinin üretimi ve pazarlanmasından kadınların el emeği ile ürettikleri ürünlerin değerlendirilmesine, hayvansal ve tarımsal üretimden ekolojik turizm faaliyetlerine, yaşlı, engelli ve çocuk bakımından catering hizmetlerine kadar pek çok alanda faaliyet gösteriyor.
Son dönemde ortak sorunlarını çözmek için güçlerini birleştirmeleri gerektiğini gören kadın kooperatifleri, hem kendi aralarında hem de yerel yönetimlerle işbirlikleri ile dikkat çekiyor. İzmir’de olduğu gibi kimi zaman belediye başkanlarının eşleri de takım kaptanlığı yaparak hem bu süreçte farkındalığı arttırmak hem de sorunların çözümünde emek veriyorlar.
PANDEMİYİ FIRSATA ÇEVİRME MÜCADELESİ…
Pandeminin yarattığı krizde dayanışmanın gücüyle ayakta kalma mücadelesi veren kadın kooperatifleri, pandeminin sağlıklı ve organik ürünlerine ilgiyi artırması fırsatını değerlendirmeye çalışıyor.
Katkısız, doğal, sağlıklı, kaliteli ve bağışıklık güçlendirici ürünlere artan talebi karşılıyor. Kadın kooperatifleri, tarımsal üretimde katma değeri yüksek ürünlerin üretimine yöneliyor. Kimisi ekinazya üretiyor. Kimisi moringanın Türkiye tarımına ve sanayine katkısı için çalışıyor.
Kimi zaman ise bölgenin coğrafi işaretli ürününün üretimi ile dikkat çekiyorlar. Elektriklerini güneş enerjisinden sağlayıp, atıklarından solucan gübresi yapıyor, tekrar tarımda kullanıyorlar. İlaçsız bağlardan topladıkları taze yapraklar ile yaptıkları salamuraları çözüm ortakları kadınlarla kısmi butik üretimini yapıyor ve pazarlıyorlar. Son dönemde markalaşma ve kurumsallaşma çalışmalarına da odaklanan kadın kooperatifleri, dünyaya mal satıyorlar.
Kadın kooperatifleri, bu kapsamda başta Ticaret Bakanlığı’nın Kooperatifçilik Destek Programı (KOOP-DES) ile kalkınma ajansları destekleri olmak üzere ilgili Bakanlıkların gerek hibe gerekse ortak proje desteklerinden yararlanmaya odaklandıklarını görüyoruz. Bu kapsamda Avrupa Birliği projeleri de yakından takip ediliyor.
AKTİF KADIN KOOPERATİF SAYISI 295
Türkiye’de 59 binden fazla kooperatif faaliyet gösteriyor. Ortak sayısı ise 6 milyonu aşıyor. Ticaret Bakanlığı verilerine göre bugün 295 adet aktif kadın girişimi üretim ve işletme kooperatifi mevcut olup bunların toplamda 3 binin üzerinde katılımcı ortakları bulunuyor. Bunlar doğrudan kadın emeği ve girişimciliğine odaklanan kooperatifler olarak dikkat çekiyor. Ayrıca Ticaret Bakanlığı’nın yetki alanında 30’ü aşkında türde kurulmuş, ortak sayısı 1,3 milyonun üzerinde olan toplam 8 bin 750 kooperatifte, çok sayıda kadın girişimci yer alıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre ise Bakanlığın bünyesinde hali hazırda ortakları ve yönetimi kadınlardan oluşan 34 ilde kurulu 43 adet tarımsal kalkınma kooperatifi ve bu kooperatiflerin 2 bin 683 ortağı var. Kurulan bu kooperatiflerin 18’i pozitif ayırımcılık gözetilerek Genel Bütçe ve Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesi kapsamında desteklendi. Tarım Bakanlığı yetki alanında farklı türlerde kurulan kooperatif sayısı 11 bin 500 civarında.
3500 YENİ KOOPERATİF YOLDA…
Kadın kooperatiflerinin kurulmasının teşvik edilmesi çerçevesinde eğitim çalışmalarına yönelik yeni projeler gündemde. AÇSHB ve Tarım Bakanlığı’nın iş birliğinde bu yıl başlatılması düşünülen Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi’ne ilişkin de hazırlıklar sürüyor. Sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, sendikalar ve üniversitelerin içinde olduğu proje ile 3 bin 500 kooperatif kurma veya ortağı olma potansiyeli bulunan kadın ile bin 500 kooperatif ortağı olan kadına kooperatifçilik ve kadının güçlenmesi eğitimi verilecek.
KOOPERATİFÇİLİK SEKTÖR ANALİZİ ÇALIŞMASINA BAŞLADIK
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, kooperatiflerin yalnızca sayılarını değil, özellikle yetkinliklerini ve etkinliklerini artırmak adına, her türlü yasal, idari ve teknik çalışmayı, kooperatiflerin ve bunların merkez birlikleri ile istişare halinde büyük bir hassasiyetle yürüttüklerini söyledi. ‘Kooperatifçilik Sektör Analizi’ çalışmasına başladıklarını, çalışmanın sonuçlarına göre ileride ilave adımlar atacaklarını belirten Pekcan, KOOP-DES Projesi’ne dikkat çekerek “Burada esas olan kooperatiflerimizin etkin bir iş planı ile hareket etmeleri, kurumsallıklarını artırmaları ve devletimizin sağladığı imkanlardan bilinçli şekilde faydalanmaları” dedi.
TOPLAM BÜTÇE 15 MİLYON TL
KOOP-DES programına gösterilen ilgiden memnun olduklarını belirten Pekcan, 3. etap değerlendirmelerin de tamamlandığını söyledi. Programın niteliği gereği önceliği kadın emeğini değerlendirme üzerine kurulmuş kadın kooperatiflerine verdiklerini dile getiren Pekcan, “Üçüncü etapta yapılan değerlendirmeler sonucu 22 ilimizde 43 kadın kooperatifimiz hibe desteği almaya hak kazandı. Bu sayı 2. etap değerlendirmelerinde 20 ilimizden 40 kadın kooperatifi idi.
İlk etapta ise bu sayı 11 ilimizde 54 kadın kooperatifiydi. Toplamda 15 milyon TL’lik bütçeyi ayırdık. Önceliğimiz katma değerli üretim odaklı projeler oldu” dedi.
KRİZLERE EN DAYANIKLI KURUMLAR KOOPERATİFLER
İhtiyaçlar ve yaşanan gelişmelere paralel olarak farklı türde kooperatiflerin ortaya çıktığını vurgulayan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, günümüzde Fikri mülkiyet hakları ve proje danışmanlığı kooperatiflerinden, bilimsel araştırma ve geliştirme kooperatifleri ile enerji kooperatiflerine kadar çok çeşitli alanlarda farklı ihtiyaçlar için kurulmuş kooperatifler olduğunu kaydetti. 2000’den günümüze yıllık kooperatif kuruluşunun 400-500 arasında gerçekleştiğini söyleyen Bakan Pekcan, “Son
20 yılda krizlere ve ekonomik dalgalanmalara en dayanıklı kurumların kooperatifler olduğu görüldü. Dünyada yaşanan gelişmelere paralel olarak Türkiye’de de finansal açıdan güçlü ve güvenilir modeller uygulanmaya başlandı. Kooperatifçilik ülkemizde de yenilenebilir enerji, sigorta ve kadın girişimi gibi daha yeni alanlarda artıyor” dedi.
“İHRACATÇI KOOPERATİFLERİN ARTMASINI HEDEFLİYORUZ”
Kooperatifçilik ekonomik potansiyellerin harekete geçirilmesi bakımından çok etkili bir üretim modeli. Bu model ekonomik hayata atılmak isteyen kadınlarımız için büyük avantaj sağlıyor. Kadınlarımız, kooperatifler bünyesinde kurumsal bir ortamda emeği üretime, üretimi de katma değere dönüştürme fırsatı yakalıyor. Kadınlarımızın işgücüne katılma oranı geçtiğimiz sene % 34,4 düzeyinde idi. Bu önemli bir rakam olmakla birlikte bunu çok daha ileri seviyelere çıkarmak için tüm aktörler olarak çalışıyoruz. Özellikle kadın emeğini esas alan kadın kooperatiflerine baktığımızda, bu yapıların istihdam yaratma ve yoksullukla mücadele konularında büyük önem arz ettiğini değerlendiriyorum.
Kadın kooperatifleri, kadın girişimcilerin, ürettikleri mal ve hizmetlerin pazarlanması ve üretimini kolaylaştırıyor. Bölgesel kalkınmanın hızlandırılmasına yönelik işlevleri de var. Ülkemizde ekonomik ve mali yapısı sağlam, ulusal ve uluslararası rekabet gücü yüksek, üretim, pazarlama ve hizmet kapasitesi yaygın ve ihracat yapan kooperatiflerimizin artmasını hedefliyoruz.”
KOOPERATİFLERE 9 AYDA 35 MİLYAR TL KREDİ
Türkiye’de eğitimden sağlığa, konuttan sigortacılığa, ulaşımdan tarımsal kalkınmaya, enerjiden kadın girişimciliğine kadar 40’a yakın sektörde faaliyet gösteren kooperatif bulunduğuna değinen Pekcan, Bakanlığın görev alanı kapsamında, toplamda yaklaşık 1,4 milyon ortağı olan 8 bin 750 kooperatifin faaliyet gösterdiğini hatırlattı. Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) ortaklığı ile yayımlanan bir rapora göre, dünyanın ciro bazında en büyük 300 kooperatifinin toplam cirosunun 2 trilyon dolar civarında olduğunu ancak bu listede Türkiye’den kooperatif bulunmadığına vurgu yapan Pekcan, “Bizim de hedefimiz burada da Türkiye’den kooperatiflerin yer almasını sağlamak” dedi.
Kooperatifleri dünya standartlarında aktörler haline getirmeye çalıştıklarını anlatan Pekcan, sayılarının artmasından ziyade güçlü ve etkin yapılar olarak faaliyette bulunmalarının önemli olduğunu kaydetti.
Pekcan, “Yerel ve geleneksel ürünlerin üretimi ve pazarlanması, kadınların iş hayatında daha fazla yer alabilmesi, başta kadınlar olmak üzere dezavantajlı grupların istihdamı, yöresel ürün ve kültürel değerlerin ekonomiye ve turizme kazandırılması, kaybolmaya yüz tutmuş meslek kollarının korunması, yoksullukla mücadele gibi alanlarda yaratılan katma değer, yerel ve bölgesel kalkınmayı hızlandırmaktadır. Bu bakımdan özellikle ‘kadın kooperatifleri’ ve ‘Kalkınma kooperatiflerimize’ büyük sorumluluk düşmektedir. Biz de Bakanlık olarak kooperatiflerimizi kurumsal yapısı güçlü,çağın ekonomik koşullarıyla uyumlu, sürdürülebilir kalkınmaya hizmet eden, dünya standartlarında ekonomik aktörler haline getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
“HEDEFİMİZ KADIN KOOPERATİFLERİMİZİN ÜRETİM VE İHRACATTA DAHA FAZLA YER ALMASI”
Pekcan, “Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde kooperatifçiliğin üretimde ve ihracatta ne kadar öncü rol üstlendiğini hep beraber görüyoruz. Biz de kooperatiflerimizin, özellikle de kadın kooperatiflerimizin üretimde ve ihracatta daha fazla yer almasını hedefliyoruz. Ayrıca bilişim alanında da kadınların faaliyet göstermesini, kooperatifleşmesini önemsiyoruz” dedi.
Yerel, yerinde, doğal, ekolojik ve çevreye duyarlı üretimin ne kadar önemli bir faaliyet olduğunu, istendiğinde ve bir araya gelindiğinde nasıl bir katma değer yaratıldığını birçok başarılı kooperatif örneğinde gördüklerini anlatan Pekcan, tek başına bir girişimcinin veya küçük işletmenin cesaret edemediği veya altından kalkamayacağı ölçekte bir üretimin, el birliği yaparak örgütlenen kooperatifler eliyle kolaylıkla hayata geçtiğini, üretime ve ihracata katkı sağlandığını kaydetti.
KADIN İSTİHDAMININ ANAHTARI KADIN KOOPERATİFLERİ OLACAK
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın hem kadınların istihdama katılımını arttırmak hem de kadınların güçlenmesi için hayata geçireceği “Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi” ile Türkiye’de kadın kooperatiflerin sayısı daha da artacak.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Türkiye’de kadın kooperatiflerinin giderek yaygınlaştığını söyledi. Cumhurbaşkanlığı 100 Günlük İcraat Programında ‘Kadın kooperatiflerinin güçlendirilmesi’ hedefine yer verildiğini, bu kapsamda Ticaret Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı işbirliğinde 2018 yılında protokol imzaladıklarını hatırlatan Bakan Selçuk, “Son 2 yılda 81 yeni kadın kooperatifi kurduk” dedi. Kadınlarımızı çok yönlü olarak destekliyoruz” dedi.
Bakan Selçuk, 2021’de hayata geçirilecek “Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi” ile kadınların işgücüne katılımının artırılmasına katkı sunmayı ve kadın kooperatifçiliğini teşvik etmeyi hedeflediklerinin altını çizdi. Selçuk, “3 bin 500 kooperatif kurma/ortağı olma potansiyeli olan kadına kooperatifçilik eğitimi, bin 500 kooperatif ortağı olan kadına kooperatifçilik ve kadının güçlenmesi eğitimi, 3 bin kooperatif ortağı olan erkeğe kadının güçlenmesi eğitimi vermeyi planlıyoruz.
Ayrıca, 1000 kadına yönelik danışman havuzu oluşturmayı ve danışmanlık hizmeti eğitimi vermeyi hedefliyoruz. Bu süreçte danışmanlarımızın kadınlarımıza mihmandarlık yapmasını önemsiyoruz. Danışmanlık hizmeti ile kadın kooperatifçilerin daha etkili ilerleyeceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
AVRUPA’DA İKİNCİ SIRADAYIZ
Bugün toplam 6,3 milyona yakın kooperatif ortağı ve 38 farklı türde 50 bini aşkın kooperatif ile Türkiye olarak kooperatif sayısı itibarıyla İtalya ve İspanya’dan sonra Avrupa’da üçüncü sırada yer aldığımızı belirten Selçuk, “Kadınlar açısından kooperatifleşmenin ayrıca üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu biliyoruz” dedi. Kadın kooperatiflerinin son yıllarda dünyada bir model olarak ortaya çıkmaya başladığını, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü gibi uluslararası kuruluşların kadın kooperatiflerine özel önem gösterdiğini belirten Selçuk, Türkiye’de gelecek dönemde kadın eliyle fark oluşturan bir üretim ve ticaretin yayılacağını düşündüğünü, bunda kadın kooperatiflerinin öncü rol oynayacağına inandığını belirtti.
KOOP-DES İLE İLK ETAPTA 5.4 MİLYON TL HİBE VERİLDİ
KOOP-DES kapsamında kooperatiflerin başvurularından kabul görenlere ilk etapta yapılan değerlendirmeler sonucu, 11 ilden 54 kadın kooperatifi, toplam bedeli 7,3 milyon TL olan projelerinden 5,4 milyon TL’si Bakanlıkça hibe destek olarak karşılanıyor. Verilen hibe desteği büyük oranda kooperatiflerin makine ve ekipman alımlarına yönelik hibe desteği oldu. Makine ve ekipman haricinde de farklı türden yöresel ürünlerin üretimine yönelik altyapının kurulması yönünde destekler sağlandı.
KOOP-DES çerçevesinde kooperatiflerin proje tutarlarının kalkınmada öncelikli yörelerde % 75’i, diğer bölgelerde % 50’si ve kalkınmada öncelikli yöre şartı aranmaksızın ortaklarının en az % 90’ını kadınların oluşturduğu kooperatiflerde de % 75’i Ticaret Bakanlığı’nca hibe olarak karşılanıyor.
Kooperatiflerin sunacakları proje başvurularında hibeye esas proje tutarlarında üst sınır kooperatiflerin mal alımlarında 200 bin TL, hizmet alımlarında 30 bin TL, nitelikli personel istihdamında yıllık bir personel için 30 bin TL, iki personel için toplam 60 bin TL olarak uygulanıyor.
POZİTİF AYRIMCILIK VURGUSU
Tarım ve Orman Bakanlığı Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı (KKYDP) kapsamında verilen desteklerde üst limit tüzel kişilikler için 2,5 milyon TL olarak belirlenirken, destekten Bakanlık sistemlerinde üretici/ yetiştirici olarak kayıtlı gerçek ve tüzel kişiler; bireyler, şirketler, tarımsal amaçlı kooperatif, birlik ve üst birlikler yararlanabiliyor.
Diğer taraftan, IPARD Programı’nda üretici örgütleri ve kooperatiflerle ilgili bütün yatırım tedbirlerinde pozitif ayrımcılık bulunuyor.
Üretici örgütleri için baz hibe oranı 101 tedbirinde % 60, 103 tedbirinde % 50, 302 tedbirinde % 65. Mevcut uygulamada baz hibe oranı 101, 103 ve 302 tedbirinde sırasıyla % 50, % 40 ve % 55 düzeyinde.
Ayrıca, IPARD sıralama kriterlerine göre başvuru sahibi üretici örgütü ise ya da hakim ortağı üretici örgütü olan bir tüzel kişilikse, 101 tedbiri için 20 puan,103 tedbiri için 25 puan, 302 tedbiri için 15 puan alıyor. Ayrıca Kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık kapsamında sıralama kriterlerinde ekstra puan veriliyor.
2021-2025 DÖNEMİNDE ÖN PLANA ÇIKAN DESTEKLEME BAŞLIKLARI
Kırsal kalkınma destekleri kapsamında 2021-2025 yıllarını kapsayan dönemde tarımsal amaçlı kooperatif ve birliklerin de yararlanabileceği başta makine parkları olmak üzere bazı desteklerin verilmesi planlanıyor. Dördüncü dönem (2021-2025) Kırsal Kalkınma Destekleri Kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımlar ve Kırsal Ekonomik Altyapı Yatırımlarının Desteklenmesine İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararı 28 Temmuz 2020’de Resmi Gazete’de yayımlanırken, bu kapsamda tebliğ çalışmaları devam ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2021 plan bütçe sunumundan da edinilen bilgiye göre önümüzdeki dönemde, doğal kaynaklar ve çevrenin korunmasını dikkate alarak kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayi entegrasyonunun sağlanması için mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi, tarımsal pazarlama altyapısının geliştirilmesi, geriye dönük izlenebilirliğin sağlanması ve gıda güvenilirliğinin güçlendirilmesi, kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması, kırsal ekonomik altyapının güçlendirilmesi, tarımsal faaliyetler için geliştirilen yeni teknolojilerin üreticiler tarafından kullanımının yaygınlaştırılması ile kırsal ekonomik altyapı yatırımlarının desteklenmesi hedefleniyor.
PROJE DEĞERLENDİRMEDE KADIN VE GENÇ GİRİŞİMCİLER ÖNCELİKLİ OLACAK
Ayrıca bunların yanı sıra tarımsal ürünlerin işlenmesi, kurutulması, dondurulması, depolanması ve paketlenmesi, aile işletmeciliği faaliyetlerinin geliştirilmesi, su ürünleri ve ipekböceği yetiştiriciliği, tarımsal amaçlı kooperatif ve birlikler için makine parkları, yenilenebilir enerji üretimine bağlı olmaksızın yeni seraların yapılması, kanatlı yetiştiriciliği faaliyet konularına da destek verilmesi planlanıyor. Projelerin değerlendirilme aşamasında kadın ve genç girişimcilere öncelik sağlanması öngörülüyor.
“KADIN KOOPERATİFLERİYLE İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ”
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Dr. Fahrettin Poyraz da bu alanda yaptıkları çalışmaları
“Kadın kooperatifleri ile işbirliği yapılıyor, TK Birlik A.Ş. tarafından ürünlerin nasıl üretilmesi gerektiği, üretim maliyetleri ve ambalaj tasarım çalışmaları ile ilgili danışmanlık desteği veriliyor. Çalışmalar sonucunda çıkan ürünler Tarım Kredi Kooperatif marketlerinde tüketicilere arz ediliyor. İşbirliği yaptığımız kadın girişimci ve kooperatiflerine tüm marketlerimizde özel bölümler oluşturarak destek vermeye devam ediyoruz. Toplamda 15 kadın kooperatifi ve kadın girişimi ile ortaklığımız devam ediyor İşbirliği yaptığımız kadın kooperatiflerinin 26 kalem ürünü marketlerimizde satılıyor” dedi.
KOOPERATİFLER, YURTDIŞINA AÇILMAK İÇİN FON DESTEĞİNE İHTİYAÇ DUYUYOR
Türk Kooperatifçilik Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Haşim Özüdoğru, f inansman yapılarının güçlendirilmesiyle sınırlı sermaye ile kurulan kooperatiflerin piyasada etkinlik kazanabileceğini söyledi. Kooperatifleri sürekli kamusal desteğe bağımlı hale getirmeden, başlangıç sermayesi niteliğinde, üretim ve istihdamı artıracak, pazarlama faaliyetlerini kolaylaştıracak projelerle hibe desteği verilmesinin önemine dikkat çeken Prof. Özüdoğru, şunları kaydetti:
“Desteklerle kooperatiflerin daha etkin ve verimli çalışması sağlanarak, başarılı kooperatifçilik uygulamalarının olduğu gelişmiş ülkelerdeki gibi, ekonomik katma değerin artırılması, kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi, işsizliğin azaltılması ve insan kaynağı kapasitesinin geliştirilmesi sağlanabilir. Ek olarak iş gücü piyasasında yeterince yer almayan ve dezavantajlı gruplar arasında olan kadınların emeğinin değerlendirilerek ekonomiye kazandırılması gerekiyor. Kooperatifler, ihracatla birlikte yurt dışına açılmaları için fon desteğine ihtiyaç duyuyor.”
KADIN KOOPERATİFLERİNİN GELİŞİMİ
Türkiye’de ilk kadın kooperatifi 1999 yılında kuruldu. Küçük ölçekli, ortak sayıları çoğunlukla 25’in altında olan kadın kooperatifleri, ortakları tarafından aktif şekilde sahipleniliyor. Dünya Bankası tarafından Türkiye’deki kadın kooperatifçiliğinin gelişimine yönelik hazırladığı raporda; şu değerlendirmelerde bulunuldu: “Ortakların kooperatif içinde yönetişim ve liderlik süreçlerine katılımları güçlüdür. Kadın kooperatiflerinin en önemli destek kaynağı kendileridir; bu destek eğitim, fon veya dayanışma niteliğinde olabilmektedir. Kadın kooperatiflerinin Türkiye’deki genel kooperatifçilik sektörü ile veya kamu kurumları ile ilişkileri kuvvetli değildir. Birçok iç ve dış güçlükle karşılaşmakta, bu da kapanmalarına neden olabilmektedir.
Başlıca iki güçlük, mali güçlükler, özellikle sermaye oluşturma ve kadın kooperatiflerine yönelik genel anlayışın yetersiz olmasıdır. Kadın kooperatifleri ayrıca iş yönetimi becerilerinin ve operasyonel kapasitenin yetersizliği, kooperatiflerin en iyi ne şekilde ortaklarının yararına hizmet edebileceği ile ilgili yeterli bilgilerinin olmaması gibi çeşitli iç güçlüklerle de karşılaşmaktadırlar. Kadın kooperatifleri küçük ölçeklidir; ortak sayıları çoğunlukla 25’in altındadır. Bu kooperatifler ortakları tarafından aktif şekilde sahipleniliyor olmasının önemli olduğu düşünülmektedir; ortakların kooperatif içinde yönetişim ve liderlik süreçlerine katılımları güçlüdür. Kadın kooperatiflerinin en önemli destek kaynağı kendileridir; bu destek eğitim, fon veya dayanışma niteliğinde olabilmektedir. Kadın kooperatiflerinin Türkiye’deki genel kooperatifçilik sektörü ile veya kamu kurumları ile ilişkileri kuvvetli değildir. Birçok iç ve dış güçlükle karşılaşmakta, bu da kapanmalarına neden olabilmektedir.
Başlıca iki güçlük, mali güçlükler, özellikle sermaye oluşturma ve kadın kooperatiflerine yönelik genel anlayışın yetersiz olmasıdır. Kadın kooperatifleri ayrıca iş yönetimi becerilerinin ve operasyonel kapasitenin yetersizliği, kooperatiflerin en iyi ne şekilde ortaklarının yararına hizmet edebileceği ile ilgili yeterli bilgilerinin olmaması gibi çeşitli iç güçlüklerle de karşılaşmaktadırlar. Kadın kooperatifleri, bu güçlüklere rağmen Türkiye genelinde bireyler, aileler ve toplumlar üzerinde önemli etkiler yaratmıştır ve yaratmaya devam etmektedir.
Kadınlar araştıma kapsamında kooperatiflerin etkilerine ilişkin kişisel deneyimleri hakkında derinlemesine bilgi vermişlerdir. Ayrıca ailelerinde (örneğin çocukları ve eşleriyle), hem yereldeki kadınlar hem de yerel toplumun geneli açısından toplum içindeki etkilere değinmişlerdir. Burada etki, kadınları güçlendirme, hayatboyu eğitim ve öğrenmeye katkı ve işgücüne katılım yoluyla gelir etmelerinin desteklenmesi olarak yorumlanmaktadır. Ve bunların tek başına ele alınmaması gerektiği düşünülmektedir.
Bunlar birbirini güçlendirmekte ve kadın kooperatiflere ortak olan ve yararlanıcı konumundaki kadınların yaşamlarında çarpan etkiler yaratmaktadırlar. Türkiye’de kadın kooperatiflerine yönelik destekleyici altyapıya, yani yasal ortam ve destek programlarına ilişkin olarak ortaya çıkan başlıca bulgu, kooperatiflere ve/ veya kadın girişimciliğine yönelik kanunların, politikaların ve programların kadın kooperatiflerini dikkate almıyor olmasıdır. Örneğin, kadınlar bir çok girişimcilik eğitimlerinin bulunmasına rağmen kooperatif içi işletme ve yönetişim konularına yönelik programların eksikliğini hissetmektedirler. Türkiye, Hükümeti kooperatif mevzuatını uluslararası mevzuatlara uyumlaştırmaya çalışmaktadır. Bu kapsamda, kadın kooperatiflerinin sosyal ve ekonomik amaçlı kendilerine has yapılarının da anlaşılmasına ve tanınmasına ihtiyaç vardır.”
KOOPERATİFLERİN BİRBİRLERİNDEN ÖĞRENECEKLERİ ÇOK ŞEY VAR
2002’den başlayarak ‘Kadın Kooperatifi’ modelini geliştiren ve bir ana sözleşme ve kooperatifleşme el kitabı hazırlayan Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı(KEDV) Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi Şengül Akçar, kooperatiflerin birbirlerinden öğrenmeleri, kendi aralarında işbirlikleri geliştirmeleri ve ortak sorunları için güçlerini birleştirmeleri için aralarındaki iletişimi güçlendirmeye çalıştıklarını söyledi. Akçar, kadın kooperatiflerine genellikle acil ihtiyaçları ve işlerini büyütmeleri için gerekli araç gereç ve uzmanlık desteği alabilmeleri için mali destek sağladıklarını da söyledi. Akçar, Kadın Kooperatifleri Kapasite Geliştirme Destekleme Fonu’nu oluşturduklarını da belirterek, “KEDV gönüllüleri ve bağışçılarının desteğiyle oluşturulan ve Ekim ayında çağrıya çıktığımız Fona, toplam 53 başvuru yapıldı. Yapılan başvurular, iki aşamada ve bağımsız bir değerlendirme komitesi tarafından değerlendirildi. Puan sıralamasına göre ilk 26 kooperatif fon almaya hak kazandı. Herkes için daha iyi bir dünya diyerek, hibe desteğimizin sürekli hale gelmesi için kaynak yaratmayı ve bu Fonu büyüterek devam ettirmeyi hedefliyoruz” dedi.
“DESTEK MEKANİZMALARI SİSTEMLİ OLMALI”
Akçar, bu konuda şu değerlendirmelerde bulundu: “Dünyaya baktığımızda ise kooperatifler sosyal olarak da bir güçlenme aracı olarak görülüyor ve bu nedenle sosyal kooperatifler hızla yaygınlaşıyor. Türkiye’de bu tartışmalar kadın kooperatifleri deneyiminin ışığında başladı; ancak hızla gerekli mevzuat düzenlemelerinin yapılması ve destek programlarının sistemli hale getirilmesi gerekiyor. Bu kooperatiflerin güçlendirilmesi ve ekonomideki payının artması için finans ve teknoloji, bilgi ve pazara erişim konuları kritik. Kadın kooperatiflerinin sayısının arttırılmasından çok bu ihtiyaçlara cevap verecek ekosistemin yaratılması önemli.”
KADIN ELİNDEN, 300’DEN FAZLA KADIN ÜRETİCİYLE ÇALIŞIYOR
Kadınların Elinden, Sabancı Üniversitesi öğrencileri tarafından 2018’de kuruldu. Anadolu’daki kadın üreticilerin doğal, organik ürünlerini büyük pazarlarla buluşturan bir sosyal girişim olma özelliğine sahip.
Platformun kadın üreticileri destekleme yöntemi üç aşamalı bir döngüden oluşuyor. Aşamalardan ilki kadın üreticileri desteklemek. Ekipman, kavanoz, lojistik, kampanya, üretim, laboratuvar testleri, stratejik planlama vb. birçok temel yapı taşı Kadınların Elinden olarak üstleniliyor ve kooperatifler üretime hazırlanıyor. Devamındaki aşamada üretimine katkı sağladıkları kadın kooperatiflerinin ürünlerini alıyorlar.
Son aşama ise kadın üreticilerin ürünlerini hem bireysel müşterilerle hem de kurumsallarla buluşturarak üretim hacmini artırmak ve daha büyük etki yaratmak için daha çok kadın üreticiye ulaşmaktan oluşuyor. Kadınların Elinden, 20’ye yakın kadın kooperatifi, 300’den fazla kadın üreticiyle çalışıyor. Sosyal girişim bu alandaki çalışmalarını “160’dan fazla Ar-Ge’sini geliştirdiğimiz, laboratuvar testleri yapılmış doğal ve organik, katkısız ürün çeşidimiz var. Pandemi döneminde sağlıklı beslenmenin önemi benimsendi. Kadın üreticilerimizin ürettiği katkısız, doğal birçok bağışıklık güçlendirici, sağlıklı ürünlerimiz kullanıcılarımız ve kurumsal değer ortaklarımız tarafından ekstra ilgi gördü. Kurumsal şirket çalışanları için hazırladığımız ‘Bağışık Güçlendirici Paket’ler çalışanlarının sağlığına ve motivasyonuna ekstra dikkat eden şirketler tarafından büyük ilgi gördü” diye aktarıyor.
Türkiye’de kooperatifçilik uygulamalarının temeli çok eskilere dayandırılabilir. Kooperatifçiliğin karşılıklı yardım, dayanışma ve fedakârlık gibi ilkeleri, Türk milleti için geçmişten beri mevcut olan imece kültürü ile benzerlik gösteriyor. Dolayısıyla, imecenin teşkilatlanmamış kooperatifçilik olduğu varsayılabilir. Kooperatifçilik için bir diğer esin kaynağı da, 13. yüzyılda Anadolu Selçukluları döneminde ortaya çıkan Ahi Birlikleri. Bu birlikler, esnaf ve sanatkârların meydana getirdikleri meslek kuruluşları.