“İklim Değişikliğine Küresel Bakış ve Krizleri Yönetmek” panelinde konuşan Klimatolog ve Kanada Western Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Gordon McBean, küresel zorlukların birbiri ile entegre olduğuna ancak yanıtların çok dağınık verildiğine dikkat çekti. İklim değişikliği ile mücadelede bu şekilde çözüme ulaşılamayacağının altını çizen McBean, “Bu çözüm değil, felaketin reçetesi” dedi.
Doğal afetlerin önüne geçmek için harekete geçmek ve iklim kriziyle mücadeleye yatırım yapmak gerektiğini vurgulayan McBean, bunun için öncelikle küresel iş birliğini tesis edilmesi gerektiğini vurguladı. Yaşamın siyasal çıkarlardan çok daha öncelikli olduğunu kaydeden McBean, uluslararası anlamda iş birliği yapmanın önemini anlattı. Bir ülkenin faaliyetinin komşu ya da diğer ülkelere zarar vermemesi gerektiğine dikkat çeken McBean, bilimsel temelli kuruluşların da devletlerin de entegre yaklaşım sergilemesi gerektiğini söyledi. En önemli konulardan birinin de toplumlardaki yoksul kesimlerin nasıl etkileneceğiyle ilgili çözümler üretmek olduğunu kaydeden McBean, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için finansal desteğin hayati önem taşıdığını belirtti.
McBean, “Kanada’da 1998 yılında bir buz fırtınası oldu. Fırtına elektrik sistemlerine o kadar fazla zarar verdi ki, Montreal ve çevresi bir aydan daha fazla süren elektrik kesintileri yaşandı. Ekonomik sorunlarla birlikte yetişkinler ve çocuklar da çok ciddi ruhsal sorunlar yaşadı. Maalesef felaketin öncesinde kimse bu tür bir krizi öngörmedi. Bu tür durumlarda stresin de ortaya çıktığını görmüş olduk. Afet yönetiminde global iş birliğinin yanında bilim ve tüm sektörler birlikte çalışmalı ve çözümleri sistematik olarak düşünmeli. Verili bir bölge ya da endüstride oluşabilecek uzun vade risklerin bilgisi elde edildikten sonra risk taraması yapılmalı. Kamusal alanların kapasitesi afetlere ne kadar cevap verebiliyor? Ayrıca ekonomik etkiler dışında toplulukların ruh sağlığı nasıl etkilenebilir? Bunlara yönelik çözümler oluşturulmalı. Diğer yandan bir ülkenin gerçekleştirdiği eylemlerim komşu ülkelerini de olumsuz etkilemediğinden emin olmak zorundayız” dedi.
“Yerel düzeylerde entegre bir uyarı sistemine sahip olmak çok önemli. Örneğin Kanada’da meteoroloji sel olacağını bilgisini sadece bilimsel olarak vermiyor, herkesin anlayabileceği şekilde veriyor”
“YEREL AKTÖRLERLE ULUSLARARASI PROGRAMLAR BİR ARAYA GETİRİLMELİ”
İklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yönelik fayda/zarar analizleri yapmak gerektiğine de değinen McBean, yerel aktörlerle uluslararası programları bir araya getirecek programlara ihtiyaç duyulduğunu söyledi. McBean, “Bunu bir yatırım stratejisi gibi düşünebiliriz. İklim değişikliğinden dünyanın her yeri aynı şekilde etkilenmiyor. Örneğin Kanada’da üç kat daha fazla etkileniyoruz.
Bu bilgileri alıp bölgelere göre düzenlemek gerekiyor. Yerel düzeylerde entegre bir uyarı sistemine sahip olmak çok önemli. Örneğin Kanada’da meteoroloji sel olacağını bilgisini sadece bilimsel olarak vermiyor, herkesin anlayabileceği şekilde veriyor” dedi. McBean, devletlerin ve bilimsel kuruluşların birlikte düşünmesi ve hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi. Entegre bir şekilde uyarı sisteminin olması gerektiğine dikkat çeken McBean, yerel düzeyde bir sistemin devreye sokulması gerektiğini anlattı. Kanada’da meteorolojinin, gelecekteki hava koşullarıyla ilgili bilgi hizmeti verdiğini belirten McBean, bir yıla yakın öngörüde bulunabildiklerini söyledi. Kanada meteorolojisinin sadece bilimsel ifadelerle kişileri uyarmadığını, farklı farklı yerlerdeki insanların anlayabileceği düzeyde bilgi aktardıklarını kaydeden McBean, “Meteroloji, hava olaylarının ne zaman nerede gerçekleşeceğini, ne tür seçeneklerin olduğunu ortaya koyuyor” dedi.